Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Müşteki beyanlarının alınmasına geçilmeden önce sanıklar mahkeme heyetinden söz istedi. Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu sanıklara, "Soracağınız bir şey mi var?" diye sordu. Sanıkların ’Evet var’ demesi üzerine izleyici sıralarında oturan mağdur yakınları tepki gösterdi. Mağdur yakınları, "Ne soracaksınız şerefsizler. 250 kişiyi katlettiniz, hain köpekler. 250 ocağı söndürdünüz siz. Allah sizinde ocağınızı söndürsün" diye bağırmaya başladı. Bunun üzerine sanıklardan eski Yarbay Eray Uçkun, "kim yaptıysa Allah belasını versin" karşılığını verdi. Bu sözler üzerine mahkeme salonunda tansiyon iyice yükseldi. Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu duruma müdahale ederek, "Karşılıklı söz dalaşı olmasına izin veremem. Burası mahkeme salonu. Siz böyle yaparsanız bu davaları nasıl görebiliriz" diye uyardı. Tartışmanın devam etmesi üzerine tepki gösteren mağdur yakınları salondan çıkartıldı.


Daha sonra müştekilerin beyanlarının alınmasına devam edildi. TÜRKSAT’ta özel güvenlik görevlisi olarak görev yapan Serkan Biren, nöbetinin olmamasına rağmen saat 22.00 sıralarında amirini arayarak kampüse gelmek istediğini anlattı. Kampüse vardıklarında helikopterin geldiğini ve ateş etmeye başladığını gördüğünü kaydeden Biren, "Bir tane kolonun arkasına saklandım. 1.5 dakika boyunca bizi ateş altına aldı. Bu ateş sonucunda 3 arkadaşımız yaralandı. İçeriye girdiğimde askerlerin geldiğini gördüm. ’Genelkurmay Başkanlığından geliyoruz, yönetime el konuldu, teslim olun’ diye bağırdılar. Namluları bize doğrultarak yere yatırdılar. Yüzünü görmediğim şahıslar bana tekme vurarak dışarıya çıkardılar. Askerler ’Araç geliyor’ diye bağırdılar. Araca ’dur’ dediler ancak araç uzakta olduğu için duyma imkanı yoktu. Ardından araca ateş etmeye başladılar" ifadelerini kullandı.

Biren, sanıklardan İbrahim Altınok’a diğer askerlerin ’Eleman’ diye seslendiğini belirterek, Altınok’un korkak, ürkek, zorla getirilmiş gibi bir halde olduğunu gördüğünü söyledi. Sanık Altınok’un kendilerinden daha çok korkuyor gibi davrandığını öne süren Biren, Altınok haricindeki diğer bütün sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti.

SALONDA TANSİYON YİNE YÜKSELDİ
Müşteki Tarık İnceveren, "Sanık sandalyesinde oturanlar ve kaçan namussuz ve şeref yoksunları" diye sözlerine başlayınca sanık Mustafa Altunay, "Sensin lan namussuz" diye karşılık verdi. İnceveren "Vatan hainlerinin verdiği ifadeleri dinledim" diye sözlerini sürdürünce sanık Altunay, "Bunların hepsi kaydediliyor. Vatan haini olmadığımız belli olacak" diye bağırdı. Bunun üzerine mağdur yakınları da tepki gösterdi. Mağdur yakınları, "Vatan hainisiniz, kaç kişiyi öldürdünüz. Sizin Allah’ınız yok. Vatan haini köpekler. Tehdit etmeyin kimseyi" şeklinde bağırdı. Mahkeme Başkanı Ademoğlu, tekrardan araya girerek, "Bunu birileri bilinçli mi yapıyor? Böyle olmaz. Dışarıya çıkardıklarımı tekrar içeriye almayın" uyarılarında bulunarak tepki gösteren kişileri salondan çıkardı. Çıkan mağdur yakınlarından biri "Birilerine mi dokunuyor söylediklerimiz? Zorunuza mı gidiyor" dedi.

SAVUNMALAR BAŞLADI 

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada müşteki beyanlarının tamamlanmasının ardından avukatı olmadığı için savunmasını yapmayan sanık Mustafa Altunay’ın savunmasına geçildi. Daha önce savunma yapmak istemediğini, şimdi savunma yapmaya karar verdiğini belirten Altunay, "Sebebi de öyle ya da böyle biz bir şekilde TÜRKSAT’ta bulunduk. Oraya helikopter ile gittik. Eray Uçkun Yarbaydan sonra en kıdemli kişi benim. Ben yüzbaşıyım ve kimse benim yüzbaşı olduğumu bilmediğine göre orada komutan olarak davranmadığım görülüyor" iddiasında bulundu. 

Altunay, helikopterdeki kimseyi tanımadığını öne sürerek, "Biz oraya giderken telsiz aldık ve bataryaları boştu. Bilinçli olarak oraya gitsek 1 hafta öncesinden hazırlıklar yapılır, bataryalar doldurulurdu. Ben telsizleri alırken Eray Yarbaya ’Bunlar boş’ dedim. Tatbikata gideceğimizi düşündüğüm için fazla teçhizat almadım. Helikopter TÜRKSAT’ın üzerinde dönmeye başladı. Ben ilk defa TÜRKSAT’a gittim, ne yerini biliyorum ne de başka bir şey. Planlı bir şekilde oraya gitsem daha önceden bunun planını yaparım, en kötü ihtimal uydudan görüntülerini araştırırdım" ifadelerini kullandı.

OLAYLARI BİLMEDİĞİNİ İDDİA ETTİ

TÜRKSAT’ta bulunduğunu kabul eden Altunay, "Bir yerden ’araç geliyor’ diye ses geldi. ’Dur’ diye bağırdılar ama o aracın bunu duyması imkansız. Araç askerleri görünce gaza bastı, ardından ateş edildi. İlk olarak arabaya mı ateş edildi bilmiyorum. Araç tam nizamiyenin önünde durdu. Yaralı olup olmadığını bilmiyorum. Eray Yarbay ile birlikte biri geldi, ’Komutanım ne oluyor’ dedi. ’Yemin ediyorum bilmiyorum’ dedim. Onların şehit olduğunu burada öğrendim" dedi.
Sanıklardan Eray Uçkun’un sürekli telefonla konuştuğunu anlatan Altunay, "Kendisine ne olduğunu sorduğumda yayınların kesileceğini söyledi. Bana teknisyen olup olmadığını sordu. Birini bulduk ve teknisyenle birlikle sistemlerin oraya gittik. Kendisine silah doğrultmadım. ’Sistemler nasıl kapatılıyor’ diye sordum. Ardından Eray Yarbay geldi ’Kapatabiliyor musunuz?’ diye sordu. Ben de ilgilenildiğini söyledim. Birkaç kanal kapandı, hangilerinin kapandığını bilmiyorum. Daha sonra imha edilme kararı alındı. Eray Yarbay ’Uçaklar burayı bombalayacak’ dedi. Bunun üzerine lojmanları boşaltmaya başladık. En son biz çıktık oradan. Ön tarafta tır vardı, yolu kapatmıştı. Araçlarla oradan geçtik. Birkaç kişiyi gördüm, polis olduğunu fark etmedim. Onlar bizi sivil sandı. Biz normal geçiyorduk oradan, ardından ’askerler’ diye bağırdılar. Benim olduğum araç da dahil ateş etmeye başladılar. Arkadaki aracın durumundan haberimiz yoktu. Sonra arkamızdan bir araç selektör yaparak gelmeye başladı. ’Galiba bunlar bizi takip ediyorlar’ dedim. Eray Yarbay ’Yapacak bir şey yok devam edeceğiz’ dedi. Selektör yapan araç bizim araca ateş etmeye başladı" diye konuştu.
Gölbaşı istikametinde ilerlerken bir köye doğru gittiklerini, orada bir helikopterle bağlantı kurduklarını, sabaha karşı onları almaya geleceklerinin söylenildiğini anlatan Altunay, helikopter ile birlikte Akıncı Üssü’ne gittiklerini kaydetti.

"AKLI BAŞINDA OLAN HERKES BUNU ANLAR"

Gölbaşı Kaymakamının dinlenilmesini talep ettiğini belirten Altunay, "Neden sadece TÜRKSAT’ın önüne araç çekildi? Nereden öğrenmiş, kim söylemiş TÜRKSAT’a baskın olacağını. Ben helikoptere binmeden önce öğreniyorum TÜRKSAT’a gideceğimi ama biz oraya gitmeden hazırlık yapılmıştı. Bizi oraya gönderenler kimse, orada hazırlıklar yapan, güvenlik önlemleri alanlar da aynı kişilerdir diye düşünüyorum. Bu konunun açıklığa kavuşması için Gölbaşı Kaymakamının dinlenmesini istiyorum" şeklinde konuştu. Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, "Aklı başında olan herkes bunu anlar" cevabını verdi.

MAHKEME SALONUNDAN ALKIŞLAR YÜKSELDİ

Altunay, "Biz darbeciysek, suçluysak o polis memurları neden bizimle çatıştığını kabul etmiyor. Neden bu polis memurlarından kimse aracın içinde vurulan askeri vurduklarını söylemiyor" dedi. Altunay’ın bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Ademoğlu, "Ne demeye çalışıyorsun? Polisler için darbecileri öldürmek bir şereftir. Bu saklama gereği neden hissetsin ki? Zaten ülke savunma halinde. Bunu bir polis memuru neden saklasın?" cevabını verdi. Mahkeme Başkanı Ademoğlu’nun sözleri üzerine mahkeme salonunda "Bravo" sesleri ve alkışlar yükseldi.
Ardından eski Yarbay Eray Uçkun söz istedi. Müşteki beyanlarında paniğe kapılıp rica ettiğinin söylenildiğini hatırlatan Uçkun, "Ben astlarımla konuşurken nezaket kuralları çerçevesinde ’Gelir misin?’ yönünde rica ederim" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr