ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “4+4+4” yasa önerisiyle ilgili olarak iktidara “Benim hiçbir önyargım yok. Uzlaşma sağlayalım. Elimi uzatıyorum, gelin barış, huzur içinde yeni bir yasa yapalım” çağrısı yaptı.
Kılıçdaroğlu dün partisinin grup toplantısında son gelişmeleri değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:
Eğitim anayasadan önemli: Eğitim yasası anayasadan çok daha önemlidir. Anayasada nasıl uzlaşma arayışına giriyorsak, eğitimde de girmeliyiz. Eğitim konusu karşılıklı kutuplaşma alanı olmaktan çıkmalıdır, eğitime milli dava, ulusal sorun olarak bakmalıyız.
CHP olarak bir kamuoyu yoklaması yaptırdık, yarın (bugün) bir basın toplantısı yapacağım. Halk ne istiyor, bütün ayrıntıları halkla paylaşacağız. Haklılığımızı göreceksiniz. Kimseyi dışlamıyoruz, kılık kıyafetine, inancına, rütbesine göre ayrım yapmıyoruz. Herkesin çocuğu bizim çocuğumuzdur, hepsine karşı sorumluluğumuz var. Ortak paydamız temel eğitim olmak zorunda.
Uzlaşma çağrısı: AKP içindeki vicdanlara sesleniyorum; böyle bir eğitim politikası Türkiye’yi ileriye değil, geriye götürür, sizler de sorumluluk sahibisiniz. Benim hiçbir önyargım yok. Elimi uzatıyorum, gelin barış, huzur içinde yeni bir yasa yapalım.
Eğitim konusu iki partinin çatışma alanı değildir. Cumartesi günü uzmanları çağırdık, dinledik. Bu teklif yasalaşırsa eğitimde Afrika ülkelerinin bile gerisine düşeriz, diyorlar. Yazık, günah değil mi o çocuklara? Bu teklifi çocuklar din eğitimi alsın diye verdik diyebilirler. Böyle bir niyetiniz varsa, gizli kapaklı iş yapmaya gerek yok, çıkar söylersiniz, Türkiye tartışır. Anne baba çocuklarının din eğitimi almasını istiyorsa o din eğitiminin en mükemmel şekilde verilmesi lazım. Bu işte gizli kapaklı iş yapmak çocuklarımıza ihanettir.
Pozantı olayları: İnsan haklarının yerlerde süründüğü Türkiye’de yeni bir sayfa açılmıştır. Bu dram, 21. yüzyılın Türkiyesi’ne yakışmıyor. Arkadaşlarımız bir rapor verdi. O raporun ayrıntılarını anlatmaya benim vicdanım elvermiyor. Yazılanların onda biri bile gerçekse AKP’nin ve bakanlarının vicdanlarını sorgulaması lazım. Olayın üzerinden 8 ay geçmiş tık yok, medya yazıyor, CHP bir heyet gönderiyor, bakan apar topar müfettiş gönderiyor. 8 ay sonra üç maymunu oynamaktan vazgeçiyor. Olayı açığa çıkaran basına teşekkür eden Kılıçdaroğlu “Neden özgür basın diyoruz; işte bunun için diyoruz. Özgür basının olmadığı yerde, bu tür insan hakkı ihlalleri olmaz” dedi.
Cezaevleri dolu: Cezaevleri yüzde 110 dolu, diye açıklama yaptı sayın bakan. Peki kardeşim sen bunu yeni mi öğrendin, 10 yıldır iktidar değil misin, niye önlemini almadın?
Hapishanelerin dolu olduğu bir ülke ayıplı bir ülkedir. Silivri toplama kampı diyorum diye hakkımda fezleke düzenlenmiş. Buradan meydan okuyorum; yüreğin varsa kaldır dokunulmazlığımı.
Helallik iste: Sayın Erdoğan’a “28 Şubat’ın mağduru Erbakan, sen de onu arkadan hançerledin” dedim. Beyefendiyi çok rahatsız etmiş bu. Helalleştin mi rahmetli Erbakan’la, sordum. Tık yok, helalleşmedi. Biz arkasından rahmet okuduk Erbakan’ın, onun bir yardımcısı çıktı konuştu, “ölü seviciler” diye hakaret etti Erbakan’ı rahmetle ananlara. Erbakan’dan helallik almadıysan hayattaki arkadaşları var, onlardan al. Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak, Şevket Kazan, Recai Kutan, Ahmet Tekdal’a git helallik iste. Şimdi kalkmış 28 Şubat’ın parsasını topluyor. Sana sesleniyorum Recep Tayyip Erdoğan, baba katilinden miras sahibi olunmaz.