HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında tutuklu bulunduğu soruşturmada Diyarbakır Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 37 yıl 10 aydan 276.5 yıla kadar hapis cezası istendi.  Demirtaş hakkında istenilen cezaların büyük bölümü yaptığı açıklamalarla ilgili oldu.   Başsavcılık, Demirtaş’ın 15 konuşması ile ilgili “terör örgütünün propagandasını yapmak” suçlaması yöneltti. Savcılığın örgüt propagandası olarak gördüğü ifadeler arasında Demirtaş’ın HDP programında olan “demokratik özerkliği” savunması, Türkiye’nin PYD ile birlikte hareket etmesi gerektiği, Başbakan’a TV’de başkanlık ve özerklik konularını tartışmaya çağırması ve “Kürdistan” ifadesini kullanması da yer aldı. Savcılık, ayrıca Demirtaş’ın çözüm süreci kapsamında gittiği Kandil’de PKK yöneticileri ile çektirdiği fotoğrafı da suç olarak gördü.   Demirtaş hakkında ‘Suçu ve suçluyu övmek, halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme, halkı kanunlara uymamaya tahrik etme, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme ve katılma, suç işlemeye alanen tahrik etme, halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtmak, toplantı ve yürüyüşün zorla dağıtılması” suçlarından da cezalandırılması istendi. Demirtaş’ın PKK yöneticisi olması suçlamasının dayanağını ise “Demokratik Toplum Kongresi’ndeki yönetici sıfatıyla eylem ve işlemleri”  gösterildi. İddianamede DTK’nin Abdullah Öcalan’ın söylemlerinde çözüm paradigmasının üçüncü ayağı olarak nitelendirildiği ve KCK’nin alt kolu olduğu ileri sürüldü.    Aktay ve Ertem de katılmıştı   Yıllarca Diyarbakır’ın merkezinde binası olan DTK, çok sayıda sivil toplum kuruluşunu bünyesinde barındıyordu. DTK’nin düzenlediği çalıştaya AKP milletvekilleri Yasin Aktay, Galip Ensarioğlu  ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem de katılmıştı. Yasin Aktay, Yeni Şafak’taki köşesinde DTK’nin 2010 yılında düzenlediği “Demokratik Özerkli”" çalıştayını “DTK’nin Demokratik Özerklik Çalıştayı, devletin, Kürt sorunu konusunda militarizmden bir nebze temizleyerek siyasete açmış olduğu alanın bir bakıma işlemeye başladığını gösteriyor” sözleriyle övmüştü. Demirtaş hakkında 6-7-8 Ekim Kobani eylemleri nedeniyle “olayları kışkırttığı” iddiasıyla yapılan soruşturmadan ise “suç işlemeye tahrik ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla 3-5 yıl arası hapis cezası istendi.    Duruşma referandum sonrasına bırakıldı   Demirtaş bu iddianamenin hazırlandığı davada tutuklu bulunuyor. Bir süre önce davaya bakacak olan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, HDP’li İdris Baluken’i AYM’nin Mustafa Balbay kararına dayanarak tahliye etmişti. AYM’nin söz konusu kararında "kaçacağı yönünde somut şüphe bulunmayan milletvekilinin tutuklu yargılanmasının seçilme hakkını ve seçmenin de seçme hakkını ihlal edeceği" değerlendirmesi nedeniyle ilk duruşmada Demirtaş’ın da tahliye edilmesi bekleniyordu. Ancak mahkemenin 2 Şubat’ta kabul ettiği iddianameyle açılan davada ilk duruşmayı 28 Nisan’a bırakması, Demirtaş’ın referandumdan önce özgür kalması ihtimalini de ortadan kaldırdı.   Kandil pozu da TV'de tartışalım çağrısı da suç   Demirtaş’ın suç olarak görülen açıklamaları iddianamede şöyle yer aldı:   * Hendeklerin kapatılması yönünde operasyon yapan güvenlik güçlerini ve devleti işgalci olarak nitelendirdiği,   * Sur ilçesinde “isyanınız binlerce defa kutlu olsun” diyerek eylemleri desteklediği ve sahiplendiği,    * Güvenlik güçlerince yapılan operasyonları katliam, hendekleri özgürlük mücadelesi olarak nitelendirdiği,   * Operasyonları savaş ve felaket olarak nitelendirdiği, Türkiye’nin PYD’yi yanına alması gerektiğini söylediği,    * Topluca Sur ilçesine yürünerek örgütsel eylemlere sahip çıkılmasını istediği,    * “Biri sizin evinizi partinizi yakmaya gelmişse yakıyorsa biri sizi linç etmeye gelmişse döverek öldürüyorsa ona karşı kendinizi savunmanız Türk Ceza Kanunu’na göre de bir meşru müdafaa hakkıdır” sözleri,    * Çözüm sürecinin devam ettiği 2013 yılında gittiği Kandil’de PKK yöneticileri Sabri Ok, Murat Karayılan ve Sülbüs Peri ile birlikte Abdullah Öcalan’ın resminin ve terör örgütünün sözde bayrakları önünde fotoğraf çektirdiği,    * Abdullah Öcalan ile ilgili “Kürt Halk Önderi dediği için soruşturma açılacak. Halk Önderine Halk Önderi denir” sözleri,   * 2011 ve 2012’de kitleyi Nevruz alanına yönlendirdiği, parti otobüsü üzerinde yaptığı konuşma sırasında eylemci kitle tarafından atılan yasadışı sloganlara ve açılan sözde örgüt bayraklarına kayıtsız kaldığı,    * Örgüt mensuplarına ‘gerilla’, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için de ‘Kürdistan’ dediği,    * “Buyurun gelin tartışalım yav biz de özerklik diyoruz. Seninki hak bizimki niye hak değil... Canlı yayına çıkalım Başbakanla. Sen başkanlığı savun, ben özerkliği savunayım” sözleri.

HDP’lilere rekor ceza ist emi

Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından HDP’li 59 milletvekilinden 55’i hakkında 510 fezleke davaya dönüştü. HDP’li milletvekilleri hakkında 645 farklı suçtan toplam 18 müebbet ve 3 bin 126 yıl hapis cezası istendi. HDP’nin sadece 4 vekili hakkında herhangi bir fezleke bulunmuyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr