2016/1 seri numaralı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun İç Genelgesi” ile 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun uygulanmasına yönelik olarak bazı açıklamalar yapılmıştır. İç genelgendeki açıklamalara göre:

23.08.2016 tarih ve Mükerrer 29810 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1 Seri Numaralı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliğin   Diğer Hususlar bölümünün 2. maddesinde        6736 sayılı Kanunun kesinleşmiş alacaklara ilişkin  hükümlerinden,  213  sayılı  Kanun  ile  6183  sayılı  Kanunda  yer  alan  sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabileceği belirtilmiştir. Söz konusu maddede ayrıca 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Kanunu uyarınca mükellefle birlikte borcun ödenmesinden müştereken  ve müteselsilen sorumluluğu bulunanların da bu madde hükmünden yararlanmaları mümkündür.

Ancak 6736 sayılı Kanunun kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar ile ilgili düzenlemenin bulunduğu 3. maddesinden 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda  yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanılmasının mümkün bulunmadığı belirtilmiştir.

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan bu iç genelgede ise Muhtelif kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları, kanuni temsilciler, yeminli mali müşavirler ve serbest muhasebeci mali müşavirler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin, bu sorumlulukları kapsamında Kanun hükümlerinden yararlanmak için elektronik ortamda başvuruda bulunmalarının mümkün olmadığı açıklanmıştır. Gerek 1 Seri Numaralı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliğ gerekse iç genelge birlikte değerlendirildiğinde 6736 sayılı Kanunun kesinleşmiş alacaklara ilişkin hükümlerinden, 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin sorumlu oldukları tutar için sadece kağıt ortamında başvurabilecekleri belirtilmiştir. Ancak iç genelgede yapılan açıklamanın Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından daha açık ve sarih olarak açıklanma ihtiyacı vardır.

  • Hazırlanan ödeme planları, mükelleflere doğrudan tebliğ edilebileceği gibi ilk müracaatta bulunulan vergi dairesine mükelleflerin başvurmaları halinde imza karşılığında verilebilecektir. Ayrıca, mükellefler bu ödeme planlarını Başkanlığın internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden de alabileceklerdir.

  • Kanunun 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin başvuru süresi içinde bu taleplerinden vazgeçmeleri ya da ödeme seçeneklerini değiştirmeleri mümkündür. Ancak, başvuru sırasında ikmalen, re’sen, idarece yapılmış tarhiyatlar ile takibata yönelik işlemler nedeniyle açılmış olan davalardan vazgeçileceği yönünde beyanda bulunulduğu ve bu dilekçelerin vergi dairelerince derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilerek idarece de başvuruda bulunan mükellefler ile ilgili ihtilafların sürdürülmediği dikkate alındığında, Kanundan yararlanmak üzere başvuran mükellefler ile ilgili olarak belirtilen işlemler gerçekleştirildikten sonra ya da idarece ihtilafın sürdürülmeyerek süresinde kanun yollarına başvurulmaması hallerinde mükelleflerin başvurularından vazgeçmelerinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.

  • Kanunun, pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyannameler ile matrah ve vergi artırımına ve stok beyanlarına ilişkin hükümlerinden yararlanmak üzere beyan ve bildirimde bulunanlar da başvuru süresinin sonuna kadar bu beyan ve bildirimlerini düzeltebilirler, ödeme seçeneklerini değiştirebileceklerdir. Ancak, Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan farkın, matrah veya vergi artırımı yapılan tutar ile birlikte değerlendirilmiş olması halinde, bu matrah ve vergi artırımına ilişkin beyanları azaltacak şekilde düzeltme yapılamayacaktır.

  • Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler hakkında Kanun hükümlerini ihlal etmedikleri müddetçe bu borçlara yönelik 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62 nci maddesi hükmü gereğince mal varlığı araştırması yapılmayacak, daha önce başlanılmış olup sonuçlanmamış bulunan mal varlığı araştırmalarına da son verilecektir. Öte yandan, söz konusu kişilerin bu borçları nedeniyle cebren tahsil işlemleri yapılmayacak, 6736 sayılı Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihinden önce uygulanmış hacizler ve bu hacizlere dayanılarak başlatılan satış işlemleri durdurulacaktır. Ayrıca yapılan takipler neticesinde motorlu taşıtlar hakkında trafik sicillerine konulan hacizler baki kalmak kaydıyla yakalama şerhleri kaldırılacak ve talep edilmesi durumunda araçlar sahiplerine iade edilecektir.

  • Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihinden önce emanet hesaplarında bulunan tutarlar ile haczedilerek vergi dairesi hesaplarına aktarılan tutarlar borçlara mahsup edilecek, kalan bir borcun bulunması halinde, bakiye borç için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. Ancak, mükellef hakkında tatbik edilen hacizlere istinaden, Kanunun yayımlandığı tarihten sonra yapılan cebren tahsilatlar ile ilgili mevzuat gereği yapılan iadeler; mükelleflerin Kanun hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunmaları halinde, başvuru tarihine bakılmaksızın, Kanun hükmüne göre yapılandırılan ve ödenmesi gereken tutara, ilk taksitten başlamak üzere mahsup edilebilecektir. Fazla bir tutarın bulunması halinde ise bu tutarın,  6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi dikkate alınarak red ve iade edilebileceği belirtilmiştir.

 

 

Saygılarımızla,

DENGE İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. 

EK:
2016/1 seri numaralı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı  Kanun İç Genelgesi”

(*) Sirkülerlerimizde yer verilen açıklamalar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tereddüt edilen hususlarda kesin işlem tesis etmeden önce konusunda uzman bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiyemiz olup; sadece sirkülerlerimizdeki açıklamalar dayanak gösterilerek yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.

(**) Sirkülerlerimiz hakkında görüş, eleştiri ve sorularınız için aşağıda bilgileri yer alan uzmanlarımıza yazabilirsiniz.

Erkan YETKİNER YMM
Mazars/Denge, Ortak
[email protected]

Güray ÖĞREDİK SMMM
Mazars/Denge, Direktör
[email protected]

 

T.C.MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı 

Sayı     : 21002710-010.06.01.[1]-                                                               

Konu  : BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 6736 SAYILI KANUN İÇ GENELGESİ

(Seri No: 2016/1)  

....................VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

....................VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü) 

6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun uygulanmasına yönelik olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek görülmüştür. 

A- BAŞVURULARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR 

Bilindiği gibi, 6736 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen mükelleflerin bağlı oldukları her bir vergi dairesine ayrı ayrı yazılı olarak başvuruda bulunmaları mümkün olduğu gibi posta yoluyla, Başkanlığımız internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden ya da motorlu taşıtlar vergisi ve/veya taşıtla ilişkili idari para cezaları için bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile yetkili vergi dairelerine başvuruda bulunabilecekleri ve başvurularda dikkat edilecek hususlar 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı Kanun Genel Tebliğinde açıklanmıştır. 

Bu kapsamda, Kanun hükümlerinden yararlanmak için yapılacak başvurularda aşağıda belirtilen hususlara da dikkat edilmesi gerekmektedir. 

1) Muhtelif kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları, kanuni temsilciler, yeminli mali müşavirler ve serbest muhasebeci mali müşavirler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin, bu sorumlulukları kapsamında Kanun hükümlerinden yararlanmak için elektronik ortamda başvuruda bulunmaları mümkün değildir. 

2) Yurt dışında bulunan mükelleflerin faks yoluyla Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere müracaatta bulunmaları halinde, söz konusu başvuruları kabul edilecektir. Bu durumda, mükellefler tarafından istenilmesi halinde ödeme tabloları kendisine faks yoluyla gönderilebilecektir. Ancak, mükelleflerin söz konusu Kanun hükümlerinden yararlandıkları borçları ile ilgili davalarının bulunması durumunda bu davalarından vazgeçtiklerine dair dilekçeyi yazılı olarak göndermeleri icap etmektedir.

3) Tutuklu veya hükümlü olan mükelleflerin Kanun hükümlerinden yararlanmaya ilişkin dilekçelerinin ceza infaz kurumu kayıtlarına alındığı tarihin, bu tarihin belli olmaması durumunda ceza infaz kurumunun ilgili dilekçeyi vergi dairesine göndermesine ilişkin yazı tarihininbaşvuru tarihi olarak esas alınması gerekmektedir. 

4) Kanunun 2 nci maddesi hükümlerinden motorlu taşıtlar vergisi ve/veya taşıtla ilişkili idari para cezaları için yararlanmak isteyen mükelleflerin taşıtlarının, bulundukları il dışında bir vergi dairesine kayıtlı olması durumunda, bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile yetkili vergi dairelerine başvuruda bulunmaları mümkündür. Bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile yetkili vergi dairelerine başvuruda bulunan mükelleflerin bu başvurularını alan ilgili vergi dairelerinin, alınan başvuru dilekçelerini evrak kaydını yaptıktan sonra taşıtın bağlı olduğu vergi dairesine posta yoluyla ya da faksla derhal göndermesi gerekmektedir. Taşıtın kayıtlı olduğu vergi dairesince başvuru dilekçesinin alınması üzerine bu başvurulara ilişkin olarak tanımlanan evrak kodu ile evrak kaydı yapılacak ve alacak yapılandırılarak ödeme planı hazırlanacaktır. 

Hazırlanan ödeme planları, mükelleflere doğrudan tebliğ edilebileceği gibi ilk müracaatta bulunulan vergi dairesine mükelleflerin başvurmaları halinde imza karşılığında verilebilecektir. Ayrıca, mükellefler bu ödeme planlarını Başkanlığımız internet adresi(www.gib.gov.tr) üzerinden de alabileceklerdir.   

5) Kanunun 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin başvuru süresi içinde bu taleplerinden vazgeçmeleri ya da ödeme seçeneklerini değiştirmeleri mümkündür.

Anılan maddelerden yararlanılmasının şartlarından biri de dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması olduğundan, söz konusu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuran borçluların, ikmalen, re’sen, idarece yapılmış tarhiyatlar ve takibat işlemlerine karşı açtıkları davalardan vazgeçmeleri gerekmektedir. 

Ancak, başvuru sırasında ikmalen, re’sen, idarece yapılmış tarhiyatlar ile takibata yönelik işlemler nedeniyle açılmış olan davalardan vazgeçileceği yönünde beyanda bulunulduğu ve bu dilekçelerin vergi dairelerince derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilerek idarece de başvuruda bulunan mükellefler ile ilgili ihtilafların sürdürülmediği dikkate alındığında, Kanundan yararlanmak üzere başvuran mükellefler ile ilgili olarak belirtilen işlemler gerçekleştirildikten sonra ya da idarece ihtilafın sürdürülmeyerek süresinde kanun yollarına başvurulmaması hallerinde mükelleflerin başvurularından vazgeçmeleri mümkün değildir. 

Kanunun, pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyannameler ile matrah ve vergi artırımına ve stok beyanlarına ilişkin hükümlerinden yararlanmak üzere beyan ve bildirimde bulunanlar da başvuru süresinin sonuna kadar bu beyan ve bildirimlerini düzeltebilirler, ödeme seçeneklerini değiştirebilirler. Ancak, Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan farkın, matrah veya vergi artırımı yapılan tutar ile birlikte değerlendirilmiş olması halinde, bu matrah ve vergi artırımına ilişkin beyanları azaltacak şekilde düzeltme yapılamaz. 

6) Kanun hükümlerinden yararlanmaya yönelik başvurularını elektronik ortamda veya yurt dışından faksla yapan mükelleflerin, yararlanmak istedikleri borçlarıyla ilgili olarak dava açıp açmadıkları vergi dairelerince ivedilikle araştırılacak ve bu borçlara ilişkin devam eden ihtilafın bulunması durumunda, söz konusu davalardan vazgeçtiklerine dair yazılı dilekçeyi onbeş gün içinde vergi dairesine intikal ettirmeleri, aksi halde Kanun hükümlerinden yararlanamayacakları hususu bir yazı ile mükelleflere tebliğ edilecektir. Bu sürede davalardan vazgeçildiğine dair dilekçeleri vergi dairelerine intikal ettirmeyen mükellefler Kanun hükümlerinden yararlanma haklarını kaybedeceklerinden başvuruları geçersiz sayılacak ve hazırlanan ödeme planları iptal edilecektir. 

7) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124 üncü maddesi uyarınca mükelleflerin şikâyet yoluyla Bakanlığımıza/Başkanlığımıza yapmış oldukları müracaatlara konu alacaklar, 6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılacaktır. Ancak, mükelleflerin madde hükmünden yararlanabilmeleri için açılmış davalardan vazgeçmeleri gerektiği tabiidir. 

Söz konusu davalardan vazgeçme dilekçelerinin asıllarının davada taraf olan Başkanlığımıza gönderilmesi ve Başkanlığımızca da bu dilekçelerin ilgili yargı merciine gönderilmesi icap etmektedir. 

Öte yandan, 6736 sayılı Kanunun ilgili maddelerinden yararlanmak için müracaatta bulunan mükelleflerin yararlandıkları kamu alacağı ile ilişkili olarak şikâyet yoluyla müracaat dışındaki sebeplerle Bakanlık/Başkanlık aleyhine açılan davanın bulunması halinde Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için bu davalardan da vazgeçilmesi gerekmekte olup, Bakanlığımızın/Başkanlığımızın davalı konumunda olduğu davalara dair ihtilaftan vazgeçme dilekçelerinin de ivedi olarak Başkanlığımıza gönderilmesi gerekmektedir.

Buna göre, Bakanlığımızın/Başkanlığımızın taraf olduğu davalara ilişkin ihtilaftan vazgeçme dilekçelerinin ivedilikle davaya konu dosya numarası ilgi tutulmak suretiyle Başkanlığımıza gönderilmesi sağlanacaktır. 

B- BAŞVURUDA BULUNAN MÜKELLEFLERE İLİŞKİN HACİZ İŞLEMLERİ 

Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin, yapılandırmaya konu borçları muaccel olmaktan çıkmakta ve bu borçların peşin veya taksitler halinde ödenmesine imkân sağlanmaktadır. 

Bu itibarla, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler hakkında Kanun hükümlerini ihlal etmedikleri müddetçe bu borçlara yönelik 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62 nci maddesi hükmü gereğince mal varlığı araştırması yapılmayacak, daha önce başlanılmış olup sonuçlanmamış bulunan mal varlığı araştırmalarına da son verilecektir. 

Öte yandan, söz konusu kişilerin bu borçları nedeniyle cebren tahsil işlemleri yapılmayacak, 6736 sayılı Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihinden önce uygulanmış hacizler ve bu hacizlere dayanılarak başlatılan satış işlemleri durdurulacaktır. Ayrıca yapılan takipler neticesinde motorlu taşıtlar hakkında trafik sicillerine konulan hacizler baki kalmak kaydıyla yakalama şerhleri kaldırılacak ve talep edilmesi durumunda araçlar sahiplerine iade edilecektir.

Diğer taraftan, Kanunun 10 uncu maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, bu Kanun kapsamında yapılandırmaya konu alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı vergi dairesince satılabilecektir.

Daha önce tatbik edilen hacizlerin kaldırılmasını isteyen mükelleflerin bu talepleri, borcu karşılayacak tutarda teminat gösterilmesi halinde yerine getirilebilecektir. Aynı uygulamanın istihkak ve alacak hacizleri için de yapılacağı tabiidir. 

Borçları, 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak taksitlendirilen mükelleflerin Kanun hükümlerini ihlal etmeleri halinde, durdurulan cebren takip işlemlerine kaldığı yerden devam edilecektir. 

C- CEBREN TAHSİL EDİLEN PARALARLA EMANETTEKİ PARALARIN MAHSUBU 

Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihinden önce emanet hesaplarında bulunan tutarlar ile haczedilerek vergi dairesi hesaplarına aktarılan tutarlar borçlara mahsup edilecek, kalan bir borcun bulunması halinde, bakiye borç için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. 

Ancak, mükellef hakkında tatbik edilen hacizlere istinaden, Kanunun yayımlandığı tarihten sonra yapılan cebren tahsilatlar ile ilgili mevzuat gereği yapılan iadeler; mükelleflerin Kanun hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunmaları halinde, başvuru tarihine bakılmaksızın, Kanun hükmüne göre yapılandırılan ve ödenmesi gereken tutara, ilk taksitten başlamak üzere mahsup edilecektir. Fazla bir tutarın bulunması halinde ise bu tutar, 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi dikkate alınarak red ve iade edilebilecektir.

Ç- KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN AMME ALACAKLARI 

            1) Kanunun 3 üncü maddesinde Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş veya ihtilaflı olan alacaklara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Maddenin uygulamasına yönelik detaylı açıklamalar 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı Kanun Genel Tebliği ile yapılmıştır. Ancak, Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan mükelleflerin başvurularını dava açma süresi bitmeden yapmalarının zorunlu olup olmadığı hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır. 

            Anılan madde, ihtilaflı alacağın Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla mevcut olan hukuki durumu esas alınarak düzenlenmiştir. Bu nedenle 19/8/2016 tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş bulunan mükellefler de 31/10/2016 tarihi mesai saati bitimine kadar Kanunun 3 üncü maddesi hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunabileceklerdir. 

            2) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinde “1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür…” hükmü yer almaktadır. 

Buna göre, ilgili kanunlarda belirlenmiş olan sürelerde idari işleme karşı dava açılması gerekmektedir. Bu sürelerden sonra açılan davalar yargı mercileri tarafından süre yönünden reddedilmektedir. 

Vergi/ceza ihbarnamelerinin mükelleflere ne zaman tebliğ edildiği vergi dairesi kayıtlarında detaylı şekilde yer aldığından, mükelleflerin dava açma süreleri bu kayıtlar esas alınarak tespit edilecek ve bu kayıtlara göre davanın, dava açma süresi içinde açıldığı tespit edilirse 6736 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi, dava açma süresinden sonra açıldığı herhangi bir tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilirse anılan Kanunun 2 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır. 

Diğer taraftan, söz konusu alacaklara ilişkin olarak açılmış olan davaların vergi mahkemesi tarafından süre yönünden reddedildiği halde bu karara karşı 19/8/2016 tarihinden önce ilgisine göre Danıştaya veya bölge idare mahkemesine başvurulmuş olması durumunda da mükellefler 6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesinden yararlanabileceklerdir. 

3) Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak ikmalen, re’sen, idarece tarh edilen vergi ve kesilen cezalara karşı birden fazla vergi/ceza ihbarnamesinin tek dosyada ihtilaf konusu yapıldığı ve vergi mahkemesince ihtilafın tek dosyadan incelenerek karar verildiği hallerde davanın tek ihtilaf olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bu davalarda ihbarnamelerin bir kısmı için terkin, diğer kısmı için tasdik ya da tadilen tasdik kararı verilmesi halinde ise ihtilafın anılan Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilmesi icap etmektedir. 

4) İkmalen, re’sen, idarece yapılmış tarhiyatlara karşı açılmış davalara ilişkin olarak 6736 sayılı Kanunun yayımlandığı 19/8/2016 tarihi itibarıyla 2577 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca verilen 30 günlük sürenin veya aynı Kanunun 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın yeniden işleme konulmasına ilişkin bir yıllık sürenin sona ermemiş olması halinde bu davalara konu alacaklar için 6736 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükmünden yararlanılması mümkün bulunmaktadır. 

            D- İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN İŞLEMLER 

İnceleme ya da tarhiyat safhasındaki işlemler ile ihtilaflı (kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan) tarhiyatlarla ilgili olarak 6736 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ve 4 üncü maddesinin birinci ila sekizinci fıkraları hükümlerinden yararlanan mükelleflerin söz konusu işlem ve tarhiyatlar sebebiyle, takip eden dönemler de dahil olmak üzere yapılan düzeltme sonucu iade taleplerinin ortaya çıkması halinde, bu taleplerinin yerine getirilmesinde, bu işlem ve tarhiyatlara ilişkin kesinleşip ödenen vergi aslı tutarları dikkate alınacaktır. 

            E- TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞMA TALEPLİ VERGİ İNCELEME RAPORLARI İLE İLGİLİ İŞLEMLER 

            Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrasında “(7) Bu maddeye göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.” hükmü yer almaktadır. 

