TRT Haber Dairesi'nin eski başkanlarından Nasuhi Güngör, yandaş A Haber kanalında yayınlanan 'Toplumsal Hafıza' programında yaptığı açıklamada, "Artık AK Parti Davutoğlu ile yoluna devam edemez" demiş, bu sözler sonrasında Star gazetesindeki yazılarına son verilmişti.

Bu sözleri sonrası TRT binasına girmesinin bile yasaklandığı öne sürülen Nasuhi Güngör, Twitter'daki hesabından 'memuriyetten istifa ettiğini' açıklayıp, çarpıcı açıklamalarda bulundu. TRT bünyesinde açığa alınan müfettişlerin yüzde 80'inin "FETÖ'cü" olduğunu ileri süren Güngör, Twitter'daki hesabından şu açıklamaları yaptı:

Öncelikle 19 Eylül 2016 Pazartesi itibarıyla TRT yönetimine memuriyetten istifamı sunmuş bulunuyorum.

TRT Haber Dairesi Bşk. olduğum döneme ilgili başlatılan soruşturmalara karşı açık bir hukuk mücadelesi vermek için böyle bir karar aldım.

Bu soruşturmalar ve teftiş süreci bizzat TRT Genel Müdürü Şenol Göka tarafından yönlendirilmekte ve ısrarla devam ettirilmektedir.

Bazı bilgilere dikkat çekmek istiyorum. TRT Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda bulunan müfettişlerin yüzde 80'i FETÖ kapsamında açığa alınmıştır.

Mesela ben ve ekibimle ilgili soruşturmalarda bizzat yer alan müfettişlerden 4 tanesi yine FETÖ kapsamında meslekten ihraç edilmiştir.

Bu soruşturmaların yeniden yapılmasına yönelik itirazlarımız Teftiş Kurulu tarafından reddedilmiş ve bu gerçek göz ardı edilmiştir.

Müfettişler verilen savunmaları dikkate bile almamış, hukukun en temel ilkeleri çiğnenmiş, akıl almaz cezalarla süreç infaza dönüşmüştür.

Hakkımızda bunları yapanlar, 15 Temmuz’a kadar FETÖ’nün TRT’deki imamları ve militanları hakkında tek bir soruşturma dahi açmamıştır.

Bu hukuksuz işlem ve ceza talepleriyle ve sorumlu olan herkesle, mahkemelerde ve kamuoyuna açık tüm zeminlerde sonuna kadar hesaplaşacağım.

FETÖ militanları eliyle hazırlanan soruşturmaları esas alan ve hakkımızda bunlarla işlem yapan herkes yargı önünde hesap verecek.

Bu süreçte kamuoyuyla bazı bilgi ve belgeleri paylaşarak FETÖ’nün TRT’de nasıl hala pervasızca hareket ettiğini ortaya koyacağım.

Kamuoyundaki herkes biliyor ki, hakkımdaki bu infaz kampanyası, yakın tarihte ortaya koyduğum bazı düşüncelerle doğrudan ilgili.

Öncelikle 20 Nisan 2016 gecesi A Haber’de yaptığım konuşmadan sonra beni yok etmek için dört bir yandan saldıranlara birkaç sözüm var.

O akşam söylediklerim ortada. “Hükümet, Ahmet Davutoğlu ile yoluna devam edemez” dedim. Neler yaşandığını tüm dünya gördü.

“Rusya ile ilişkilerimiz acilen düzelmeli. Suriye politikamız mutlaka değişmeli” dedim. Peki Türkiye bugün hangi adımları atıyor?

“FETÖ'yle PKK istihbarat başta olmak üzere işbirliği yapıyor. Kanlı eylemlerin arkasında bu işbirliği var” dedim.Hepsi ortaya çıkmadı mı?

“En başta hükümette ve AK Parti’de FETÖ ile mücadelede zaaf var” dedim. 15 Temmuz gecesi olanlar bize bunu apaçık göstermedi mi?

Aylarca ekranda “HDP’li belediyeler Kandil’e kaynak aktarıyor. El konulmalı” diye feryat ettim. Şimdi ne oldu, hatta geç kalınmadı mı?

“Türkiye’nin etkin bir lobi gücüne ihtiyacı var. Kendisini dünyaya anlatamıyor” dedim.15 Temmuz’u bile anlatamıyoruz hala yazık ki.

Daima buradayım. Bağımsız bir gazeteci olarak Türkiye ve dünyaya dair düşündüklerimi paylaşmaya devam edeceğim. Şimdilik bu kadar.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr