8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle dün Bakırköy Özgürlük Meydan’ında “Yaşam hakkımız, özgürlüğümüz, bedenimiz, emeğimiz için ‘Hayır’” sloganıyla miting düzenledi. AKP iktidarının kadınların gücünden korktuğunu söyleyen HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, “Biz kazanımlarımızı zorluklarla kazandık. Hiçbir hakkımızı geri vermeyeceğiz. 16 Nisan’da hep birlikte ‘Hayır’ diyeceğiz” diye konuştu. Mitinge katılan kadınlar hep bir ağızdan Başkanlık sistemine “Hayır” dedi.

İstanbul 8 Mart Kadın Platformu'nun düzenlediği mitinge HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir gibi isimlerin yanı sıra HDP Kadın Meclisi, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, EMEK Partisi, Türk Tabipler Birliği (TTB), Eğitim-Sen, Mor Dayanışma, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Nar Kadın Dayanışması, Kampüs Cadıları, İlerici Kadınlar, Sosyalist Kadın Meclisi, Aka-Der, Eğitim-Sen, Halkevci Kadınlar, Anarşist Kadınlar, Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın Komisyonu gibi çok sayıda kadın örgütü katıldı. Kadınlar sabahın erken saatlerinden itibaren kortejlerini oluşturmak için Bakırköy Dikilitaş’ta bir araya geldi. Özgürlük Meydanı’nın tüm girişler polis tarafından kapatılırken iki farklı noktada güvenlik araması yapıldı.

‘Kadınız, özgürüz başkanlığa karşıyız’

Yöresel kıyafetler, örgütlerine özgü aksesuarlar ve flamalarıyla Dikilitaş’tan Özgürlük Meydanı’na doğru yürüyüşe geçen kadınlar, “Kadın emeğinin yok sayılmasına Hayır”, “Feminist isyandayız”, “8 Mart’ta kadınlar, her dilde isyan ediyor, her dilde ‘hayır’ diyor”, “Kadın yaşam, özgürlük” dövizleri taşıdı. Ayrıca kadınlar sık sık, “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa”, “Geceleride, sokaklarıda, meydanları da terletmiyoruz”', “Kadın düşmanı sisteme ‘hayır’”, “Kadınız, özgürüz başkanlığa karşıyız” sloganları attı. Mitingde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve laiklik istediği için tutuklanan Halkevleri üyesi Ayşegül Başar’ın mesajları okundu.

‘Biz kazanacağız’

Mitingde ilk sözü KHK ile işinden ihraç edilen ve Kadıköy Kalkedon Meydanı’nda nöbet tutan Betül Celep aldı. Celep, “40 gündür aynı meydanda direniyorum. Desteğe gelen bir çok kadınla tanıştım. Şimdi yine beraberiz. Ben direnmeyi fabrikadaki kadın işçilerden öğrendim. Kadınlardan öğrendiklerimi Kalkedon Meydanı’ndan anlatılıyorum. Kadınlar biz kazanacağız. Susmayacağız, korkmayacağız itaat etmeyeceğiz” dedi.

‘Bu zihniyete geçit vermeyeceğiz’

HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir ise şöyle konuştu; “'Bu alanda bizlerle birlikte olması gereken siyasi irademiz olan eş başkanlarımız zindanda rehin tutuluyor. buradan onlara sevgilerimizi gönderiyoruz. Yaşamın her alanında sokakta evde direnen ve tutsak edilen kadınlara selam olsun. Bizler büyük mücadelelerle buralara geldik. Fabrikalarda yakılarak, sokaklardan buralara geldik. Bu direnişimiz karşısında bize, ‘Bütün kazanımlarınızda vazgeçin’ diyorlar. Peki ne için? Tek bir adam için. Biz bugünümüzü de, yarınımızı da tek bir adama teslim etmeyeceğiz. Biz 14 yıl içinde hayatı kadınlara nasıl zindan ettiklerini çok iyi biliyoruz. Meclis’te, sokaklarda kadınları aşamadılar. Biz bu zihniyete geçit vermeyeceğiz.”

‘Kadınların sesini yükselteceğiz‘

Kadınlar Birlikte Güçlüdür Platformu adına açıklamayı ise Selin Top yaptı. Top, referandumda, ‘Hayır’ diyeceklerini açıklayarak, “'Erkek şiddetini her türlüsüne karşı, çocuk doğurup doğurmama hakkımıza karşı, yoksullaştırmalarına karşı, savaşlara karşı, desteklenen silahlı örgütlere, ırkçılara karşı, bizi şiddet politikalara karşı, bizi evlere kapatmaya çalışanlara karşı, kadınların sesini yükselteceğiz. ‘Hayır’ diyeceğiz” diye konuştu.

‘Saldırıyı püskürteceğiz’

Ortak basın açıklamasını Şenay Kumuz okudu. 1857 yılında 40 bin dokuma işçisinin greve çıktığı ve saldırılarla 129 kadının yanarak can vermesinin  üzerinden uzun yıllar geçtiğini söyleyen Kumuz, “Mücadelemiz devam ediyor. Bize dayatılan referandumla birlikte bu alanda geleceğimizle ilgili daha büyük bir tehdide karşı buluştuk. Bize dayatılan belki de telafisi imkansız olacak olan, haklarımızı, kazanımlarımızı elimizden almaya çalışan bir rejim değişikliğidir. Ancak biz kadınlar biliyoruz ve inanıyoruz ki bu saldırıyı yine bizim gücümüz ve mücadelemiz püskürtecektir” dedi.

