T.C.

YARGITAY

18. CEZA DAİRESİ

E. 2015/41820

K. 2017/10662

T. 10.10.2017

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;

1-) Sanık hakkında “tehdit” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz yönünden;

Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğenin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,

Ancak;

Anayasa Mahkemesi'nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 Sayılı kararı ile TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,

Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz iddiaları bu sebeple yerinde ise de, bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları tebliğnameye uygun olarak, 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 Sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca; TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına dair kısımdan “b” kısımlarının çıkartılması suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2-) Sanık hakkında “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;

Sanık ile müşteki arasında alacak borç ilişkisi olduğu bu sebeple sanığın olay tarihinde müştekiye aynı gün içerisinde farklı saatlerde 18 adet mesaj gönderdiği, bu mesajlardan birkaçının "elimden geleni yaparım, tersim pistir, beni tanımıyorsun, 15 dakika başladı, eğer olmazsa arabanı benzinle yakarım, pilin bitti, itfaiye 112'ye ihtiyacın olacak, benzin aldım, seyret bu saatten olacakları, sabaha kim zararlı çıkar bilmem" şeklindeki içeriklerden ibaret olduğu olayda, eylemin kül halinde TCK'nın 106.hükmü kapsamında kalması karşısında, sanığın müştekinin sırf huzur ve sükununu bozmak maksadı ile hareket ettiğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre ise;

TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına dair hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 Sayılı kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olmasının gözetilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.