9 yazar ve yöneticimizin tutuklanmasının ardından gazetemize destek ziyaretleri sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu eşi ile birlikte gazetemize gelerek destek ziyaretinde bulundu. Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç tarafından karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Benim Cumhuriyetim” rozeti takıldı. Kılıçdaroğlu, görüşmenin ardından gazete bahçesinde açıklama yaptı.Konuşmasının başında Mustafa Kemal Atatürk'ü şükranla anan Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: 

Eğer bir ülkede medya özgür değilse, medya üzerinde baskı varsa, gazeteciler hapisteyse o toplumda demokrasiden söz edilemez. Özgürlüklerden söz edilemez. Eğer medya özgürlüğü yoksa, halkın haber alma kanalları tıkanmış demektir. Kuşkusuz bir medyadan söz ederken, medyadaki çeşitliliğe özenle vurgu yapıyoruz. İktidarın yanında veya karşısında diye bir ayrımdan özenle kaçınmamız gerektiğini biliyoruz. Hapiste gazeteci olmaz. Gazetecinin kalemi, kağıdı vardır. Arzu ederseniz katılırsınız, arzu etmezseniz katılmazsınız. Bu bağlamda medya özgürlüğüne hepimizin ihtiyacı var. 

Hapisteki gazetecilerin sayısının 142'ye ulaştığı söyleniyor. Dünyada bizimki kadar hapiste gazetecisi olan ikinci bir ülke yok. Bu çok ağır bir tablodur. Şairin dediği gibi "Hava kurşun gibi ağır" Şairin dediği gibi "Hava kurşun gibi ağır" Medya açısında,n demokrasimiz açısından, özgürlükler açısından hava kurşun gibi ağır. Bu ağırlık sadece medyayı vurmuyor. Bu ağırlık esnafı da ,turizmiciyi de, esnafı da, sanayiciyi de, taciri de, çiftçiyi de vuruyor. Ürününü satamıyor. Biz hiç ayrım yapmadık gazeteciler açısından. Kim tutukluysa onun yanında olmaya çalıştık. 

Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Musa Kart, Hakan Kara, Güray Öz, Turhan Günay, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku, Nazlı Ilıcak, Murat Aksoy, Ali Bulaç, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan,  Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Atilla Taş... Sayabileceğim 142 kişi... Hiçbir ayrım yapmıyorum: Bu bizi destekledi, şu karşı çıktı diye bir ayrımı da yapmıoyrum. Eline kalem alıp gazetecilik yapan herkese ama herkese saygı gösteriyorum. Ve bunu Cumhuriyet'in önünde, Cumhuriyet'le yaşıt bir gazetenin önünde söylemekten gurur duyuyorum. Keşke bunları söyleyebilecek bir ortam olmasaydı. 

Bu bağlamda medyanın özgürlüğü herkes için önemli. Demokrasi ve özgürlükler konusunda herkesin hassas olması gerekiyor. Yargı, Türkiye'nin önünün açmalıdır. Baskıya direnmelidir yargı. 12 Eylül'de bile yargı daha bağımsızdı. Bugün Cumhuriyet'e uygulanan baskıcı özgürlükleri kısıtlayan uygulamalar yarın yargı için de geçerli olabilir 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr