İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı (İZEV) tarafından hayata geçirilen projede, dünyaca ünlü 12 tablonun yüzlerine down sendromlu gençlerin yüzleri yerleştirildi.

“Farklıyız ama biz de varız” mesajı verilen Sanat ve Biz adlı projenin son durağı Nişantaşı Üniversitesi oldu. Gençlerin yoğun ilgisiyle karşılaşan down sendromlu gençler, üniversitede öğrencileriyle sohbet etti, fotoğraf çektirdi.

Nişantaşı Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülseren Yücel, “Bu serginin amacı dünyaya 1 kromozom farkla gelen çocuklara dikkat çekmek. Onların da hayatta var olduklarını, bizim gibi olduklarını hissettirmek. Onlara karşı daha duyarlı davranılmasını sağlamak ve ayrıca onların daha fazla sosyal olması amacıyla gerçekleştirilmiş bir proje” dedi. İZEV Genel Koordinatörü Merve Kılıç da şunları söyledi: “Biz 20 milyon kişiye zihinsel engelli olarak tanımlanan bu farklı bireylerin sosyalleşmesi için bir mesaj vermek amacıyla yola çıktık. Bu 10. sergimiz. Alışveriş merkezlerini, üniversiteleri, insan popülasyonunun yoğun olduğu her yeri geziyoruz. Farklı bireyler olarak tanımladığımız gençler de alanda bizlerle birlikteler. Aslında projenin koordinatörleri onlar. Şu an benim yaptığım anlatıyı onlar kendileri üstlenerek anlatıyorlar.

Bir misyon edindiler. İnsanlara sadece farklı olduklarını, herkes gibi özel hayatları olduğunu, yetenekleri olduğunu, profesyonelleşebileceklerini anlatıyorlar. Biz de onların yetişemediği yerlerde onlara destek oluyoruz. Bu projeyle de İstanbul’dan başlayarak çeşitli illerde, her kesimden insana ulaşıp onlar hakkındaki önyargıları kırmaları için mesajlar iletiyoruz. Örneğin Mona Lisa’nın yüzüne biz 54 yaşında bir down sendromluyu yerleştirdik. Biz Leonardo Da Vinci bugün yaşasaydı bir down sendromluyu da resmedebileceğine inanıyoruz.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr