Daire:HGK
Tarih:2013
Esas No:2012/2-563
Karar No:2013/69
Kaynak:kişisel arşiv
İlgili Maddeler:2828 S.Y.22.madde
İlgili Kavramlar:KORUMA KARARI GÖREVLİ MAHKEME
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO : 2012/2-563
KARAR NO : 2013/69 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 30/06/2011
NUMARASI : 2011/387-2011/506
DAVACI : SHÇEK (Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu) vekili Av. Sevim Mecit
DAVALI :
Taraflar arasındaki “koruma tedbiri alınması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1. Aile Mahkemesi’nce davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen 02.06.2010 gün ve 2010/229 E., 2010/407 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01.03.2011 gün ve 2010/13609 E., 2011/3502 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı kurum, 22.01.2010 doğumlu küçük Seçkin'in 2828 sayılı Kanunun 22.maddesi uyarınca koruma altına alınmasını talep etmiş, aile mahkemesince; çocuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek bu yönde karar verilmiştir.
Kararı davacı kurum temyiz etmiştir.
Çocuk mahkemeleri, suça sürüklenen çocuklarla ilgili koruyucu ve destekleyici tedbir kararı almakla görevlidir (5395 s.ÇKK.md.26). Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ve kişisel güvenliği tehlikede olan korunmaya muhtaç çocuklar hakkında koruma tedbiri almak, müstakil aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler, kurulmayan yerlerde ise davaya bu sıfatla bakmak üzere asliye hukuk mahkemeleri görevlidir (4787 s.K.md.6/2-b). O halde işin esasının incelenmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 5395 sayılı Kanun'un 5. maddesi ve 2828 sayılı Kanun'un 22. maddesi gereğince çocuğun koruma altına alınması istemine ilişkindir.
Davacı kurum vekili, Balıkesir Çocuk Bakım ve Doğumevi Hastanesi'nde 22.01.2010 tarihinde dünyaya gelen S. A.'nın annesi ve babası ile görüşüldüğünü, anne ve babasının çocukları ile yeterince ilgilenmediğinin anlaşılması üzerine 27.01.2010 tarihinde valilik oluru ile çocuğun Müşerref Yırcalı Çocuk Yuvasına yerleştirildiğini, bebeğin evlilik dışı dünyaya geldiğini ve babanın çocuğa bakacak iş ve ev ortamının bulunmadığını, annenin de bebeğin bakımını üstlenmek istemediğini belirterek, S. A.'nın 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesi ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu'nun 22. maddesi gereğince korunma altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin; koruma tedbirleri alma görevinin çocuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle davanın reddine dair verdiği karar; davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş; Yerel Mahkemece, bozma öncesi benimsenen gerekçe genişletilerek önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını, davacı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 5395 sayılı Kanun'un 5. maddesi ve 2828 sayılı Kanun'un 22. maddesi gereğince çocuğun koruma altına alınması istemlerinde aile mahkemelerinin mi yoksa çocuk mahkemelerinin mi görevli olacağı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, uyuşmazlığın çözümünde etkili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Çocuklar hakkında koruma tedbirleri konusunda 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda hüküm bulunduğu gibi, başta Türk Medeni Kanunu olmak üzere, Sosyal Hizmetler Kanunu, Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, Ailenin Korunmasına Dair Kanun gibi diğer özel kanunlarda da hükümler bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunması, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınması amacıyla 03.07.2005 tarihinde Çocuk Koruma Kanunu yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu(ÇKK)’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesi: “Bu Kanunun amacı, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.” şeklinde olup, maddenin hükümet gerekçesi: “Maddede, Kanunun amacı, özel korunma ihtiyacı olan çocukları, içinde bulundukları tehlikeden koruyan, onların temel haklarını temin eden, fiziki ve manevi varlıklarının korunmasını, sağlıklı gelişimini gerçekleştirmek üzere ekonomik, sosyal, kültürel ve hukukî şartları sağlayan, bu çocukları etkili ve işlevsel bir kişilikle topluma kazandıran korunmanın, esas ve usulleri ile suça sürüklenen çocukların yararını gözeten, onların kişisel özelliklerini dikkate alan, toplumsal sorumluluk bilinçlerinin gelişmesine yardımcı olan, cezaya son çare olarak başvuran, cezada suçla orantılılığı gözeten, adil yargılama ilkesini hayata geçiren, çocuk adalet sisteminin usullerine ilişkin hükümler olarak açıklanmıştır.” şeklindedir.
Kanunun amacını belirleyen bu maddede, suça sürüklenen çocuklar yanında korunmaya ihtiyacı olan çocukların da korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasların düzenlendiği belirtilmiştir.
Aynı Kanunun “Kapsam” başlıklı 2. maddesi ise: “Bu Kanun, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usûl ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar.” şeklinde olup bu maddede korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirlerin bu kanun kapsamında olduğu açıkça belirtilmiş bulunmaktadır.
Yine aynı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin a/1, b ve c fıkraları:
“1. Korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu,
… …
b) Mahkeme: Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini,
c) Çocuk hâkimi: Hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar hariç, suça sürüklenen çocuklarla korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk mahkemesi hâkimini, … ifade eder.” hükmünü içermektedir.
Anılan Kanunun bu maddesinde korunmaya ihtiyacı olan çocuk: bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuk olarak tanımlanmıştır.
3. maddeye göre 5395 sayılı Kanun'da yer alan mahkeme terimi, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini ifade etmekte olup Kanunla, çocukların yargılanması ve çocuklar hakkında tedbir uygulanmasını sağlamakla görevlendirilmek üzere iki çeşit mahkeme kurulmaktadır. Bunlar; Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleri ve Çocuk Mahkemeleridir.
Maddeye göre bu Kanunda yer alan çocuk hakimi ifadesi, hakkında kovuşturma başlamış olanlar hariç, suça sürüklenen çocuklarla, koruma ihtiyacı olan çocuklar hakkında uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk mahkemesi hakimini kapsamaktadır.
Diğer taraftan, çocukların içinde bulundukları durumlar birbirine benzese de, her çocuğun ihtiyaçları ve yetenekleri aynı olmayıp, yararına olan hususlar da aynı değildir. Bu nedenle, her çocuk hakkında kendisine en uygun tedbirlerin belirlenmesi bir zorunluluktur. Kanun koyucu da bu hususu gözeterek çocuk hakkında alınacak koruyucu ve destekleyici tedbirleri ÇKK’nun 5. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlemiş bulunmaktadır.
Kanunda çocuk hakkında tedbir isteme yetkisi çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet Savcısı’na verilmiştir (m.7/1). Çocuk mahkemesi korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararının yanında 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye de yetkilidir(m.7/7).
Yine aynı Kanunun “Mahkemelerin görevi” başlıklı 26. maddesinin 1,2 ve 3. fıkraları:
“(1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.
(3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir.” hükmünü içermektedir.
ÇKK’nun 26. maddesinin 3. fıkrasında, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin ve gerektiğinde çocuk hakiminin bu Kanunda ve diğer kanunlarda yazılı koruyucu ve destekleyici tedbirleri almakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan, ÇKK’nun geçici 1. maddesi gereğince, çocuklar hakkında Kanunda belirtilen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin alınmasında çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar aile mahkemeleri, aile mahkemeleri kurulu bulunmayan yerler bakımından ise asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Bununla birlikte, aile mahkemelerinin, kendilerine intikal eden esas dava ile birlikte, çocuklar hakkında da koruyucu ve destekleyici kararların alınmasında görevleri devam etmektedir.
Yine aynı Kanunun “Hâkimlerin atanmaları” başlıklı 28/1 maddesi “Mahkemelere, atanacakları bölgeye veya bir alt bölgeye hak kazanmış, adlî yargıda görevli, tercihan çocuk hukuku alanında uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim almış olan hâkimler ve Cumhuriyet savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atama yapılır.” şeklinde düzenlenmiş olup bu madde ile çocuk mahkemelerine atanacak hakimlerin, tercihen çocuk hukuku alanında uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmetler alanlarında eğitim almış olması aranmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, 24.05.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu(SHK)'nun 22. maddesinde de, korumaya muhtaç çocukların reşit oluncaya kadar bu Kanun hükümlerine göre kurumca kurulan sosyal hizmetler kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri ve bir meslek sahibi edilmeleri hususundaki gerekli tedbir kararının yetkili ve görevli mahkemece alınacağı düzenlenmiş ancak maddede görevli mahkeme belirtilmemiştir. ÇKK'nun 26/3 maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu Kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden 2828 sayılı Kanun'un 22. maddesinde düzenlenen tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı kurum tarafından çocuk S.A. hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesi ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 22. maddesi gereğince koruma tedbirlerine hükmedilmesi talep edilmiştir.
Öte yandan, Balıkesir ilinde aile mahkemesi ile birlikte çocuk mahkemesi de bulunmaktadır.
ÇKK.’nun ve SHK'nun yukarıda bahsi geçen hükümleri gözetildiğinde, somut olay itibariyle koruma tedbirleri istenen çocuk hakkında, bu tedbirleri almaya görevli mahkemenin çocuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; korunmaya ihtiyacı olan çocuk hakkında bakım ve sağlık tedbirleri alma görevinin Aile Mahkemelerine ait olduğu yönündeki Özel Daire bozmasına karşı, yerel mahkemenin 5395 sayılı Kanun'da ve 2828 sayılı Kanun'da öngörülen tedbirleri alma görevinin çocuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile önceki kararda direnmesi usul ve yasaya uygundur.
Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme kapalı olmak üzere, 16.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.