Sırbistan vatandaşı Sefkija Ademoviç 1992 yılında, İtalyan mahkemesi tarafından uyuşturucu kaçakçılığı yapmaktan suçlu bulundu ve gıyabında yapılan yargılamada 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İtalya’nın 1994 yılında, Interpol aracılığıyla Kırmızı Bülten yayınladığı Ademoviç Edirne Kapıkule Sınır Kapısı’nda Türkiye’ye giriş yaparken yakalandı ve gözaltına alındı. Edirne Sulh Ceza Mahkemesi, “Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi”ne (AİHS) dayanarak Ademoviç’i tutukladı. Adalet Bakanlığı, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına Ademoviç’in 1992 tarihinde İtalya’da uyuşturucu kaçakçılığından 17 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığını bildiren bir mektup gönderdi. Cumhuriyet Başsavcılığı da, Bakanlar Kurulu’nun suçlunun iadesine ilişkin kararına kadar, Ademoviç’in tutukluluk halinin devam etmesi gerektiğini belirtti. Ademoviç hakkında ayrıca Türkiye’de işlediği iddia edilen suçlar nedeniyle tutukluluk hali devam etti.

DGM tahliye etti, Edirne iade edilecek diye bırakmadı

Edirne Cumhuriyet Savcısı, eski TCK uyarınca, Ademoviç hakkında uyuşturucu kaçakçılığı yapmak suçundan iddianame hazırladı. 1995 yılında Bakanlar Kurulu, Türkiye’deki yargılaması bittiği zaman Ademoviç’in İtalya’ya iade edilmesine karar verdi. 1995 yılında da Ademoviç’in İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. 1997 yılında mahkeme Ademoviç’i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı ancak Edirne Sulh Ceza Mahkemesi İtalya’ya iade edilmesi amacıyla tutuklu olarak kalmasına karar verdi. 2002 yılında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’na Ademoviç’in İtalya’ya iade edilebileceğini bildirdi. 2003 yılında Ademoviç İtalya’ya iade edildi. Ademoviç’in Türkiye’de kaldığı tutukluğunun uzunluğu için AİHM’e başvurdu. AİHM de Ademoviç’in iadesi amacıyla alıkonulduğu tutukluluğun aşırı uzunluğuna ilişkin şikâyeti AİHS’nin 5. maddesi uyarınca incelemeye karar verdi. Davada üç tutukluluk dönemi olduğuna dikkat çeken AİHM, başvuruyu İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin Ademoviç’i tahliye ettiği tarih olan 10 Ekim 1997 ile İtalya’ya iade kararının verildiği 7 Şubat 2003 tarihleri arasındaki dönemi dikkate alarak inceledi.

Tutukluluğa itiraz talepleri olaya özgü iddialar açısından değerlendirilmedi

Türk mahkemelerinin Ademoviç hakkındaki iade sürecine bağlı tutukluluk kararında, bir süre sınırı belirlemediğine dikkat çeken AİHM, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin Adalet Bakanlığı’nın Ademoviç’i iade edilebileceği konusunda bilgilendirmesine rağmen, iade edilme tarihine kadar tutuklu olarak alıkonulmasına anlam verilemediğine işaret etti. AİHM, Türkiye’nin Ademoviç’in iade sürecine ilişkin tutukluluk halini 5 yıldan uzun sürdürerek, ulusal sistemin Ademoviç’i keyfi tutuklamadan koruyamadığını ve suçluların iadesine ilişkin Türk ceza hukuku sisteminin, açık ve öngörülebilir ilkeler içerme şartını sağlayamadığını kaydetti. AİHM, Ademoviç’i 10 Ekim 1997 ve 7 Şubat 2003 tarihleri arasındaki tutukluluğunun, AİHS’ne aykırı olduğunu belirtti. AİHM, tutukluluğunun etkin şekilde yargısal denetimden geçirilmemesi şikayeti konusunda da Ademoviç’in tahliye talepleri reddedilirken Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nden bahsetmediğini vurguladı. Tutukluluğa itiraz talepleri reddedilirken Ademoviç’in olayına özgü iddialarının dikkate alınmadığını ifade eden AİHM, yasaya aykırı özgürlükten yoksun kılma veya tahliye edildiği yasaya uygun olan tutukluluktan dolayı maruz kalınan zarar için tazminat davası açılabileceğini anımsatarak, Ademoviç’e etkin bir tazminat talep etme hakkının sağlanmadığını vurguladı. Ademoviç’in yargılamasının 11 yıl 7 ay sürdüğünü ve “makul süre”nin aşıldığına işaret eden AİHM, Ademoviç’e manevi tazminat olarak 26 bin euro ödenmesine hükmetti. (ANKA)