Dukan, Hollywood, Lahana Çorbası, İsveç, meyve, zone diyet türlerinden yalnızca bazıları... Uzman diyetisyen Turgay Köse, kilo vermek için önerilen sayısız diyet ve yöntemin olduğunu belirterek “Bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da, kısa bir süre sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması öncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir. Bu durum sağlığa zarar vermekte, metabolizmanın bozulmasını sağlayarak ömrü kısaltmakta, hatta uzun vadede ölümlere bile sebep olmaktadır” diyor. Hemen hemen her gün yeni bir diyet çeşidi görmeniz mümkün. Özellikle bugünlerde “4 günde 4 kilo”, “Detoks ile bir haftada 5 kilo verme” gibi ifadeler sıklıkla gündeme geliyor. Diyetisyen M. Turgay Köse, şok diyetleri sert bir dille eleştiriyor.

Şehir efsaneleri

Bu tip diyetlerin hızlı kilo verdiriyor gibi gözükse de kısa bir süre içinde verilen kiloların hızla geri alındığını anlatan Köse, uzun vadede ise yaşamı tehdit bile edebileceği uyarısında bulunuyor. Köse, gidilen uzmanın mutlaka diplomasının görülmesi gerektiğini vurgulayarak “Kilo verdiriyor, yağ yakıyor, metabolizmayı hızlandırıyor gibi yanlış duyumlar sonrası madensuyu, çim suyu, kekik suyu, ballı - limonlu su, ılık su, sirkeli su, alkali su, zayıflama çayı içtiğine; altın çilek, acı biber, chia tohumu, hatta kase dolusu kabak çekirdeği yediğine tanık oldum. Denizde dokunmaktan bile çekindikleri yosunların tabletlerini, içeriğinde ne tür kimyasalların bulunduğunu bilmedikleri sözde ‘bitkisel’ bazen de özellikle ‘kaçak’ zayıflama haplarını kullandığını, hatta tok tutar düşüncesi ile pamuk yuttuğunu vs. mesleki hayatımda çok defa duydum” diyor. Bu tür söylemlerin bilimle bağdaşmadığını belirten Köse, şöyle devam ediyor: “Bugün biri ‘maydanoz basendeki yağları eritir’ dese maydanozun fiyatı sanırım 3-5 kat artar. Tıp eğitimi almamış kişilerin insanlara sağlık öğütleri vermesi, hele ki ilaç veya diyet önerisinde bulunması son derece yanlıştır. Her mesleğin amatörlüğü olur, ama sağlık profesyonellerinin olmaz. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog kontrolünde yapılacak klinik muayenenin ardından elde edilen kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde tıbbi beslenme tedavisine alınmalıdır. Egzersiz ve davranış değişikliği tedavisinin yerleştirilmesi ile hedefe ulaşılmalı ve kişi koruma programına alınmalıdır. Üç ay süresince diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavisi uygulanmadan kimseye ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanmamalıdır.”

Kişiye özel hazırlanmalı

Herkesin metabolizmasının birbirinden farklılık gösterdiğini, bu nedenle de diyetin mutlaka kişiye özel olarak hazırlanması gerektiğini vurgulayan Köse, ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybının metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırladığı uyarısını da yapıyor. Köse, kilo vermek isteyen kişinin dikkat etmesi gereken 10 ipucunu şöyle sıralıyor.

Kesin karar verin. Günlük uyku süresini 7 - 8 saat arasında tutmaya çalışın. Asla öğün atlamayın. Sık aralıklarla, azar azar beslenin (3 ana, 2 - 4 ara öğün şeklinde). Yavaş yiyin, besinleri çok iyi çiğneyin. On lokma yerine bir lokma yiyin, ama on kere çiğneyin. Kızartma ve kavurma işlemlerinden uzak durun. Rafine şeker ve tuz kullanımınızı kısıtlayın. Posalı (lifli) besinleri artırın (kurubaklagiller, kepekli tahıllar, sebze ve meyveler). Gün içerisinde bol su ve sıvı besin tüketin. Fiziksel aktivitenizi mutlaka artırın.

 

Tek tip beslenmeyin

Diyetisyen Turgay Köse, tek tip besine dayalı diyetlerden kaçınılması gerektiğine dikkat çekiyor. Köse, şöyle devam ediyor: “Besin çeşitliliğine önem vermek gerekir. Ana öğünlerde et, kurubaklagil, yumurta gibi besinleri bir arada içeren et grubu, süt grubu, tahıl grubu ve sebze - meyve grubu bir arada tüketilirse dengeli beslenmiş olunur. Yemeği yavaş yemek de önemli. Birey, her lokmadan sonra elindeki çatal, kaşığı tabağa bırakmalı ve yavaş yemelidir. Böylelikle daha az yiyerek doyduğunu hissedebilir. Her başarısız diyet, kilo vermeye karşı direncin biraz daha güçlenmesi anlamına gelir. Sürekli diyet yapanlar bir yandan daha kolay kilo alırken, diğer yandan daha zor kilo verirler. O nedenle kişi zayıfladıktan sonra mutlak surette kilo koruma programına alınmalıdır.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr