Sayın Osman Bucukoğlu'nun yargının kimin elinde bulunduğuna ilişkin matematiksel keskinlikte yazısının özetini aşağıda sunuyoruz.

Yazarın sonra söylediğini biz başa taşıyalım dedik : "Yargı içinde cemaat varlığından rahatsız olan bütün toplumsal kesimlerin koalisyonu olan ve hükümetin de desteklediği Yargıda Birlik Platformu seçimleri kılpayı farkla kazandı. Ama yargı camiasının tabanında cemaatin ezici çoğunluğu() inkar edilemez bir fiili durum. En yakın rakibinin % 20 –23 bandında olduğu bir ortamda, cemaatin varlığı %43 mertebesinde...

1923’ün kazanımı olan özgürlüklerimiz, Pensilvanya’nın ihtiyarı tarafından uzaktan kumandayla ayarlanmış olan bir saatli bombanın üzerinde oturmakta."

Yargı camiasının siyasi görüşleri çerçevesinde kırılıma tabi tutulmasını doğru bulanlardan değilim. Ancak siyasi görüşler çerçevesinde yargının kamplaştığı ve söz konusu kamplaşmanın halkı doğrudan ilgilendirdiği bir dönemde maddi gerçeği yansıtan bir fotoğrafın çekilmesi elzemdir. Bilgi seti içinde bu fotoğrafın yer almadığı bir toplumun

“algılar”ına dayanarak kanaatini inşa edeceği ve oynanan oyunun aktörlerinin bu “algılar”ı kendi

çıkarlarına uygun şekilde yönetmek için seferber olacağı aşikardır.

Cemaat operasyonlarını yakından takip eden Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi  isimlerin sıklıkla vurgu yaptığı “Algılar Savaşı”nın bir cephesinin de “yargıyı kimin ele geçirdiği”yle ilgili tartışma olduğunu aşağıdaki satırlarda hissedeceksiniz.

2014 yılındaki HSYK seçimlerine bağımsız adaylarla giren cemaatin, yargı içindeki varlığı hakkında fikir edinmemiz için oldukça objektif bir veri elimizde var: cemaatin bağımsız adaylarının aldığı oy oranı.

...

Resmi açıklamadaki tabloda yer verilmeyen adayların Yarsav adayı, YBP adayı veya bağımsız olduklarıyla ilgili veriye basındaki çıkan gayrı resmi sonuçlarda yer verilmiş ...

11(7 asil 4 yedek) üye için adli yargıda yapılan oylamada  130.745 oy kullanan 11.885 kişi, cemaatin adaylarına en düşük 4.438, en yüksek 5.316 oy vermiş. Yarsav –Yargıçlar Sendikası adayları, Levent Ünsal ve Murat Aydın hariç 1.168 oy almış. 5.056 oy alan Levent Ünsal’acemaatin şakirtlerinin oy yağdırdığı kendisi ve Yarsav tarafından da kabul edilmektedir.

Murat Aydın(903) ve Levent Ünsal(3.888)Yarsav ortalamasından yüksek olan 4.791 (903+3.888)oy miktarı cemaatin hanesine yazıldığı takdirde, yargı camiasının eğilimlerinin %86’sını yansıtan adli yargıdaki oylamada cemaat adaylarının aldığı ortalama oy miktarı 4.924ve oranı %41 mertebesinde.

5(3 asil 2 yedek) üye için idari yargıdayapılan oylamada 7.123 oy kullanan1.425 kişi, cemaatin adaylarına en düşük 626, en yüksek 735, ortalama olarak 684oy vermiş.Yargı camiasının eğilimlerinin %10’unu yansıtan adli yargıdaki oylamada cemaat adaylarının aldığı ortalama oy oranı %48mertebesinde. Adli ve idari yargıda yapılan oylamalardan kısa süre önce Yüksek yargıda yapılan oylamalaragöre,


HSYK seçimlerinin Yargıtay bacağında cemaatin adaylarının aldığı ortalama oy %53 mertebesinde ve

HSYK seçimlerinin Danıştay bacağında cemaatin adaylarının aldığı ortalama oy %46 mertebesinde

Cemaatin Danıştay veYargıtay’daki oy oranınınağırlıklı ortalaması alındığı takdirde, yargı camiasının eğilimlerinin %4’ünü yansıtan“Yüksek Yargı”da cemaatin oy oranının yaklaşık %51 mertebesinde olduğu görülmektedir.


Adli, idari ve yüksek yargıdakioy oranların ağırlıklı ortalaması alınarak yargı camiasının eğiliminin fotoğrafı çekildiğitakdirde

Ulusalcı/cumhuriyetçi aksı temsil eden Yarsav –Yargıçlar Sendikası’nın yargı camiasındaki oy oranı %10,

Bağımsız adaylarla seçime giren cemaatin oy oranı %43,

Milli görüşçü, sosyal demokrat, Alevi, sosyalist, ülkücü kesimlerin ittifakı olan YBP’nin oy oranı %46 düzeyindedir.

Bu oranları bir kenara bırakarak seçilen kişilere göz attığımızda

YBP’nin, adli yargıda 7 üyeliğin tamamını, idari yargıda 3 üyeliğin 1 tanesini kazanırken, Yargıtay ve Danıştay’da üyelik kazanamadığı

Cemaatin dari yargıda 2 üyelik,Yargıtay’da 7 üyeliğin tamamını,Danıştay’da 1 üyelik kazandığı,

“Yarsav –Yargıçlar Sendikası” ittifakının sadece Danıştay’da 1 üyelik kazandığı görülmekte.

Bu tabloyu medya ve bütün toplum hükümetin zaferi, yargıyı ele geçirmesi olarak yorumladı. Ancak adaylara ve kazananlara daha yakın plandan bakan “HSYK Sonuçları Göründüğü Gibi Değil”başlıklı Evrensel Gazetesi haberi(http://www.evrensel.net/haber/93933/hsyk-sonuclari-gorundugu-gibi-degil) fiili gerçeğin bu olmadığına işaret etmekte.


YBP tarafından Adli Yargı’da gösterilen 11 adaydan 5’i hükümete yakın, 3’ü ülkücü, 3’ü de sosyal demokrat olarak bilinen isimler. 7 üyeliğin 5’inin hükümete yakın, 1’inin ülkücü, 1’inin de sosyal demokrat isim tarafından kazanmasıve bu sayede hükümete yakın 7 atanan kişiyle birlikte hükümetin 12 olan salt çoğunluğa ulaşması üzerine kurulan hükümetin stratejisi tutmamış.


YBP’nin kazandığı 7 üyenin 3’ü ülkücü, 2’si sosyal demokrat ve sadece 2’si hükümete yakınmış. Hükümete yakın 2 kişiden birisi için de ülkücü çevreler “Ülkücüdür, onun seçilmesini biz istedik, bizle çalışacak” demekteymiş. Bunun dışında cemaatin 2 üyelik kazandığı idari yargıdaki oylamada YBP kazanan tek adayı hükümete yakınmış.


Toparlayacak olursak, adli(7) ve idari(3) yargıdatoplam 10 HSYK üyeliği için yapılan oylamada 8-2 kazanan YBP’nin içinde ülkücülerin ağırlığı 4/8,sosyal demokratların ağırlığı 2/8, hükümetin ağırlığı sadece 2/8. [AKP kontenjanından aday olan ülkücü, hesaplama aşamasında ülkücülere dahil edilmiştir. OB]  Yargı camiasının %96’sının oy kullandığı adli ve idari yargı oylamalarında YBP’nin %46 olan oy oranını, kazanan aday sayılarını baz alarak kırılma tabii tutulduğu takdirde, ülkücülerin oyu %23(=%46*4/8), sosyal demokratların oyu %12(=%46*2/8), hükümetin oyu%12(=%46*2/8) olarak karşımıza çıkmakta. Hükümet kontenjanından aday olan ülkücü,hesaplama esnasında ülkücükesime dahil edildi.Ancak her 2 kesimden de oy aldığı gerçeğinden hareketle, ülkücüler ve hükümet arasında %2-3 bandında bir geçişkenlik olabileceği gözardı edilmemeli. Bu durumda YBP’nin %46 olan toplam oy oranında, ülkücülerin payı%20-23 bandında, sosyal demokratların payı%12 mertebesinde, hükümetin payı%12-15 bandında hesaplanmaktadır.


