Dava, tapu kayıt düzeltimi isteğine ilişkindir. 
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 859 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi tarafından sağlığında dava dışı M.F.'a satıldığı, ancak satışa ilişkin resmi aktin sicile yansıtılmadığı ve davalılar adına intikalinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tapu Müdürlüğü, değinilen hatalı işlem nedeniyle eldeki davayı açmış ve tapunun iptali ile M. F. adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. 
Hemen belirtilmelidir ki, bu tür davaların kural olarak ilgili kişiler ya da mirasçıları tarafından açılabileceği düşünülür ise de; gerek tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlarda Devletin kusursuz sorumluluğunu düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 1007. maddesi, gerek 17.08.2013 günlü ve 28738 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2013/5150 sayılı Tapu Sicili Tüzüğü'nün 74/4. maddesi ile (bu maddenin yollamasıyla) idarelerin davalarda taraf olabilmelerini düzenleyen 02.11.2011 tarihli ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 6., 7. ve 8. maddeleri, gerekse tapu müdürlüklerinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı ve Genel Müdürlük olarak da Bayındırlık ve İskan Bakanlığına, yeni ismi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı kuruluşlar olarak genel bütçe içinde ayrı bütçe ile yönetilen kamu kuruluşları arasında yer almış olmaları birlikte değerlendirildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı İdarenin hukuki yararının ve taraf ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. 
Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.