‘15 yıl yeter, bin kere hayır’

Hükümetin 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni fırsata çevirdiğini ifade eden Kumuz, “Demokrasi kisvesi altında faşizmin inşa edildiğini görüyoruz. Meşrulaştırılan olağanüstü hal; evde, sokakta, ailede, devlette sırtımıza bir yük olarak binmeye devam ediyor. 12 Eylül'ü aşan, OHAL’li, savaşlı, bombalı ve krizli bir ortamda ‘tüm yetkiyi bana verin diyen tek adama, ‘15 yıl yeter, bin kere hayır’ diyoruz. Biz kadınlar; kadın dayanışmasından aldığımız güçle bize dayatılmak istenen, köle düzeninize karşı çıkıyor, isyan ediyor ve kendi emeğimizle kurduğumuz yaşamı kimseye teslim etmeyeceğimizi haykırıyoruz” diye konuştu.

‘Kazanacağız’

Kumuz, direnmeye devam edeceklerini söyleyerek şöyle konuştu: “Toplumsal yaşamın ve hayatın tüm alanlarında, evde, sokakta, okulda, işte bizleri yok saymaya çalışan erkek egemen düzene karşı direnmeye devam edeceğiz. Yaşam, eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış için isyan ve dayanışma ile hayatı hep birlikte örgütleyeceğiz. Şimdiye kadar hakkımız olanları, özgürlüğümüzü nasıl direnerek kazandıysak, yine kazanacağız.”

LGBT-İ aktivisti Kıvılcım Arat her gün onlarca insanların öldüğüne dikkat çekti. Arat, “Kadınları kazanımlarının ellerinden alındığı, evlerde hapsedildiği bir düzene izin vermeyeceğiz. Trans kadınlar olarak baskılara boyun eğmeyeceğiz. Başkanlık sevdanıza translar en büyük çelmeyi takacak. Sırça köşklerinizde rahat uyuyamayacaksınız” diye belirtti.

‘Güzel günler gelecek’

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise güzel günlerin geleceğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Özgürlük isteyen kadınların kararlılığından eminim. Biz bu alandaki kadar değiliz. Dünyanın bütün kadınlarıyla beraber birlikte mücadele ediyoruz. Sesimizi her gün kan dondurucu bir biçimde öldürerek, kesmek istediler. Kadın düşmanlarının yükselmesine bizler izin vermedik ve vermeyeceğiz. Bütün kadınlar özgürlüklerine kavuşana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”

Figen Yüksekdağ'dan mesaj

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ mesajında referanduma atıfta bulunarak “Kadınlar, ‘hayır’ın en doğal örgütleyicileridir; zira biliyoruz ki kadınlar, kendi varlıklarını tarih boyunca, hep ‘hayır’ diyerek inşa ettiler. Hayır dediğimiz zaman gerçekten yaşayabildik. Kocaya, sevgiliye, patrona, devlete kısacası erkek-egemen bütün kurumlara, bütün tavırlara ‘hayır’ dedikçe, kadın olduk, özgür olduk; biz olduk. İşte bugün de kadınlar olarak yapacağımız şey, çok iyi bildiğimiz bu iradeyi yani direnme, reddetme ve kendi alternatifini, inşa etme iradesini herkese yaymaktır. Egemenlerin yüzüne bir kez, bin kez daha milyonlarca kez daha haykıracağız; Hayır! Biz başka dünya inşa edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Sebahat Tuncel ise kadınların birlikte mücadelesinin önemine vurgu yaptığı mesajında şu ifadeleri kullandı: “Sevgili kadın özgürlük mücadelemiz açısından önemli bir gün olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde sizler ile birlikte sokaklarda, alanlarda olmayı çok isterdik. Ancak; kadın özgürlük mücadelemize ve demokratik siyasetime yönelik geliştirilen saldırılar nedeniyle bugünü zindanlarda karşılıyoruz. Bugünü her zamanki gibi yüksek bir moral ve coşkuyla karşılıyoruz. Kadın katliamlarının, kadına yönelik şiddetin sistematik hala getirildiği bir dönemde, kadınları yaşamın tüm alanlarında sesini yükseltmesine, kadın dayanışmasını yükseltmesine her zamankinden çok ihtiyaç var. Milliyetçiliğin, dinciliğin, militarizim, cinsiyetçiliğin, ırkçılığın körüklendiği halklarımızın kadınlarına savaşın dayatıldığı, kentlerimizin yerle bir edildiği, kadınları toplumsal yaşamın dışına itilerek, eve hapsedildiği  faşizm uygulamalarına karşı yapılacak olan tek şey; kadın direnişini örgütlemektir.”

Halkevleri üyesi Ayşegül Başar’ın cezaevinden gönderdiği mesajda şu ifadeler yer aldı: “Canım kadınlar bugün burada olamazsam da sizin coşkunuzu buradan duyuyorum. İçerde kadın dayanışmasından güç alıyoruz. Ben laikliği savunduğum için tutukluyum. Hayatımızın iyice daraldığı bugünlerde laik en çok kadınlar için gerekli. Bu nedenle biz kadınlar eşitlik ve özgürlük için laiklik bardağını taşıyoruz. Bu yıl bütün dünyada yükselen kadın isyanına biz de özgürlüğü hapsedelmiş kadınlar olarak hapishaneden ses veriyor. Bir kadın daha eksilmeyelim.”

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr