<strong> T.C.</strong> <div><strong>YARGITAY</strong></div> <div><strong>7. CEZA DAİRESİ</strong></div> <div><strong>ESAS NO: 2014/22963</strong></div> <div><strong>KARAR NO : 2014/19969</strong></div> <div><strong>KARAR TARİHİ:27.11.2014</strong></div> <div><strong><br /> </strong></div> <div><strong>Tebliğname No : K.Y.B. - 2014/250665</strong></div> <div><strong><br /> </strong></div> <div><strong>Y A R G I T A Y İ L A M I</strong></div> <br> <div>2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 51/2-b maddesine aykırı davranmak</div> <div>eyleminden dolayı A. E. B. hakkında Kahramanmaraş Trafik Tescil ve Denetleme</div> <div>Şube Müdürlüğünün 16/11/2013 tarihli ve GZ- 216156 nolu trafik İdarî para cezası</div> <div>karar tutanağı ile uygulanan 343,00 Türk lirası idari para cezasına yönelik başvurunun</div> <div>kabulü ile idari para cezasının kaldırılmasına ilişkin Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza</div> <div>Mahkemesinin 04/02/2014 tarihli ve 2013/957 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek</div> <div>Adalet Bakanlığından verilen 23.06.2014 gün ve 42442 sayılı kanun yararına bozma</div> <div>istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.07.2014 gün ve</div> <div>KYB. 2014-250665 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.</div> <br> <div>Mezkür ihbarnamede;</div> <br> <div>Dosya kapsamına göre, hız sınırı ihlali yaptığı kamera görüntüsü ile tespit</div> <div>edilen muteriz hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 116. maddesindeki</div> <div>yetkiye dayanılarak tescil plakasına düzenlendiği anlaşılan idari para cezasına karşı</div> <div>muteriz tarafından yapılan başvuru üzerine, Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza</div> <div>Mahkemesince, 2918 sayılı Kanun’un 116. maddesine göre, trafik kural ve yasaklarına</div> <div>aykırı davranışları belirlenmiş bulunan görevlilerin ikazına rağmen takip sistemine</div> <div>girmeden seyrine devam eden ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların tescil plakasına</div> <div>ceza veya suç tutanağı düzenlenebileceği, olayda ise sürücünün tespit edildikten sonra</div> <div>aracın durdurularak sürücüsünün tespit edilmesi ve sürücünün yüzüne karşı ceza</div> <div>tutanağının düzenlenmesi gerekirken, tescil plakasına göre ceza tutanağı</div> <div>düzenlemesinin 2918 sayılı Kanun’un 116. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle</div> <div>başvurunun kabulüne karar verilmiş ise de,</div> <div>2918 sayılı Kanun’un 116. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "...ve</div> <div>sürücüsü tespit edilemeyen.." ile "...tescil plakalarına göre..." ibarelerinin, Anayasa'nın</div> <div>38. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemi üzerine, belirtilen ibarelerin Anayasa’ya</div> <div>aykırı olmadığına ve itirazın reddine ilişkin Anayasa Mahkemesinin 06/03/2008 tarihli</div> <div>ve 2004/116 esas, 2008/74 sayılı kararında yer alan, “ Başvuru kararında, bir kimsenin</div> <div>yargı organınca suçluluğu kesin olarak belirlenmediği sürece masum sayılacağı, "ceza</div> <div>sorumluluğun şahsiliği" ilkesi gereğince bireyin sadece kendi eyleminden sorumlu</div> <div>olması gerektiği, oysa itiraz konusu kuralda bu ilkeler ters yüz edilerek, kişilerin</div> <div>başlangıçta taşıt aracının eyleminden sorumlu tutulduğu, taşıt aracı sahibi olmak</div> <div>suçluluğun karinesi sayılarak, kişilerin suçsuzluğunu kanıtlama yükümlülüğü altına</div> <div>sokulduğu, bu nedenle itiraz konusu ibarelerin Anayasa'nın 38. maddesinin dört ve</div> <div>yedinci fıkralarına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.</div> <div>-2-</div> <div>Esas No : 2014/22963</div> <div>Karar No : 2014/19969</div> <div>2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 116. maddesi, trafik kural ve</div> <div>yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ancak sürücüsü tespit edilemeyen araçlara,</div> <div>trafik zabıtasınca tescil plakasına göre ceza veva suç tutanağı düzenleme olanağı</div> <div>tanıyan bir kuraldır.</div> <div>... Anayasa'nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Suçluluğu hükmen sabit</div> <div>oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz" denilerek suçsuzluk karinesi, yedinci</div> <div>fıkrasında ise "Ceza sorumluluğu şahsidir" denilerek, herkesin kendi eyleminden</div> <div>sorumlu tutulacağı, başkalarının suç oluşturan eylemlerinden dolayı kimsenin</div> <div>cezalandırılmayacağı ilkeleri kabul edilmiştir.</div> <div>Suçsuzluk karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin, adil bir yargılama</div> <div>sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması</div> <div>gerektiğini ifade eder.</div> <br> <div>2918 sayılı Yasa'nın 116. maddesinin birinci fıkrasında sayılan ihlaller</div> <div>nedeniyle, sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre ceza veya suç</div> <div>tutanağı düzenlenmesi, bir trafik kuralının ihlal edildiğine dair suç isnadı niteliğinde</div> <div>olup suçsuzluk karinesine aykırılık taşımamaktadır.</div> <div>Suçsuzluk karinesi kapsamında yer alan ve iddia edenin iddiasını ispatla</div> <div>yükümlü olması kuralı da Anayasa'nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasının bireylere</div> <div>sağladığı anayasal bir güvencedir. Madde gerekçesinde de bu konu açıkça ifade</div> <div>edilmiştir. Ancak genel anlamda suçun kanıtlanması yükümlülüğü iddia edende kaldığı</div> <div>sürece, savunmasını oluşturmak için ispat yükünü sanığa devreden kurallar ile hukuki</div> <div>veya fiili varsayımların olduğu durumlarda ispat yükünün yön değiştirmesi, masumiyet</div> <div>karinesine aykırılık taşımaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de birçok kararında</div> <div>ispat külfetini tersine çeviren hukuki veya fiili karinelerin kabulünü Sözleşme'nin 6.</div> <div>maddesinin ikinci fıkrasına aykırı bulmamıştır.</div> <br> <div>Cezaların kişiselliği kuralı gereğince bir kişi, sadece kendisine ait kusurlu</div> <div>fiilinden sorumlu tutulabilir. Bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı</div> <div>cezalandırılması veya bir eylemin asli veya feri faili olmadan o eylemden sorumlu</div> <div>tutulması, Anayasa'nın 38. maddesinin yedinci fıkrası gereğince olanaklı değildir.</div> <div>116. maddedeki sorumluluk, iradi ve kusurlu olan sürücünün eylemine</div> <div>dayanmaktadır. Ancak sürücünün kimliğinin belirlenmesinde, 116. maddede sayılan</div> <div>ihlallerin niteliğinden kaynaklanan güçlükler bulunduğundan, trafik ihlaline ilişkin</div> <div>tutanak, aracın tescil plakasına göre düzenlenmektedir.</div> <div>Ayrıca kural ihlali yapan ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların, trafik zabıtası</div> <div>tarafından saptanabilecek plâkasından başka ayırt edici bir özelliğinin bulunmadığı,</div> <div>ancak plâka ile de araç sahibine ulaşılabileceği açıktır.</div> <div>Dolayısıyla Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen düzenlemenin, gelişen, büyüyen,</div> <div>çeşitlenen ve çoğalan trafik sorunlarını zamanında ve etkin bir biçimde</div> <div>denetleyebilmek ve toplum hâlinde yaşamanın güvenli bir biçimde sürdürülebilmesi</div> <div>amacıyla, demokratik toplumda zorunlu olarak getirilen uygulamalar olduğu kabul</div> <div>edilmelidir.”</div> <div>-3-</div> <div>Esas No : 2014/22963</div> <div>Karar No : 2014/19969</div> <br> <div>Şeklindeki gerekçesi nazara alındığında, idari para cezası karar tutanağının</div> <div>resmi evrak niteliğinde bulunduğu ve aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu, ispat</div> <div>kuvveti bakımından başkaca bir delille (kamera kaydı gibi) desteklenmesinin</div> <div>gerekmediği, bu yönde mevzuatımızda bir hüküm bulunmadığı, (kaldı ki somut olayda</div> <div>görüntü kaydının mevcut olduğu) ancak muterizin belirtilen gün ve saatte başka bir</div> <div>yerde olduğuna ilişkin veya tespit edilen aracın rengi ve modelinin kendi aracı</div> <div>olmadığına dair geçerli sayılabilecek bir başvurusunun bulunması halinde ancak</div> <div>görevli polis memurunun beşeri bir hata yaptığının kabul edilebileceği, somut olayda</div> <div>bu yönde bir itiraz da bulunmadığı dikkate alındığında,idari para cezasına karşı yapılan</div> <div>başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçeyle kabulüne</div> <div>karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun</div> <div>309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen</div> <div>ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;</div> <div>Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan</div> <div>ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza</div> <div>Mahkemesi'nin 04.02.2014 gün ve 2013/957 değişik iş sayılı kararının CMK.nun</div> <div>309.maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, 27.11.2014</div> <div>günü oybirliğiyle karar verildi.</div> <br> <br> <div>kararara.com</div> <div><a href="https://twitter.com/Kubracandar">@Kubracandar</a></div>