1 Haziran 2013 tarihinde, İstanbul'daki Gezi Parkı direnişine destek amacıyla sosyal medya üzerinden yapılan çağrıların ardından, İzmir'deki Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü önünde toplanan bazı dernek, siyasi parti, sendika ve platformların üyeleri, hükümeti istifaya çağıran sloganlar eşliğinde yürüdü. İddialara göre gruptaki bazı kişiler polislere taş attı. Polisin su sıkmasına rağmen dağılmayan gruptan ayrılan birçok kişi, saat 05.00'te AK Parti Konak İlçe binasına taş attı. Polis saat 06.30'da gruba müdahale edip çoğunluğu öğrenci 94 kişiyi gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen sanıklar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten Savcı Cevdet Aydemir, 94 sanık hakkında, olayın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra '2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet, görevli memura görevini yaptırmamak için zincirleme şekilde direnme' suçlarından 2-6'şar yıl hapis istemiyle dava açtı.

24'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, salonunun yetersizliği nedeniyle İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne alındı. Duruşmada bazı sanık ve avukatları ile müştekiler hazır bulundu. Savunma yapan bazı sanıklar, eyleme anayasal haklarını kullanarak katıldıklarını, herhangi bir suç teşkil edecek olaya karışmadığını belirterek suçlamaları reddetti. Sanık Faruk D., olay günü eylemden haberi olmadığını dile getirerek o gün annesiyle yaşadığı tartışma nedeniyle protesto gösterisine katılmaya karar verdiğini belirtti. Faruk D., "Annemle kavga etmiştim, gencim moralim çok bozuldu. Alsancak'a doğru gittim. Orada eylem yapan ve slogan atan grubu gördüm. Slogan atıyorlardı ve bu bana eğlenceli geldi. Daha sonra grubun arasına girdim. Polise taş atan şahısları gördüm ama ben kimseye bir şey atmadım. Polisler beni orada gözaltına aldı. Anayasal hakkımı kullanarak eyleme katıldım. Herhangi bir olaya karışmadım" dedi.

Sanık Faruk D., hakim Süleyman Demirel'in, "Annenle tartışmasaydın, eyleme katılmayacak mıydın?" sorusuna "Katılmayacaktım" yanıtı verdi.

İzmir İl Emniyet Müdür Yardımcısı Doğu Ateş, olaylar nedeniyle sağ elinden yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünden elini kullanamadığını söyleyerek kendisinin yaralanmasına sebep olan sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade etti. Ateş, bazı provokatörlerin sosyal medya üzerinden insanları provoke ettiğini söyleyerek, "Olay günü karşımızda organize hareket eden bir grup vardı.

Arkadaşlarımızdan ciddi şekilde yaralanıp, hastaneye kaldırılanlar oldu. Gruplar, gece Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde toplandı. Alkollü şahıs çok fazlaydı. Saat 04.00 sıralarında grup yollara barikat kurdu. İkazlarımıza rağmen grup barikatı açmadı. Bu esnada grubu dağıtmak için TOMA'larla müdahalede bulunduk. Grupta polise taş, soda şişesi fırlatan ve elinde beyzbol sopası olan şahıslar vardı. Olaylar 3-4 gün sürdü" dedi. Ateş, sanık avukatlarından Ahmet Sinan Sürücü'nün "Binalardan sizin üzerinize madde atıldı mı?" sorusunu "Polis telsizlerinden yapılan anonslarda bazı binalardan saksı ve mutfak tüpü atıldığını duydum ancak binalardan şahsıma doğrudan bir madde atılmadı" diye yanıtladı.
Bazı emniyet mensupları, olaylar esnasında kendilerine atılan taş, şişe, sopa gibi maddelerden yaralandıklarını ifade ederek, şikayetçi olduklarını belirtti.

Hakim Süleyman Demirel, eksik belgelerin tamamlanması ve ifadesi alınmayan sanıkların zorla getirilmesine karar vererek duruşmayı mayıs ayına erteledi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr