Meclis'ten geçen infaz düzenlemesinin ardından cinsel suçlardan hüküm giyenler, hırsızlar, suç örgütü elebaşları birer birer serbest bırakılırken, hükümetin 'düşünce suçlusu' ilan ettiği gazeteci ve siyasiler içeride tutuluyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın tahliye başvurusu reddedildi. 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Demirtaş’ın konuya ilişkin açıklama yapan avukatı Mahsuni Karaman, ret kararına hiçbir gerekçe sunulmadığını belirtti.

İtiraz yolu açık

Karaman tahliye talebi hakkında ret kararı verilmesinin ‘kesin’ olamayacağına yani itiraz yolunun açık olduğuna dikkati çekerek Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin ‘karar kesindir’ kararını eleştirdi. Karaman ‘torba kanun gibi torba karar verildiğini’ söyledi.

Avukatlarından Mahsuni Karaman Twitter hesabından ret kararıyla ilgili şunları yazdı:

“Hipertansiyon, kalp ve solunum yolu hastalıkları nedeniyle koronavirüs risk grubunda olan Sayın Demirtaş için yaptığımız tahliye talebi, başvurudan 2 hafta sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildi.

Son Dakika: Selahattin Demirtaş'a 2,5 yıl hapis cezası Son Dakika: Selahattin Demirtaş'a 2,5 yıl hapis cezası

İki hafta düşünüp bir gerekçe bile bulamayan Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, “karar, usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddine” demiş. Çok haklı(!) bir gerekçe. Bir de son derece haklı(!) gerekçe dışındaki noktalara bakalım:

Şüphelisi olmadıkları bir soruşturma dosyasından tutuklanan Sayın Demirtaş ve Sayın Yüksekdağ ile ilgili son tutuk devam kararına; – hem ayrı ayrı itiraz edilmiş, – hem de ayrıca sayın Demirtaş ile ilgili bir tahliye talebinde bulunulmuştur. Yani iki itiraz, bir de tahliye talebi.

Bu iki itiraz ve bir tahliye talebini birleştiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 5.Sulh Ceza Hakimliğinden, iki hafta sonra, bu muhteşem gerekçeli(!) red kararını aldırmış. Üstelik karar da kesinmiş!

Şüphelisi bile olmadıkları bir soruşturmadan tutuklanan Sayın Demirtaş ile Sayın Yüksekdağ için tahliye kararı verecek cesaretiniz yok. Gerekçe yazacak yüzünüz yok. Ama hiç değilse, torba kanun tekniğinden esinlenerek verdiğiniz şu torba kararlardan vazgeçin.”

***

TGC: Meslektaşlarımızı serbest bırakın

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, cezaevindeki gazetecileri yok sayan İnfaz Yasası ile ilgili açıklama yaptı. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında “Koronavirüs salgını cezaevlerine sıçramıştır. Bu süreçte meslektaşlarımızın cezaevlerinde tutulmaya devam edilmesi yaşam haklarının ihlalidir.” dedi.

Cezaevinde bulunan gazetecilerin, İnfaz Yasası’nın kapsamına bilerek ve isteyerek alınmadığını ifade eden TGC, buna rağmen serbest bırakılmalarının önünde hiçbir yasal engel olmadığını belirterek “Gazeteci meslektaşlarımız hakkında kanunda belirtilen en üst sınırdan ceza verilse dahi denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarıldığı için şu anda cezaevinde tutuklu bulunan altı gazeteci Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser kapalı cezaevine girmeyeceklerdir” dedi.

Kaynak: BirGÜN