Dikkat çeken hususlar:

Toplumdaki varlığı %2-3 bandında olan bir kesimi temsil eden otonom bir yapının yargıda%43 mertebesinde varolması, Otonom yapının kılcal damarlarından temizlenemediği yargının kaptan köşkünü hükümetin atamalarla kontrol etmeye çalışması ve bu atamaların toplumun diğer kesimlerinin temsiliyetinin de aleyhine olmasıİktidarı döneminde yargı içinde ciddi bir kadrolaşmaya gitmediği %12–15 bandındaki oy oranıyla aşikar olan hükümetinHSYK üzerindeki hakimiyetinin pamuk ipliğine bağlı olması, Düşmanın ve işbirliği yapılanın sürekli değiştiği japon kale maçı yıllardır oynayan cemaatin, aynı stratejiyi HSYK içinde de oynaması ve kah ülkücülerle kah laiklik hassasiyeti yüksek kesimlerle, hatta yeri geldiğinde hükümetleortak hedefler kurgulaması riski Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun başkanlığındaki ilk 3 yılı bir kenara ayıracak olursak, Emine Ülker Tarhan’ın başkan seçildiği 2009’dan başlayarak yönetim kurulu nezdinde cemaatin iradesiyle paralel bir görünüm arzeden Yarsav’ın adayları 2014 HSYK seçimlerinde istisnai 2 kişi hariç %7–12aralığında oy aldı. Balyoz Davası raportörü olan ve“kripto cemaatçi” iddia edilenYARSAV adayı Levent Ünsal%52 oy aldı  Yarsav adayı Levent Ünsal’ın%52 oy almasını Yarsav Başkanı Murat Aydın “...kendilerine meşruiyet sağlamak için oy verdiklerini düşünüyoruz. Seçimi kazansalardı 'Bir Alevi'yi de Kurul'a soktuk' diyeceklerdi” şeklinde yorumlamış.


 Yarsav Başkanı Murat Aydın’ın inanmamızı istediği şeyi anlamanız için seçiminin usulüyle ilgili bir açıklama yapmak farz. Adli Yargı’yı HSYK’da temsil edecek hepi topu 7 üyelik için yapılan seçimde, listelere değil kişilere oy veren hakim ve savcılar, gönüllerinden geçen 7 kişi belirleyip, isimlerinisandığa attı. En yüksek oy alan ilk 7 kişi HSYK üyesi oldu.Kıran kırana geçen bir mücadelede sonuç 3-4’de olabilirdi, 2-5’de, 7-0’da... Nitekim cemaatin adayları yapılan bir strateji hatası nedeniyle kılpayı farkla kaybetti. Yarsav Başkanı Murat Arslan, böyle bir atmosferde Yarsav Adayı Levent Ünsal’ıncemaatsayesinde%52 oy almasınınhiçbir karşılıklı gönül bağına dayanmadığını, kazanmaları muhtemel hepi topu birkaç koltuktan bir tanesini sadece ve sadece “Bir Alevi'yi de Kurul'a soktuk” diyebilmek için onlara düşman olan bir Yarsav adayına ikram ettiklerini ileri sürmüş. Yerseniz, yemeyiniz!!! Bu kerte uçuk bir sallama yapmayı Levent Ünsal bile becerememiş. Arka arkaya tahliyelerin yaşandığı ve F Tipi davaların çöktüğü bir dönemde, Ergenekon davasının temyizine bakacak olan Yargıtay dairesindeki tetkik hakimlik görevinden çekilmesi içincemaat komplosuna maruz kaldığınıileri sürmüş(http://www.aydinlikgazete.com/gundem/cemaatten-levent-unsala-blok-oy-tuzagi-h54257.html). Yani zaten çökmüş olan Ergenekon davasının temyizi aşamasında görev yapmasına engel olmak için cemaatin, bütün yargı camiasının kaptan köşkü olan HSYK’ya seçilmesi için kendisine oy yağdırdığını ileri sürmüş. Yerseniz, yemeyiniz!!!Bu arada Levent Ünsal’ın Balyoz Davası’ndaki tetkik hakimliği görevi “efendim sadece dosyaların özetini çıkarıyor” açıklamasıyla savunulduğu düşünüldüğünde, bu “sadece özet çıkarma” olarak betimlenen bir iş nedeniyle  cemaatin komplo kurduğu ve bu komplo için binlerce oyu heba ettiği iddiası iyice havada kalıyor.

  
http://www.hukukmedeniyeti.org/haber/4906/yargi-kimin-elinde-hukumet-mi-cemaat-mi-matematik-/