Bar
Türkiye Değişiyor
Barolar bu değişimin dışında kalamaz.
Türkiye değişiyor, Türkiye değişmek zorunda; Değişime karşı direnmek yerine değişimin doğru istikamette olması için örgütlü müdahale gerekir.
Değişime karşı olmak, değişime karşı durmak mevcuttan memnun olmaktır. Biz Türkiye’de yarım asırdır sürmekte olan düzenden memnun değiliz.
Neden memnun değiliz.
Biz 12 Eylüllerin ürünü lider sultasına dayalı siyasi partiler sisteminden, bu siyasi parti liderlerinin, ulusal iradeyi temsil etmesi gereken TBMM’ni adeta tayinle oluşturmalarından, demokratik temsilin önünde büyük bir engel oluşturan seçim barajından memnun değiliz. o seçimlerinde yarışan ilerici sol gruplar Baroyu geri çizgiye düşürmemek, değişimin önünü açmak için bireysellik yerine ilkeliliğe önem vermeliler.
Biz demokratik bir Türkiye istiyoruz.
Biz demokratik Türkiye’nin olmazsa olmazı bağımsız ve tarafsız bir yargı istiyoruz.
Yargı Sistemi 12 Eylüllerin ürünüdür. HSYK’nın demokratikleşmesini siyasi iktidarların HSYK’dan elini çekmesini istiyoruz. Adil bir yargı için HSYK’dan ayrı bir savcılar kurulu olmalıdır.
Yüksek yargı organlarının ve HSYK’nın birbirini seçmesi demokratik olmadığı gibi hukukun gelişmesinin de önünü tıkamaktadır. Biz yüksek yargıdaki bu kast sisteminin değişmesini isterken, yüksek yargı kurumlarında ve HSYK’da siyasi iktidarların etkili olma girişimlerine de karşı durmalıyız.
Cumhuriyet asker sivil aydınların öncülüğünde kuruldu. Biz başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyetin kuruluşuna öncülük eden asker sivil aydınlara minnet duyuyoruz. Ancak kırk yıldır Cumhuriyeti  ve cumhuriyetin temel ilkelerini korumak  bahanesiyle Türkiye’de darbeler yapan, Deniz Gezmiş’leri, Erdal Eren’leri idam sehpalarında infaz eden, son kırk yılın genç kuşaklarını ezip yok eden, bütün ilerici güçlere Türkiye’yi dar eden,  genç kuşakları depolitize eden darbeci, vesayetçi sistemle hesaplaşma zamanı geldi geçiyor diyoruz.
İlerici sol avukatlar ve barolar bu değişim ve dönüşümde doğru tavır almak zorundadırlar. Gerçek siyah beyazdan ibaret değildir. Değişimden yana olmak, hükümetten yana olmak olmadığı gibi kurulu düzenden yana olmak da olmamalıdır.
Biz Türkiye’den yana, çağdaş demokrasiden yana tavır almak durumundayız.
İstanbul Barosu seçimlerini bu anlayışla değerlendirmeliyiz. Barolardaki değişim siyasi iktidarın yargıda kurmaya çalıştığı etkinliğe hizmet etmemeli, ama değişime de karşı olmamalıdır, değişimden yana olmalıdır. Baro seçimlerinde yarışan sol gurupların liderleri bu doğrultuda inisiyatif koymalıdırlar.

                                                      Av. Rahmi Ofluoğlu