İyi bir komşu asla şikâyet etmeyen birisi midir? İyi bir komşu cinsiyetsiz midir? İyi bir komşu Facebook’ta arkadaşınız mıdır? İyi bir komşu mülkünü korumak için silah bulunduran kişi midir? İyi bir komşu arabasının arkasında ‘Sınırları Kapatın’ yazan birisi midir? İyi bir komşu sizinle aynı gazeteyi mi okur? Tüm bunlar 15. İstanbul Bienali’nin “İyi bir komşu”başlığının akla getirdiği sorular... 2017 yılının 16 Eylül - 12 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek bienalin başlığı ve kavramsal çerçevesi dün düzenlenen basın toplantısında duyuruldu.

Toplantı, yaşları 8’den 84’e uzanan 40 kişinin “İyi bir komşu” hakkında az önce sıraladığım soruları ve benzerlerini sorduğu bir performansla başladı. Aslında bienal, “İyi bir komşu” başlığıyla komşu üzerinden mahalleyi mahalle üzerinden de memleketin bir kesitini sunabiliyor. Hiçbir şeye karışmayan bir komşu memlekette de olan bitene karışmıyor demektir. Ya da aidatı yeniden artırmak isteyen apartman yöneticisine karşı yazılan dilekçeyi imzalayan komşunuz diğer meselelerde de imza atmaktan çekinmeyen olmuyor mu? Kendisi gibi yaşamanızı isteyen komşunuz mahallenin hatta memleketin de aynı şekilde yaşamasını isteyen değil midir? Bienalin küratörleri, sanatçı ikilisi Michael Elmgreen ve Ingar Dragset, iyi bir komşu ve ev kavramlarını farklı açılardan ele alacak. İkilinin, bienali, kendi ideolojilerini sanatçılara empoze etmeden farklı sanat eserlerini biraraya gelerek birbirine komşu olacağı büyük bir mahalle gibi kurguladıklarını da söyleyebiliriz. Daha çok, “beraber yaşamak dediğimiz şey nedir?” sorusuna odaklanan bienal, ev, komşu, aidiyet, “kök salmışlık”, farklı yaşam tarzları, değişen ilişki biçimleri, değişen demografi üzerine düşünmeye teşvik edecek.



Bienalin küratörleri Michael Elmgreen ve Ingar Dragset.

Bienal, siyasi sıkıntılar karşısında olduğumuzu da vurgulayarak diğer kimlikler meselesine de değinecek. Küratörler Dragset ve Elmgreen “Dünyada krizler, şoklar yaşanıyor. Bunu geniş bir perspektifle sorgulama zamanı. Bir nebze olsun uzlaşma, ortak bir nokta bulabilme çabası. Hayatımıza mikro düzeyde evde başlayan birtakım temel soruları sormakla başlıyoruz. Beraber yaşadığımız ortam, mahalle dediğimiz şey, birlikte var olmayı başardığımız mekânların olduğu bir yer. Bu sergi, özel alanlarla ilişkilenen farklı yaşam tarzlarını ve içinde yaşayanlar olarak bizlerin evdeki alanları en iyi şekilde kullanma ve kişiselleştirme biçimlerimizi araştıracak. Böylece evin nasıl da farklı kimliklere dair ipuçları barındırabileceğini ve tarih boyunca kendini ifade etmenin bir aracı olarak nasıl işlev gördüğünü inceleyecek” diyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr