“Halit Çelenk’i anlamak hukuku Halit Çelenk gibi anlamaktır. Halit Çelenk önce insan sonra hukukçu olacaksınız derdi. Halit Çelenk emeğin emekçinin avukatı idi. İnsan hakları sınıf mücadeleleri ile elde edilmiştir. O baskısız, sömürüsüz, özgür bir dünya istiyordu. Halit Çelenk yorumlarını diyalektik materyalist felsefeye göre yapardı.”

Prof. Dr. Ferda Çelenk konuşurken aldığım notlar bunlar. Ferda Çelenk  “141- 142. maddeler özgürlük mücadeleleri sonucunda kaldırıldı, özgürlük mücadelesi devam ediyor. Halit Çelenk eşitlikten yana idi. Bir örgüt davasında mahkeme erkek sanıklara indirim uygular, davada bir de kız sanık vardır. Hakim “ Sen kız kafanla bu işlere neden karışıyorsun? “ diyor ve kız öğrenciye indirim uygulamıyor. Halit Çelenk bunun üzerine “ Hukuk fakültelerinde insan hakları dersi okutulmalı diyor.”

Halit Çelenk okuyan, araştıran bir hukukçuydu. Server Tanilli “ Halit Çelenk kürsüsüz üniversitedir”  derdi. “

Serpil Çelenk Güvenç konuşuyor : “ Halit Çelenk sınıfsız bir toplum için mücadele etti. O bu mücadelesinde emekçilerin, sanatçıların, devrimcilerin avukatı oldu. O faşizme karşı özgürlüğün savunucusu oldu. Bugün 12 Mart ve 12 Eylül faşizminin sivil döneminde yaşıyoruz. Hitler de seçimle iktidara gelmişti, seçimle iktidara gelmek sonucu değiştirmiyor. Halit Çelenk her zaman müdafi olmadı. O savunma hakkını kullandığı için sanık da oldu, sanık sandalyesinde oturdu. 12 Eylül’de Aydınlar Dilekçesi ve Barış Derneği davalarında sanık oldu.

Çağdaş hukukun özü hümanizmdir. O hep insandan yana oldu. Hukukun dar kalıpları içerisine sıkışmadı. Hukuku emekçiler için devrim için kullandı.

Bizler kol ve fikir emekçileriyiz. İçerde ve dışarıda, her yerde mücadele bayrağını yükseltiyoruz.

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay da Çelenk'in 1974'te DGM'lere karşı verdiği mücadeleyi unutmayacağını söyledi.

Bir avukatın meslek hayatında Çelenk'i örnek almasını isteyen Tanay, ''Nasıl bir avukat olmak gerekir? Deniz'lerin avukatı olmak gerekir. Halit abi gibi bir avukat olmak gerekir. Avukat sadece mahkemelere girip çıkan ve savunma yapan kişi değildir. Avukat, Halit abi gibi mücadelenin içinde olmalıdır'' ifadelerini kullandı.

En son konuşmayı yapan İstanbul Barosu başkanı Av. Doç. Umit Kocasakal “Biz savunmayı savunduğumuz için şüpheliyiz. Onlar avukatın vazo gibi kenarda durmasını istiyorlar, avukat savunma yapmayacak, sınırı aşmayacak. Silivri’de avukatlar savunma hakları ellerinden alındığı için duruşmalara girmediler. Mahkeme bizden avukat atamamızı istedi. Biz atamadık. CMK 150, 151 ve 152. Maddelere göre seçilmiş müdafileri olanlara avukat atanamaz.  Bu konuda CGK kararı var. Onlara göre biz şüpheliyiz. Bizim ne olduğumuz şüphesiz. Adalet istiyoruz, adil yargılanma hakkını, savunma hakkını, tam bağımsız Türkiye istiyoruz. Bundan da hiçbir şüphemiz yok bizim.

En Son Haber Sitesi Kocasakal’ın konuşmasını şöyle verdi:

BARO BAŞKANI KOCASAKAL

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da Çelenk'in kendilerine savunmayı öğrettiğini söyledi.

Çelenk'in, İstanbul Barosu'na verdiği bir dilekçede, baroya çok güvendiğini yazdığını kaydeden Kocasakal, ''Bu güven omuzlarımıza sorumluluk yüklemektedir. Andığımız Halit abi bize bir miras bıraktı. Biz bu mirasa sahip çıkacağız'' dedi.

Baro'nun Balyoz davasına avukat göndermemesi konusuna da değinen Kocasakal, bundan dolayı kendisi ve baro yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve mahkemeye çağrıldıklarını söyledi. Kocasakal, ''Özel yetkili mahkemeler DGM'leri mumla aratıyor. Savunma diye bir şey kalmadı. Avukat, şekli bir unsur halini aldı. Özel yetkili savcı, avukata 'yerine otur' diyor, mahkeme heyeti ağzını açamıyor. 'Bu koşullarda savunma yapamayız' dedik ve cübbelerimizi bıraktık'' diye konuştu.

Sol Haber Portali Halit Çelenk’i anma törenine geniş yer verdi.

 

 Devrimci hukukçu, “Deniz’lerin avukatı” Halit Çelenk, ölümünün birinci yıl dönümünde İstanbul Barosu ve Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen bir etkinlikle anıldı.

Geçtiğimiz yıl 5 Mayıs’ta 89 yaşında hayata gözlerini yuman Halit Çelenk, Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu’nda yapılan bir etkinlikle anıldı. İstanbul Barosu ve Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nca düzenlenen etkinlikte Çelenk’in dostları ve mücadele arkadaşlarının yanı sıra çok sayıda genç hukukçunun katılımı dikkat çekti.

Vakıf adına konuşan oyuncu Rutkay Aziz, Çelenk’in sadece emekçilerin ve devrimcilerin avukatı olmadığını, aynı zamanda ilerici sanatın da savunucusu olduğunu belirterek, 12 Mart cuntasının baskılarına karşı devrimci sanatçılarla dayanışmasına örnekler verdi.

Ardından söz alan Prof. Dr. Ferda Çelenk, babasının önce insan, sonra hukukçu olduğunu, hukuk felsefesinin de buna dayandığını söyleyerek “insancıl hukuk” yaklaşımının altını çizdi. “Halit Çelenk bir insan hakları savunucusuydu, insan hakları ise sınıf mücadeleleriyle kazanılmış haklardır ve sınıf mücadelelerinin bir ürünüdür” diyen Ferda Çelenk, babasının özel yaşamında da inançlarına ve dünya görüşüne uygun yaşayan, “özü sözü bir” bir insan olduğunu belirtti.

‘Emekçilerin iktidarını savunan bir avukat’
Serpil Çelenk ise sözlerine bugün Türkiye’de sivil bir darbe rejiminin yaşandığını belirterek başladı. Halit Çelenk’in sosyalist bir hukukçu olarak darbe dönemlerinde görüşlerinden dolayı sanık sandalyesine oturtulduğunu, işçi sınıfının iktidarını savunduğu için burjuvazi tarafından cezalandırıldığını söyledi. Halit Çelenk’in Deniz’ler ile özdeşleştiğini, Çelenk’in onları savunurken sadece oğullarını ve yoldaşlarını değil, sosyalizmi de savunduğunu, çünkü faşist cuntanın Deniz’lerin şahsında sosyalizmi idam etmek istediğini söyleyerek, “Halit Çelenk Deniz’leri son nefesine kadar savunmaya devam etti” dedi. Çelenk’in hukuku emekçilerin mücadelesinin hizmetine sunduğunu vurgulayan Serpil Çelenk, bunu emekçi halkın iktidarına ve sınıfsız sömürüsüz bir dünyaya olan inancı ile yaptığını ve bu nedenle de defalarca sanık sandalyesine oturtulduğunu belirtti.

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Av. Taylan Tanay, konuşmasında Halit Çelenk, Niyazi Ağırnaslı, İbrahim Açan gibi devrimci avukatların geleneğine sahip çıktıklarını belirterek, mücadelelerinde Halit Çelenk’i örnek aldıklarını söyledi. Son sözü alan İstanbul Barosu Başkanı Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Türkiye’de bugünkü rejimi “ileri faşizm” olarak niteledi ve Özel Görevli Mahkemelerde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti. “Savunmayı savunmak sadece sözle olmaz, eyleme geçmek ve bedel ödemek gerekir” diyen Kocasakal, Halit Çelenk gibi dik duracaklarını belirterek, adil yargılanma hakkına yönelik saldırıların yenileceğine olan inancını dile getirdi.

(soL - İstanbul)