Bu hüküm uyarınca, Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında artırıma konu dönem ve vergi türleri için Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 30/9/2016 tarihine kadar sonuçlandırılamaması halinde, bu incelemelere devam edilemeyecektir. Madde ile vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılması ise özel bir hükümle vergi inceleme raporlarının ve takdir komisyonları kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikaline bağlanmış ve 30/9/2016 tarihine kadar vergi dairesi kayıtlarına intikal edecek olan inceleme raporları ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma taleplerinin dikkate alınmayacağı açıkça belirtilmiştir. 

Bu nedenle, Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre matrah veya vergi artırımında bulunulacak dönem ve vergi türlerini kapsayan vergi inceleme raporlarında tarhı öngörülen vergi ve kesilecek cezalar için yapılmış olan tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacağından, daha önce tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmeleri ileri bir tarihe verilen veya henüz uzlaşma günü verilmemiş bulunan vergi inceleme raporları da dahil olmak üzere 30/9/2016 tarihine kadar düzenlenen raporlar ivedilikle vergi dairelerine intikal ettirilecektir. 

Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında olmayan vergi türü ve dönemlerine ilişkin incelemelerde ise mevcut mevzuat uyarınca işlem yapılacak ancak tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmelerinde mükelleflere Kanunun 4 üncü maddesinin birinci ila sekizinci fıkraları hükmü hatırlatılacaktır. 

            F- DİĞER HUSUSLAR 

1) Ecrimisil alacakları ile ilgili olarak Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanmak üzere vergi dairesine yapılan müracaatlar üzerine ecrimisil ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine karşı açılan davalardan vazgeçilebilmesi için başvuru dilekçesinin bir örneğinin davanın tarafı olan milli emlak dairesi başkanlığına/milli emlak müdürlüğüne/malmüdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir. 

2) Kanun hükümlerinden, muhtelif kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları, kanuni temsilciler, yeminli mali müşavirler ve serbest muhasebeci mali müşavirler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabilecek ve bu Kanun kapsamında kendileri adına yapılandırılan borcun tamamını ödemeleri şartıyla sorumlu oldukları bu alacaklara yönelik sorumlulukları sona erecektir. 

Ancak, yapılandırılan borcun bir kısmının ödenmesi durumunda ödedikleri tutar kadar Kanundan yararlandırılacak ve Kanundan yararlanılarak ödenen tutara karşılık olarak tahsilinden vazgeçilen alacaklar da dikkate alınarak sorumlu tutulacakları bakiye alacak tutarı tespit edilecektir. 

Diğer taraftan, bu kişiler hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün tatbik edilmeyeceği tabiidir. 

3) 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasında, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç kullandığı tespit edilen sürücülerin geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi için ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla verilmiş olan idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır. 

Anılan hüküm çerçevesinde, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında geri alınan sürücü belgelerinin iade edilebilmesi için sürücü belgesi geri verilecek olan kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla anılan Kanun hükümlerine göre verilmiş olan tüm trafik idari para cezalarının ödenmiş olması gerekmektedir. 

Dolayısıyla, 6736 sayılı Kanun hükümleri kapsamında borçlarını yapılandıran borçlulara, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasına göre trafik idari para cezası borcu bulunmadığına dair yazının verilebilmesi için bu borçların tamamının ödenmiş olması gerekmektedir. 

4) Kanunun başvuru süresinin son günü olan 31/10/2016 tarihine (bu tarih dâhil) kadar yapılacak olan uzlaşma görüşmelerindemükelleflere 6736 sayılı Kanun hükümlerinin hatırlatılması gerekmektedir. 

5) Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendine göre, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarlar, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından kesinti yoluyla aylık olarak tahsil edilmesi gerekmektedir. 

Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuran belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların ödemeleri gereken taksitlerin tahsil edilebilmesi için; 

- Büyükşehir belediyeleri ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar için Muhasebat Genel Müdürlüğüne, 

- Diğer belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar için İlbank A.Ş.’ye,kesinti talepleri bu İç Genelge ekindeki tablo ile yapılacaktır. 

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim. 

Naci AĞBAL
Maliye Bakanı

muhasebe