YAŞAR AYDIN / [email protected]
@yasaraydinnn

Suriye’deki gelişmeler tüm bölgede taşları yerinden oynatıyor. Sürecin merkezindeki Kürtler bu “tektonik kaymalar”dan en fazla etkilenen güçlerden. Suriye’nin kuzeyinde “de facto” bir yönetime kavuşan Kürtlerin bir statü sahibi olmaları, Türkiye üzerindeki büyük bir basınca yol açıyor. Türkiye sınırları içerisinde bir yandan çatışmalar tüm şiddetiyle devam ederken diğer taraftan uzun bir süre sonra yeniden diyalog süreci konuşulmaya başlandı. PKK’nin silahları susturması karşılığında Türkiye’nin “kırmızı çizgi” ilan ettiği Fırat’ın Batısı’na PYD’nin geçmesine göz yumacağı iddialar arasında. Sınır ötesi ise büyük bir savaş kapıda. Ve tam de bu gelişmeler yaşanırken Irak, Suriye, İran ve Türkiye’deki Kürt siyasal hareketleri yeni yapılanmalar ve farklı yol arayışlarında.

Son dönemlerde hem sınırın bu yakasında hem de öte tarafında yaşanan baş döndürücü gelişmeler dikkat çekici.

Barzani Irak’tan bağımsızlık istedi
Irak Kürdistanı Başkanı Mesut Barzani Newroz sonrası yaptığı “bağımsızlık için” referandum çağrısını bir kez daha yeniledi. Irak’ın fiilen bölündüğünü savunan Barzani, bu durumun yasal statüye kavuşmasından yana. Barzani’nin iki müttefiki ABD “zamanı gelmedi” derken, Türkiye’nin tavrı “hayır.” PYD ve PKK etkisinin Kürt coğrafyasına etkisinin hızla artmasından rahatsız.


Hedef Birleşik Suriye
Barzani’nin çıkışlarına en net tavrı PYD Eş Başkanı Salih Müslim gösterdi. Müslim, tercihlerinin bir ez daha demokratik Suriye olduğunu söyledi. Bu hafta başı yaptığı açıklamaya ile Esad ve Türkiye’yi açıktan karşılarına almayacak bir rota da devam edecekleri anlaşılıyor. En azından şimdilik.

Urfa’da Barzani etkisi
AKP hükümetinin desteğiyle 11 Haziran günü Suriye’de yaşayan ve PYD dışında inisiyatif almaya çalışan guruplar Bağımsız Suriye Kürtleri Derneği adı ile Urfa’da toplandı. Barzani’ye yakınlığı ile bilinen guruplar bu hamle ile Suriye’de yaşanan gelişmelerde Kürtler adına inisiyatif almaya çalışacak. Guruplar kendilerini hem rejim hem de PYD karşısında konumlandırıyor.

Altan Tan’ın çıkışının anlamı
HDP içerisinde zaman zaman farklı açıklamalarına tanık olduğumuz Altan Tan bu sefer çizgisini biraz daha netleştirdi. HDP çizgisini açık bir eleştiri sundu. Demirtaş’ın karşı açıklamasına rağmen ısrarını sürdürdü. Tan’ın bu çıkışı öncekilerden farklı olarak son günlerde ortaya çıkan diğer arayışlarla birlikte değerlendiriliyor. Yeni oluşumlardan hatta partilerden bahsediliyor.

“Temas”mı böldü?
Ankara’da konuştuğumuz bazı isimler Kürt siyasal yapılar ve siyasetçiler arasında son aylarda daha net ortaya çıkan farklılıkların nedeninin yeniden diyalog kanallarının açılması ve izlenecek yolla ilgili olduğunu düşüyor ve ekliyorlar: “Suriye’de süreç hızla ilerliyor. AKP ve Erdoğan’da sahayı görüyor ve daha çok uzlaşmadan yana. Ama o uzlaşının Türkiye ayağı şimdiki HDP liderliği ve PKK ile olmaz.” Yeni dönem nasıl ve hangi aktörle inşa edilecek sorusu ortada duruyor.

HDP yerine sivil inisiyatif mi?
Bir yıldır yaşadığımız çatışmalı sürece rağmen Öcalan’la görüşmelerin (AKP’ye yakın gazeteci Abdülkadir Selvi’ye göre seyrekleşse de) davam ettiği, PKK-MİT diyaloğunun dolaylı olarak devam ettiği geçeğini bugün herkes kabul ediyor. Bir sonraki hamle Suriye’de yaşanacak gelişmelere bağlı olarak normalleşme çabaları olması bekleniyor. Altan Tan’ın eski iş ortağı AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu bunun nasıl olabileceğinin ilk işaretlerini verdi.

Tam da bu dönemde Rıza Türmen’in yazdığı bir makale ile birlikte şekillenmeye başlayan sivil inisiyatifin önümüzdeki dönem rol oynayabileceği konuşulmaya başlandı. Bu gelişmeyi de Kürt hareketini yakından izleyen isimlere sorduk. Yanıt olarak ”yeni oluşmaya başlayan inisiyatif bunu yapar ya da yapamaz. Ama artık sürecin yürütülmesinde HDP’nin aktif görev alması zor. Bu yüzden benzer oluşumların öne çıkmasını bekliyoruz” dediler.

Çatışma, ittifak, çelişki hepsi bir arada
PKK’dan gelecek bir ateşkes çağrısını birden fazla kaynak ifade ediyor. Ama Kandil bugüne kadar böyle bir açıklama yapmadığı gibi “bu koşullarda asla” diyor. Bununla birlikte Türkiye’de yapılacak ateşkesin ancak Suriye’de kazanılacak bir mevzi ile olabileceği söyleniyor. “Fırat’ın batısındaki Menbic bunun ilk işareti olabilir. Sonrası daha büyük pazarlıklara bağlı” direk ekliyorlar.

Çıplak gözle görünen bu gelişmelere rağmen bölge Kürt siyasal hareketlerinin birbirleriyle, Türkiye ile ve ABD ile ilişkileri açısından bile hala çok bilinmeyenli denklem. Türkiye’nin en önemli müttefiki olan Barzani’nin Kürt siyasal hareketler içinde neredeyse bağımsız Kürdistan’ı savunan tek yapı olması bile bu çelişkili durumu açıklamaya yetiyor.

Kaynak: Birgun.net