<b>Daire</b>:17 <br /> <b> Tarih</b><font color="#000000">:2012 <br /> <b> Esas No</b>:2012/12662 <br /> <b> Karar No</b>:2012/13378 <br /> <b> Kaynak</b>:Kişisel arşiv <br /> <b> İlgili Maddeler</b>:İİK 278 <br /> <b> İlgili Kavramlar</b>:TASARRUFUN İPTALİ <br /> <font size="3"> T.C.<br /> YARGITAY<br /> 17. Hukuk Dairesi<br /> ESAS NO : 2012/12662 <br /> KARAR NO : 2012/13378 <br /> Y A R G I T A Y İ L A M I<br /> MAHKEMESİ : İzmir Asliye 5. Ticaret Mahkemesi<br /> TARİHİ : 12/05/2011<br /> NUMARASI : 2009/661 – 2011/194<br /> DAVACI : Yapı ve Kredi Bankası A.Ş<br /> DAVALILAR : 1- Şerife Kasapoğlu <br /> 2- Mehmet Naci Dinçer <br /> 3- Mustafa Kuru <br /> 4- Murat Kuru <br /> 5- Yahya Necati Aksoy <br /> BİRLEŞTİRİLEN DAVA<br /> MAHKEMESİ : İzmir Asliye 3. Ticaret Mahkemesi<br /> NUMARASI : 2011/62 <br /> DAVACI : Yapı ve Kredi Bankası A.Ş<br /> DAVALILAR : 1- Şerife Kasapoğlu <br /> 2- Mustafa Kuru <br /> 3- Murat Kuru <br /> 4- Yahya Necati Aksoy <br /> <br /> Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı<br /> nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar Şerife ve Mehmet<br /> Naci vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:<br /> -K A R A R-<br /> Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili, davalı borçlu Şerife aleyhine icra takibi<br /> yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu<br /> taşınmazlarından birini davalı Mehmet Naci’ye, bir kısmını davalılar Mustafa ve Murat’a satışına<br /> davalılar Mustafa ve Murat’ın da aldıkları taşınmazları davalı Yahya Necati’ye satışlarına ilişkin<br /> tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.<br /> Davalı Şerife vekili ile davalı Mehmet Naci vekili davanın reddini savunmuştur.<br /> Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap<br /> vermemiştir.<br /> Mahkemece, taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, davalı<br /> Mustafa ile Murat’ın Şerife’nin ortağı olduğu fabrikanın bulunduğu köyde ikamet ettikleri ve taşınmazları aldıktan kısa süre sonra borçlu Şerife’nin kocasının teyze oğlu<br /> olan davalı Yahya Necati Aksoy’a sattıkları, davalı Mehmet Naci’nin de davalı borçlunun ortağı<br /> olduğu şirket ile aynı sanayi bölgesinde faaliyette bulunduğu gerekçesi ile davanın tüm<br /> taşınmazlar açısından kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Şerife vekili ve davalı Mehmet Naci<br /> vekili tarafından temyiz edilmiştir.<br /> 1- Borçlu Şerife vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, dosya içeriğine, kararın dayandığı<br /> delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik<br /> bulunmamasına, davalı Mehmet Naci’ye yapılan satış dışındaki tasarruflarda edimler arasında aşırı<br /> fark bulunmasına, İİK'nın 278/III-2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde<br /> sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişiler tarafından taşınmazın<br /> tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı<br /> delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişilerin iyi<br /> niyet iddiasının dinlenemeyeceğine ayrıca davalı Mustafa ile Murat’ın Şerife’nin ortağı olduğu<br /> fabrikanın bulunduğu köyde ikamet etmelerinden dolayı ve taşınmazları aldıktan kısa süre sonra<br /> borçlu Şerife’nin kocasının teyze oğlu olan davalı Yahya Necati Aksoy’a sattıkları hususları<br /> nazara alındığında bu davalıların borçlunun, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını<br /> ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle tasarrufların iptali<br /> gerekeceğine (İİK. 280/I) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre borçlu Şerife vekilinin sair<br /> temyiz itirazlarının reddi ile davalı Mehmet Naci dışındaki davalılara yapılan tasarrufların<br /> iptaline yönelik hükmün onanması gerekir.<br /> 2- Davalı Mehmet Naci vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, <br /> Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.<br /> Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nın<br /> 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir.<br /> Somut olayda davalı Mehmet Naci’ye yapılan satışta bedel farkının bulunduğu gerekçesine de<br /> dayanılmış ise de varılan bu sonuç yerleşik Daire uygulamalarımıza da aykırı düşmektedir. Bedel<br /> farkının iptal nedeni olarak kabul edilmesi için satış bedeli ile taşınmazın tasarruf tarihindeki<br /> gerçek değeri arasında mislini aşan bir farkın oluşması gerekir. Oysa bahsi geçen tasarrufta tapuda gösterilen değer 50.000 TL olup gerçek değer<br /> de 85.000 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda bedel farkının olduğu söylenemez. Adı geçen<br /> davalının borçlu ile akraba olduğu ya da alacağına mahsuben taşınmazı satın aldığı yolunda bir<br /> delil de yoktur. Ayrıca 3. kişinin borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını<br /> ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu hususunda da gösterilen deliller<br /> yeterli değildir. Davalı 3. kişinin uzun yıllar İstanbul’da yaşadığı ve sonradan Denizli’de şirket<br /> kurarak çalışmaya başladığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki<br /> borçlunun ortağı olduğu şirket ile 3. kişinin şirketi aynı işkolunda faaliyet göstermediği gibi<br /> adresleri itibariyle de birbirine komşu olmadıkları gelen kayıtlardan anlaşılmaktadır. Kaldı ki<br /> taşınmazın şirketten değil ortağı olan Şerife’den vekil kullanılmak suretiyle satın alınmış<br /> olmasından dolayı davalı 3. kişi Mehmet Naci’nin borçlu Şerife’nin alacaklılarından mal kaçırmak<br /> ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilmeyi zorlaştıracağı da bellidir. Bu<br /> durumda davalı Mehmet Naci’nin borçlu Şerife’nin alacaklılarından mal kaçırmak ya da<br /> alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilip bilemeyeceği hususu üzerinde yeniden<br /> durulması ve davacının dayanmış olduğu yemin delilinin de mevcut olduğu gözetilerek oluşacak<br /> duruma göre bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde değildir. <br /> 3- Davaların birlikte görülerek neticelendirilmesi sonucu her bir dava için ayrı ayrı hüküm<br /> kurulması ve her davanın yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı değerlendirilmesi gerektiği<br /> gibi aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan her bir davalının tasarrufunun da kendisi<br /> açısından değerlendirilerek sonuçlarının belirlenmesi giderek yargılama giderlerinden<br /> sorumluluklarının gösterilmesi yerine yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli değildir. <br /> SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Şerife vekilinin sair temyiz<br /> itirazlarının reddi ile davalı Mehmet Naci dışındaki davalılara yapılan tasarrufların iptaline<br /> yönelik hükümlerin ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Mehmet Naci<br /> vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ve (3) numaralı bentte yazılı nedenlerle de borçlu ve Mehmet<br /> Naci’nin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,<br /> peşin alınan harcın istek halinde davalı Şerife ve Mehmet Naci'ye geri verilmesine 03/12/2012 tarihinde<br /> oybirliği ile karar verildi.<br /> Başkan Üye Üye Üye Üye<br /> A.Velioğlu A.Ş.Sertkaya L.E.Köksal M.Özcan S.Kul </font></font><br />