T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

 

E. 2014/11859

K. 2015/9650

T. 10.9.2015

 

DAVA : Davacı S.. A.. vekili Avukat Yüksel tarafından, davalılar T.. B.. ve diğeri aleyhine 22/06/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı İçişleri Bakanlığı yönünden kabulüne dair verilen 28/04/2014 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı İçişleri Bakanlığı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, haksız el koyma nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin davalı İçişleri Bakanlığı yönünden kabulüne karar verilmiş, karar davalı İçişleri Bakanlığı vekili tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı kasap olduğunu, 07/01/2004 tarihinde ismini İsa olarak bildiği kişinin kendisini arayarak elinde küçükbaş hayvanlar olduğunu beyan etmesi üzerine erken saatlerde kamyoneti ile giderek 7 milyara hayvanları satın aldığını ve Avcılar ilçesinde bulunan ahırında izinsiz kesim yaparken Jandarma tarafından yakalandığını, ahırda bulunan 1 adet inek ve 1 adet düve ile birlikte kesilen hayvanlara el konulduğunu belediye zabıta memurlarına yediemin olarak teslim edildiğini, hakkında ceza davası açıldığını ancak zamanaşımı nedeni ile davanın düştüğünü, Jandarmanın hâkim veya savcı kararı olmadan haksız olarak el koyduğu malları nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalılar vekili, Gebze ilçesi Muallim köyünden Osman Denizci'ye ait ağıldan 37 adet küçükbaş hayvanın çalındığını, davacı ve beraberindekiler tarafından kaçak kesimhane ve ahır olarak kullanılan yerde hayvanların kesildiği sırada suçüstü olarak yakalandığını, davacının hukuken korunmaya değer bir menfaati olmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkemece, davacının manevi tazminat isteminin yasal şartları taşımaması nedeni ile reddine, maddi tazminat istemi yönünden hayvanlara davacının elinde iken yani onun zilyetliğinde iken el konulduğu, soruşturma dosyası müştekisi Osman Denizci'ye ait olduklarına ilişkin bir belge bulunmadığı bu durumda malların davacıya ait olduğunun kabulü gerekeceği benimsenerek bilirkişi tarafından hesaplanan düve tabir edilen büyükbaş ve 37 adet küçükbaş hayvan bedelinin ödetilmesine karar verilmiştir.

Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, yurt genelinde hayvan hırsızlığı nedeni ile yürütülen ayrıntılı bir soruşturma sırasında davacının ahır olarak kullandığı yerde hırsızlık malı olan hayvanları kaçak olarak kestiği bilgisine ulaşıldığı, Gebze İlçesi Muallim Köyü'nden Osman Denizci'nin 37 adet çoğu gebe olmak üzere koyunlarının hırsızlandığı ihbarının geldiği davacının cep telefonu kayıtlarından sabaha karşı Gebze İlçesi Muallim köyü civarındaki baz istasyonu kullanılarak görüşme yapıldığının belirlendiği bunun üzerine davacının ahırına yapılan baskında biri koç ve çoğu gebe olmak üzere 37 adet küçükbaş hayvanın kaçak olarak kesildiği, baş ve iç organlarının da hayvanların yanında olduğunun görüldüğü, kaçak kesilen hayvanlara el konularak belediye zabıta memurlarına teslim edildiği, Osman Denizci'nin hayvanlarını teşhis ettiği, davacının ise gece vakti kendisini arayan ve kendilerini çok iyi tanımadığı kişilerden sabaha karşı hayvanları satın aldığını ahırında kaçak kesim yaptığını savunduğu, davacı hakkında suç işlemek için teşekkül oluşturmak ve hırsızlık suçlarından kamu davası açıldığı ancak zaman aşımı nedeni ile davanın düştüğü anlaşılmaktadır. Haksız olarak el konulduğu iddia edilen hayvanların kaçak olarak kesildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı görülmektedir. Davacı, gerek ceza davasında gerekse eldeki davada ahırında kaçak kesim yaptığını ikrar etmektedir.

3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu'nun 33. maddesi ve 2645 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği'nin 103. maddesine göre köylerde zati ihtiyaç için yapılacak kesimler ile kurbanlık hayvanlar hariç mezbaha ve et kombinası haricinde kesilen hayvanların eti kaçak ettir. Kaçak ete belediye zabıtası el koyar.

Davacının sanık olarak yargılandığı ceza davası dosyası arasındaki telefon teknik takip raporları, müşteki beyanı, teşhis tutanağı, sanık ve tanıkların beyanları ve diğer tüm delillerden davacının ahırında kesilen hayvanların hırsızlık malı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi düşünülse bile davacının, ahırında kaçak olarak kesim yaptığı sırada suçüstü yakalanmış olması nedeniyle, yukarıda anılan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca kaçak ete belediye zabıtasınca el konulacağından davacının küçükbaş hayvanların bedeline yönelik isteminin reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :  Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı İçişleri Bakanlığı yararına BOZULMASINA, davalı İçişleri Bakanlığının öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine 10/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.