CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal su çukurunda boğulan 2 çocuğun ailelerine taziye ziyaretinde bulunmak için geldiği Diyarbakır’da KCK/TM davasında sanıklara Kürtçe savunma izni verilmemesini değerlendirdi.
Soysal, “Bir kere Kürtçe bilinmeyen bir dil değil. Ayrıca bizim de bir zenginliğimizdir. Savunma hakkı her yurttaşımızın hakkıdır. Bir yurttaşımız savunmasını kendisini nasıl ifade edebiliyorsa o şekilde de yapma hakkını kullanabilmelidir” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal Diyarbakır’da biriken su çukurunda boğularak yaşamını yitiren 5 yaşındaki Furkan Eşmen ile 6 yaşındaki amcasının oğlu Ahmet Eşmen’in ailelerine taziye ziyaretinde bulundu. Hazrolular Yasevi’ndeki kurulan taziyeye giden Soysal, ölen çocuklardan Furkan Eşmen’in babası Abdulveren Eşmen’e ve yakınlarına metanet diledi. Çocukların boğulduğu TOKİ’deki araziye giderek burada inceleme yapan çetin Soysal, çocukların ölümünden hükümeti ve yetkilileri sorumlu tuttu.
Milletvekili Soysal, olayda çok ciddi bir ihmalin bulunduğunu belirterek, iki aileye hukuki destek vereceklerini, sonuna kadar da arkalarında duracaklarını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, PKK’nın gizli sivil yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) davasında sanıkları Kürtçe savunma izninin verilmemesine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soysal, şöyle dedi:
“Bir kere Kürtçe bilinmeyen bir dil değil. Kürtçe bilinen bir dildir. Ayrıca bizim de bir zenginliğimizdir. Savunma hakkı her yurttaşımızın hakkıdır. Bir yurttaşımız savunmasını kendisini nasıl ifade edebiliyorsa o şekilde de yapma hakkını kullanabilmelidir. Bir Fransız yargılanıyor olsaydı, ona Türkçe yargılamak zorundayız deme şansına sahip değildik. Aynı şekilde burada yurttaşlarımızın da kendi dillerinde kendilerini savunma hakkı ellerinden alınamaz. Kürtçe bilip de Türkçe bilmeyen arkadaşlarımızı ne yapacağız. Kendilerini savunmak durumundalar.”
Sanıkların Türkçe bildiği halde savunmalarını Kürtçe yapmak istedikleri hatırlatılan Çetin Soysal bunu bir siyasi malzeme yapmanın doğru olmadığını söyledi. Soysal, “Ama kendilerini ben daha çok Kürtçe ifade edebiliyorum diyorlarsa da burada çok engel olmamak lazım. Mahkeme bence Kürtçe bilinmeyen bir dil diyerek doğru bir tutum içerisine girmiş olmadı. BDP’nin Kürtçe savunma ve konuşma kararın da da bizim resmi dilimiz Türkçedir. Yani resmi dil Türkçe iken parlamento çatısı altında Kürtçe konuşulması çok doğru değil. Ama bu bir protesto olduğu görülüyor. Bu protesto sonucunda oldu? Ben yine de hoşgörüyle bakılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Gazetecilerin gelecek hafta Cumartesi günü Genel Başkan Kemal Kılıçlaroğlu’nun Diyarbakır’a geleceğini hatırlatması üzerine Sosyal, “Burada bir sorun var. Ve bu sorunu biz yok sayamayız. Biz CHP olarak bu sorunu çözüme dönük bir çalışma grubumuzu var. Bu çalışma grubumuz çalışmalarımızı sürdürüyor. Önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili raporumuzu açıklayacağız. Güneydoğu bizim coğrafyamızın önemli bir parçası, burada, insanlar bizim yurttaşlarımız. Yani etnik kökeni ne olursa olsun bir ayrım içerisinde olmamız gerekiyor. Burada yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldıracak politik ve siyasi çalışma içerisindeyiz. Genel Başkanımız Sayın Kılıçlaroğlu da mesajlar veriyor” karışlığını verdi.
