Sözcü'nün “Hacze Gelen Avukatı Yaktılar, Serbest Kaldılar” başlıklı haberine şüpheli ve avukatından yanıt:

Birkaç gündür medyada ve internet sitelerinde yer alan “HACZE GELEN AVUKATI YAKTILAR, SERBEST KALDILAR” şeklinde yapılan haberlerin asılsız ve yargıyı medya üzerinden baskı altına alma amaçlı yapıldığı iddia edilmektedir.

Borçlu Muzaffer S. Sitemize yaptığı açıklamada olayı şöyle anlattı:

“Sadece görevini yapmaya çalışan bir avukatın haciz mahallinde üzerine tiner dökülerek yakıldığı şeklinde medyada yer alan olayın aslı anlatılandan tamamen farklıdır.

 Ufuk E. adlı arkadaşıma 80.000 TL. (Seksenbinlira) hatır çeki vermiştim.  Ufuk E. çekleri dolandırıcılara kaptırınca,  mahkeme kararı aldırmış, ancak dolandırıcı çekleri Finansbank’a verince, banka avukatları icra takibi başlatmış ve 16.07.2019 tarihinde işyerime hacze gelmişlerdir.

 Gerçek bir borcum olmadığını anlatmaya çalışsam da, avukatlık bürosuna bağlı Av. Halil Kertik ikna olmamış, fabrikadaki malları haczetmiştir. Haczettiği malları kaldırıp götüreceğini söyleyince avukatla anlaşmak zorunda kaldım ve avukatın hazırladığı protokol imzadım. Protokole göre 80.000 TL.’lik çeklere karşılık 17.07.2019 tarihinde 10.000 TL., 26.07.2019 tarihinde ise 102.500 TL. olmak üzere 112.500 TL. (Yüzonikibinbeşyüzlira) ödenmesi konusunda anlaştık.

Protokole göre 10.000 TL.’yi avukatlık bürosunu da bilgilendirerek ve onayını alarak 2 gün gecikmeyle 19.07.2019 tarihinde ödedim. 26.07.2019 tarihinde ödemesini yapmaya çalışırken ödeme gününden 1 gün evvel 25.07.2019 tarihinde avukatlık bürosundan bir başka avukat olan Av. Yunus Eryılmaz, polisler, icra memuru ve 2 tır geldiler. Yapılan protokole göre ödeme gününün 26.07.2019 olduğunu anlatmaya çalışsam da Av. Yunus Eryılmaz protokolü yapan avukatın tatilde olduğunu, protokolünde kendisini bağlamadığını, o anda kendisine 140.000 TL. ödeme yapılmazsa haczedilen malları kaldıracağını söyledi. Avukatlık bürosunun başında bulunan Mustafa Büyükbaş arandığında kısmen anlayış gösterse de Av. Yunus Eryılmaz malları kaldırmakta ısrar etmiştir.  Yunus Eryılmaz’a “Borcumuz olmayan bir parayı ödüyoruz, gününden önce tahsilata geliyorsunuz, memleket daha 3 yıl önce büyük bir travma (Darbe) atlattı ve ekonomik etkileri hala sürüyor” deyince Av. Yunus Eryılmaz’ın gözü dönmüş, Muzaffer S.’ye hitaben “Sizin gibi zihniyetler olduğu sürece Türkiye normalleşemiyor, ama biz er geç sizin gibi zihniyetleri yok edip Türkiye’yi normalleştireceğiz” demiş, çalışanlara da dönerek “Evlerinize geleceğim, donlarınızı da alacağım” diyerek olayları alevlendirmiştir. Bu diyalogdan sonra Avukat Yunus Eryılmaz olay yerinde bulunan komiserin yanına koşarak bir köşede konuşmuş, komiser icra aracına gidip icra tutanağını alarak ve Muzaffer S.’ye hitaben “Artık anlaşsanız da bu malları kaldıracağım” demiştir.

Borçlu vekili Av. Hüdaverdi Yıldırım’ın yaptığı açıklamada;

Avukat Feyza Altun için gözaltı kararı Avukat Feyza Altun için gözaltı kararı

“Bütün çabaları sonuçsuz kalınca Muzaffer S.  “Böyle yaşayacağıma kendimi de bu fabrikayı da yakarım” diyerek icra memuru, polis memurları ve avukatın gözü önünde tiner bidonunu başından aşağı dökmeye başlamış, Muzaffer S.’nin kendini yakacağını anlayan icra memuru ve avukat Yunus Eryılmaz müvekkile müdahale etmiş ve bu esnada onların da üzerine tiner sıçramıştır. Avukatın bacağına tiner sıçramış ancak Muzaffer S.’nin boynu, koltuk altları, omuzları ve sırtı da yanmıştır. Avukat Yunus Eryılmaz’ın ima ettiği gibi çakmak çakılarak tinerin ateş alması sonucu bir yanık olmamış, yanıklar tamamen kimyasal tepkime sonucu meydana gelen yanıklardır.

Bütün bu yaşananların ardından Avukat Yunus Eryılmaz fabrikadaki bütün makineleri kaldırmış ve “Hacze gittim beni yaktılar” diyerek Muzaffer S. ve çalışanlarından şikayetçi olmuştur. Muzaffer S. ve 4 çalışanı geceyi nezarette geçirmiş, ertesi gün Anadolu Adliyesinde önce savcılıkta ifade vermişler, ardından mahkemeye sevkedilmişler ve mahkemece adli kontrolle serbest kalmışlardır.

Muzaffer S. 102.500 TL. ödemek üzere anlaşmışsa da avukat Yunus Eryılmaz’ın yaptıklarından sonra olaydan 1 gün sonra yani 26.07.2019 tarihinde 125.000 TL. avukatlık bürosuna, 3.500 TL. de icra dairesine olmak üzere protokolde anlaştığından 26.000 TL. daha fazla para ödeyerek haczedilen mallarını geri almak zorunda kalmıştır.

Muzaffer S.’nin ve çalışanların Avukat Hüdaverdi Yıldırım “Avukatlık tahsilatçılk ya da fırsatları paraya çevirmek işi değildir. Bir avukat hukuku bir tehdit olarak kullanmamalıdır. Nihai amaç adaletin tecellisi ve mağduriyetlerin giderilmesi olmalıdır. Yapılan haciz işleminin şekli, meslektaşımın etiğe aykırı sözleri ve davranışları vicdanları yaralamıştır. Bahsi geçen olaya şahit olan mahalle sakinlerinin Avukatlık mesleğine bakışını çok olumsuz etkilemiştir. Sevgili meslektaşıma sormak istiyorum “Sizi yakan müvekkil Muzaffer S. ise, müvekkil Muzaffer S.’yi kim yakmıştır. “Hacze gelen avukatı yaktılar, serbest kaldılar” diyerek ve özellikle Sözcü gazetesine beyanda bulunarak Sayın Mahkemeyi ve Mahkemenin Sayın Hakimini zan altında bıraktıklarının farkında değiller midir, 80.000 TL.’yi 138.500 TL. olarak ve kendi yaptıkları protokolden bile 26.000 TL. daha fazla olarak tahsil etmeleri ahlaka uygun mudur, “Sizin gibi zihniyetleri yok ederek Türkiye’yi normalleştireceğiz” derken nasıl bir normalleşmeyi arzu etmektedirler ve tüm bu yapılanlardan sonra vicdanları rahat mıdır” diye sormaktadır.

adaletbiz.com