Galatasaray kongresindeki Arif Erdem ve Hakan Şükür krizini değerlendiren Demirkol, Sarı Kırmızlı yönetimini süreci yönetememekle suçladı. Demirkol ayırca, Galatasaray'ın 300 milyon lirayı aşan vergi borcunun silinmesini de sert bir dille eleştirdi.

"Yönetim kelimesinin de içini boşalttık"

Bizim aldığımız bilgi, aidat sebebiyle ihraç edildikleri yönünde. Tabi altıdaki motivasyon farklı bundan şüphe yok. Bu konu çok tartışılıyor, tartışılır bunda bir sorun yok. Duruma yönetim açısından bakmak lazım. Yönetim için çok enteresan bir durum oldu. Kelimelerin içi boşaltılıyor bizde. Motivasyon, marka değeri, gibi kelimelerin içine boşalmasına alışığız ancak "Yönetim" kelimesinin de içini boşalttık.

Ortada bir durum var idare edilmesi lazım ve bunu nasıl idare edeceksin? Galatasaray yönetimi neden ibra edildi? Son 1 haftada yapılan eylemleri başarılı buldular ben de onayladım. Bunlar nedir? Stadı aldılar, Kemerburgaz tesislerini aldılar, 300 milyon dolar vergi borcunu sildirdi, ki bence çok yanlış. Vergi borcunu neden sildirirsin? Bu vergiyle yol yapılacak ülkeye hizmet yapılacak...

Neyse konumuza dönecek olursak Galatasaray yönetimi ihraç meselesini yönetemedi. Ben yüzde yüz eminim ki hayır atılmasın diyenler, başta yönetim bu kararı almış olsaydı daha mutlu olurlardı.

"Tutarlılık da yok"

Hakan Şükür'le Arif Erdem'e "atılmasın" diye oy verenlerin düşüncesi ne? İşte UEFA başarısının sembol isimlerinden biri. E peki İsmail Demiriz ne? O da yarı final oynayan takımın kaptanı. Tutarlılık da yok. Kısacası Galatasaray yönetimi, bu işi yönetemedi.

Buraya hiç gelmemeliydi. Burası çok daha iyi yönetilmeliydi. Vergiyi indirirken yönebiliyorsun ve kogrede karşılık da buluyorsun. Ayrıca bu verginin indirilmesine de karşıyım. Neden indiriliyor vergi? Ben vergimi ödüyorum benimki neden indirilmiyor? Seninki neden indirilmiyor?

Dursun Özbek yönetimi öyle kötü bir duruma düştü ki. Kongreyi de zor duruma düşürdüler, taraftarı zor duruma düşürdüler. Başta topa girmedin kongreye bıraktın. Kongrede ihraç edilmeyince bu sefer de bu karara uymadın ve kendin bir şekilde ihraç ettin. E ne gerek vardı buna? En başta böyle bir şey yapabilirdin. Tekrar söylüyorum bu bir yönetememe sorunudur.

"TFF zaten yabancı kuralını uygulamadı"

Fatih Terim'in düzenleyip açıkladığı yabancı kuralı, aslında "yabancı serbestliği" değil. Şu an yürürlükte olan kural "yerli teşviki"dir. Bu kural ilk açıklandığında kadrosunda 14 yabancı bulunduran kulüpler, federasyon tarafından oluşturulacak fona 6 milyon TL para ödeyecek bu fondaki para da yerli oyuncu oynatan ve millim takımlara gönderen kulüplere dağıtılacaktı. Ancak 1,5 sene sonra öğrendik ki bu kural hiç uygulanmamış! İlk önce 6 milyon 2,5 milyona indirmişler ardından da hiç uygulamamışlar. E sen bu kuralı uygulamamışsın ki nasıl değiştireceğiz diyorsun?

"Spor, siyasetin içine atlıyor"

2 gün önce ülkenin futbol direktörü kural değişmeyecek diyor. Sonrasında Cumhurbaşkanı'nın sözleri yanlış anlaşılınca, federasyonun elleri ayakları birbirine dolanarak "kural değişecek" diyor. E peki hadi değiştirin, yok "Kulüpler birliği karar verecek"... Her şeye başkası karar verecekse siz orada neyi yönetiyorsunuz? Spora siyaset girmesin diyorsunuz, spor gidip siyasetin içine atlıyor. Oraya başkan olayım, buraya başkan olayım, sürekli siyasetin içinde dolaşıyorsunuz.

Sonra benim için "Mehmet Demirkol'un da Yıldırım Demirören takıntısı var" diyorlar. Ya benim kişisel olarak ne sorunum olabilir. Fikstürü yaptılar buradan tebrik etmedik mi? İyi yaptıkları her şeyi de söylüyoruz...

Tekrar tekrar söylüyorum yabancı kuralının en temel sac ayaklarından biri olan teşvik sistemini işletmemişsiniz ve bu kuralın olmadığını söylüyorsunuz. Beşiktaş Önder Özen döneminden beri planlı iş yürütmeye çalışıyor. Önce yabancı sınırlaması ve mali kontrole göre planını yaptı, siz 2 sene geçmeden kuralı değiştirdiniz en çok mağdur olan takım Beşiktaş oldu. Şimdi yine planlamasını yapan takım Beşiktaş, yine kural değişirse mağdur yine onlar olacak. O kadar enteresan ki, planlı iş yapan kim varsa hep mağdur oluyor.

Yapılması gereken şey bütçe takibi. UEFA'dan adam geldi bağırdı çağırdı, bir küfür etmediği kaldı. Dünyada herkes ekonomisini toparlarken siz sürekli açığı büyütüyorsunuz dedi. Kimse umursamadı üstüne de alınmadı. Ben kapitülasyonlardan beri böyle bir şey görmedim.

Emre Mor, Şenol Güneş okuluna gitmeli"

Emre Mor çok yetenekli ve gelecek vaadeden bir isim. Ancak Dortmund okulu bile ona çare olamamış gibi görünüyor. Tuchel, Emre'yi başka bir takıma göndermeyeceklerini söyledi ancak eğer göndereceklerse bence Şenol Güneş okuluna göndermeliler.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr