Prof. Dr. Atasoy, karne alan çocuklara ailelerin nasıl yaklaşması gerektiğini anlattı. Çocukların akademik başarısının hayata karşı genel anlamda başarılı olduğu anlamına gelmediğini belirten Prof. Dr. Atasoy, çocukların bir birey olmayı, doğru düşünebilmeyi, analiz etmeyi, hayatta eğitim dışındaki değerlerin neler olduğunu da öğrenmesi gerektiğini, ailenin bunlar için mücadele etmesi gerektiğini ifade etti. Ailelerin, çocuklarının değerinin eve getirecekleri karneden oluşuyormuş gibi davranmalarının yanlış olduğunu belirten Prof. Dr. Atasoy, şöyle konuştu:

"Çocuklara doğrudan sanki aldıkları o notlar kendi kusurlarıymış gibi yansıtmamak gerekiyor. Akademik başarı sadece bir puan. O çocuğun nasıl bir insan olduğunu, nasıl bir değere sahip olduğunu, ne gibi yetenekleri olduğunu ne yazık ki göstermiyor. O yüzden eleştirerek, kızarak, ya da cezalandırarak asla yaklaşmamak gerekiyor. 'Niye böyle oldu?' diye bir değerlendirme yaparak yaklaşmak doğru olabilir. Çocukların akademik başarısı olmasa da farklı bir alanda başarısı olabilir. Aileler, bunu ortaya çıkarmakla sorumludur. Çocuğun belki bambaşka yeteneği var. Ailelerin, kötüleme, eleştirme, çocukla ilgili genel kişiliğine saldıran, 'Sen nasıl bir çocuksun' gibi cümleler kurmak yerine o problemin nasıl ortaya çıktığını, nasıl düzeltilebileceğini düşünmesi gerekir."

Eline bir kez bile kitap almamış anne ve babanın çocuğunun sürekli okumasını istemesinin de yanlış olduğunu ifade eden Prof. Dr. Atasoy, "Bu çocuk için ne kadar samimi? Biz genel olarak az okuyan bir toplumuz. O yüzden çocukların düzeltmesini istediğimiz davranışları olabilir ama özellikle küçük çocuklar söz konusu olduğunda sorunlu yetişkinlerdir. Ona uygun ortam hazırlamıyordur, ona iyi örnek olmuyordur ya da çocuğun akademik başarısı onun özelliklerine uygun değildir. O zaman bunu çocuğun kendi değeriymiş gibi göstermek son derece yanlış bir değerlendirme" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr