HÜKÜMET yeni bir vergi affı yasa teklifini daha Meclis’e getirdi. Bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeye başlanacak olan yeni teklif, vergi adaletini açısından büyük sakıncalar taşıdığı gibi, önemli siyasi sonuçlar doğurabilecek bir metin.
Her türlü affa, alanım gereği vergi aflarına ilkesel olarak karşı çıktığım bilinir. Son yıllarda 1.5 yılda bir yapılagelen vergi aflarına da hep karşı çıkmışımdır. Her alanda olduğu gibi bu alandaki aflar da kurallara ve yasalara uyan vatandaş ve işletmelerin cezalandırılması, haksız rekabet oluşması anlamına geliyor. Bir idari sistemde vatandaşlar arasında ayrım yapılır, kurallara uyanlar cezalandırılırsa, adalet duygusunun zayıflaması bu nedenle de devlete olan güveninin zayıflaması kaçınılmazdır. Zaten uzun yıllardır bu konuda sicili kötü olan idari sisteme olan güvenin, kayırmacılık iddialarının artmasıyla iyice kaybolması sürpriz olmaz. Böyle bir idari sistemin, insanların kayırma ve haksızlığa karşı çıkabildiği özgürlükler ve demokrasi içinde sürmesi mümkün değildir. Yani adaletsizliklerin demokrasiden uzaklaşmış bir sistemin varlığına ihtiyaç duyacağı unutulmamalı.
Getirilen teklif, vergi affının artık çok daha kolay uygulanabilmesine imkan veriyor. Artık yasaya bile gerek olmadan, Bakanlar kurulu kararı ile şirketlere, esnek ve değişen koşullarla aflar sağlanabilecek.
İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sinan Alçın, “borç yapılandırması” kararının yasama organının elinden alınıyor olmasının verginin yasallığını tartışılır hale getireceğine dikkat çekmiş. Sinan Alçın, yasa çalışmasının verginin adalet, kesinlik, ekonomiklik, uygunluk ve yasallık ilkelerinin bütününe aykırı nitelikte olduğunu belirtmiş. “Vergi kutsallığı” kavramının da tartışılır hale geleceğini belirten Alçın, Bakanlar Kurulu’na “istediği mükellefin vergi borcunu istediği faiz oranıyla yapılandırma hakkı” tanınmasının, Bakanlar Kurulu onayını alma ‘başarısını’ gösterememiş mükellefler için tam cezalandırma yöntemi olduğunu vurgulamış.
MALİYE’NİN SAVUNMASI
Alçın, Varlık Fonu’nun AŞ niteliği ve vergiden muaf olmasıyla birlikte, devlet bütçesinin giderek cılızlaşacağını, sermaye grupları arasındaki eşitsizliği artıracağını da söylemiş.
Maliye Bakanlığı da gazetelerde çıkan haber ve yorumlar üzerine dün bir açıklama yaparak, bu yasa teklifi ile Bakanlar Kurulu’na borcu ötelenecek firmaları belirleme yetkisi verilmediğini iddia etti. Borcu ötelenecek firmalara ilişkin kriterlerin belirsiz olduğu ifadesine karşı çıkan Bakanlık, “Getirilen düzenlemede, borcu yapılandırılacak firmalara ilişkin kriterlerin Bakanlar Kurulu’nca belirlenmesi hüküm altına alınmıştır” diyor. Bakanlar Kurulu’nun genel ve objektif kriterleri belirleyeceğini ama hiçbir şekilde borçlu veya şirket bazında karar vermeyeceği belirtiliyor. Yorumlardaki “Hükümete yakın şirketlerin borcunda kolaylık mı sağlanacak?” yorumlarını kasıtlı gören Bakanlık, “Yapılan düzenleme anayasanın ve vergi hukukunun temel kurallarına tamamıyla uygundur” diyor.
Burada temel ayrılık vergi affı şartlarının TBMM’den çıkacak yasayla değil, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenip uygulanması. Deneyimler yıllardır verginin bir silah olarak kullanıldığını gösterirken, ayrıcalık kaygıları doğal sayılmalı.
Unutmayalım; ilk seçimle Bakanlar Kurulu artık milletvekillerinden oluşmayacak, şartları da milletvekili olmayan bakanlar belirleyip uygulayacak.
Hükümet vergi dahil, sistemi bozup adaletsizlik algısı yaratan düzenlemeleri nedeniyle yerli ve yabancı sermayeyi ürküttüğünün farkında değil mi acaba?

09.05.2017 08:53:04
Kaynak: Hurriyet