Doç. Dr. Işıl Baş, “8 Mart ve Feminizm” başlıklı dünyada ve Türkiye’de yaşanış sürecini özetleyen açış konuşmasında, “Kadınlar hep yazmış, kendilerini anlatmış kimse duymak istemese, okumasa da. İşte vakıf bu yaşamların antolojisini oluşturuyor. Raflarımızda binlerce hayat var.” diyerek etkinliğin bu öykülere bir saygı duruşu olduğunu ifade etti.

Vakıf Kurucu üyesi Aslı Davaz kütüphanede yer alan Ayşe Leman Karaosmanoğlu, Leman Cevat Tomsu gibi pek çok otobiyografiden örnekler vererek kadın yaşamlarına nasıl ve niçin sahip çıkılması gerektiği konusuna ışık tuttu. Prof. Dr. Nazan Aksoy ise, bu biyografi ve otobiyografileri yazmanın kadın tarih yazımındaki rolü üzerine yaptığı sunumda, “Resmi tarihin sevmediği bu kitaplar nesnel değil özneldirler. Asıl önemli yönleri, bizi özsel görüş açısına çekebilecek malzemeyi sağlamalarıdır” diyerek, taşıdıkları tarihi değere işaret etti.

 Etkinlik “2017 Ajandası’ndan 4 Kadın 4 Yaşam” başlıklı Rukiye Alp’in yönettiği yüksek lisans öğrencileri Hatice Haskul, Nazlıcan Bayraktar, Ayşegül Ergül Aslan ve Hüsniye Gülsev Koç’un katıldığı panelle devam etti. Genç araştırmacılar, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte kadınların toplumsal konumunu, Cevdet Paşa'nın kızları Fatma Aliye ve Emine Semiye, Halide Edip, Suat Derviş, Sevgi Soysal’ın eserleri üzerinden değerlendiren titizlikle hazırlanmış araştırmalarını paylaştılar.
 
Etkinlik şair, yazar Gülsüm Cengiz’in görseller eşliğinde Anadolu’da kadınların altı bin yıllık tarihinin Gılgamış’tan bu yana şiirlerde nasıl dile geldiğini anlatan konuşması ve Prof. Dr. Nazan Erkmen’in tablolarından örnekler eşliğinde kadın ressamlar Celile Hanım, Nazlı Ecevit, Emel Korutürk’ün sanata ve topluma katkısını anlattığı araştırması ile sona erdi. 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr