Av. Esin Kılıç, hakimlik mesleğinden ayrılarak avukatlık mesleğini  seçen bir meslektaşı ile yaptığı konuşmadan esinlenerek bir yazı kaleme aldı."

Neden Avukat Hareketi...

Neden Avukat Hareketi?
Adalete uzun yıllar boyunca hakim cübbesiyle hizmet etmiş, yakın geçmişte, avukat cübbesini seçmiş bir Avukat Hareketi üyesi, bu soruya açık yüreklilikle yanıt veriyor:
"Adaletin bağımsızlığını, tarafsızlığını ve güvenilirliğini tümü ile yitirdiği bugün, adalet için eyleme geçmek bir zorunluluk halini aldı. Bunu siyaset tarafından kuşatılmış yargı makamında gerçekleştirmem mümkün olmadığı için avukat cübbesini giydim. Cübbemi halen inançla, kararlılıkla ve cübbemin hak ettiği onurla taşıyorum.
Uzun yıllar boyunca, on binlerce avukatın temsilini üstlenen mevcut Baro yönetiminin, avukatları ve savunma hakkını nasıl temsil ettiğini, eski bir hakim olarak, adaletin yargı tarafından gözlemleme olanağı buldum.
Şunu samimiyetle ifade etmek isterim ki, İstanbul Barosu, adaletin tuğladan bir duvar gibi avukatların üzerlerine yığıldığı, siyaset ile kuşatıldığı, adaletin avukatların temsil ettiği sac ayağının kırıldığı ve tüm bunların bilinçli olarak, adım adım hayata geçirildiği on yıllar boyunca, tüm gücüyle siper alarak avukatların önünde durmalıyken, avukatları da savunma hakkını da yapayalnız bıraktı. Gerek hakim olarak çalıştığım ve gerekse avukat olarak çalışmakta olduğum adalet sisteminde gördüğüm odur ki, avukatlar, gerçekten de bir avuç adalet için, hakimi, savcısı, memuru, UYAP'ı, bağımlı yargısı, siyasete bulanmış sistemi ile adalet çarklarının içinde bireysel olarak ezilmeye mahkum edildiler.
"Mahkeme hakimi mazeretli ise, duruşma öncesinden bildirilsin." gibi somut, basit ve anlaşılır mesleki sorun ve talepleri dahi yanıtsız bırakıldı.
Barolar Birliğine, Adalet Bakanlığına, sivil toplum kuruluşlarına ve nihayetinde siyasete yön verebilecek bir güce sahip olduğu halde, İstanbul Barosu, sessiz, tepkisiz, eylemsiz kaldı. Baro yönetimi, kendi içinde tek adam rejimini kurdu, kendisini var edenin avukatlar olduğunu unuttu, varlığının asıl sebebini ve amacını bir yana bıraktı ve alternatifsiz olduğu gafletine kapıldı.
Avukat Hareketi, tam da bu nedenle mevcut baro yönetiminden kopan ve meslektaşlarına "Harekete Geç!" çağrısı yapan Avukat Başar Yaltı ve çalışma arkadaşları tarafından kuruldu.
Uzun yıllar kürsünün diğer tarafından izleme imkanı bulduğum Avukat Başar Yaltı, çalışkanlığı, mesleğine hakimiyeti ve kıdemine rağmen, avukatlık mesleğine duyduğu heyecan ve hevesi asla tükenmeyen bir avukat olarak adalet camiasında her daim saygın bir isim olarak yer aldı.
Başar Bey'in öncülüğünü yaptığı bu hareket, tıpkı kendisi gibi; samimi, tecrübeli ve fakat bir o kadar heyecanlı. Avukat Hareketi, harekete geçmek ve harekete geçirmek istiyor, tüm sesleri dinliyor, tüm eleştiri ve önerileri ciddiye alıyor, kapısını herkese açık tutuyor. Hareketin bünyesinde kıdemli avukatlar kadar, geçmişteki mesleklerini gerilerinde bırakarak avukat cübbesini seçmiş olanlar, henüz mesleğimizin başındaki genç avukatlar, akademisyenler, Barolar Birliğinde görev almış kıdemli baro yöneticileri var.
Hareket, söylemin ötesine, eyleme geçmeye hazır.
İşte bu yüzden, Avukat Hareketi diyorum!"