İstanbul Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Şubesi'nin eski müdürlerinden Adil Serdar Saçan, Üzeyir Garih cinayetine ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. Sözcü gazetesinden Özlem Gürses'e konuşan Saçan, "FETÖ'nün bazı kişileri suikaste sürüklediğini" söyleyip, "Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu ve Üzeyir Garih cinayetleri, Danıştay baskını en net örnekler… Bu dosyalar yeniden açılmalıdır" dedi.

Adil Serdar Saçan'ın verdiği röportajdan satırbaşları şöyle:

– Cinayet Masası yıllarınız çok hareketli.

İşimi hep çok severek yaptım. Cinayet Masası'nda ağır suçlara baktık. Önemli mafya operasyonlarında da biz vardık.

– Kimler var o zaman mafya olarak?

Dündar Kılıç, Kürt İdris, Alaaddin Çakıcı, Hamza Kır, Fevzi Öz, Ömer Lütfi Topal… Ciddi mafya grupları vardı. Bir dönem Muş'ta Terörle Mücadele'de çalıştım, sonra İstanbul'a döndüm. Mali Şube Müdür Yardımcılığı yaptım 2 yıl. Tarihin en büyük yolsuzluklarına operasyon yaptık. Muş Terör Müdürlüğü'nden geldiğim ve bu işin finansal boyutunu bildiğim için bastırıyordum. Türkiye'nin en karanlık yılları… Mafya, siyaseti açıkça tehdit eder hale gelmişti.

(...)

– Üzeyir Garih cinayetiyle FETÖ'nün bir ilgisi olabilir mi?

Üzeyir Garih cinayetiyle F tipi örgütün ilişkili olduğunu söyleyebilirim. Olay yerinde bulunan bir kadının araştırmasını yaparken, dosya resmi yazıyla bizim şubemiz olan Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nden alındı. Olayda kriminal çalışmayı birlikte yürüttüğümüz dönemin Kriminal'den Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Samet Doğan daha sonra bir trafik kazasına kurban gitti. Çok şüpheli bir kazaydı. Cinayeti Yener Yermez isimli bir garibanın üzerine yıkıp aradan sıyrıldılar. O dönemde Emniyet'te bu olaya bakanların büyük çoğunluğu F tipi örgüt mensubuydu. Bu cinayetin mutlaka yeniden ele alınması gerekir.

(...)

– Bir efsane olarak dolaşan bir söylenti var, bazı dinleme cihazlarının kayıp olduğu üzerine…

Bu efsane değil gerçek. Bazı çok pahalı dinleme ve izleme üniteleri kayıp. Ayrıca FETÖ'nün cep telefonu firmalarındaki elemanları da aynı yerlerde çalışmaya devam ediyorlardır. Hâlâ dinleme ve izleme yaptıkları kesin. Bunları eski istihbarat polisleri ile yapıyorlar. Bir de elektronik ve haberleşme konusunda yetişmiş çok sayıda kalifiye elemana sahipler. Taşeron örgütlere istihbarat desteği sağlamaları olasılığı da çok yüksek.

Röportajın tamamını okumak için tıklayın.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr