CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandumun ardından ilk ziyaretini Saadet Partisi’ne yaptı. Görüşmede Bülent Ecevit’in Başbakan Necmettin Erbakan’ın da yardımcısı olduğu 1974’teki CHP-MSP koalisyonu gündeme geldi ve o koalisyonun, “çok farklı yaşam tarzlarını temsil eden iki partinin ülke sorunlarının çözümü için ortak çalışabileceklerini” gösterdiği ifade edildi. İki taraf da artık “evet”i “hayır”ı da aşan bir tarzda kutuplaşmanın önlenmesi için çalışmak gerektiği konusunda uzlaşırken diyaloğun sürmesi gerektiği belirtildi. Kılıçdaroğlu, referandumun ardından ilk ziyaretini Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ve İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu ile birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na yaptı.

‘Ziyaretle ilgisi yok’

Edinilen bilgiye göre görüşmede Karamollaoğlu, daha önce sosyal medyadan paylaştığı “Biz referandum öncesi bir evet bloğu içinde yer almadığımız gibi, bugün oluşturulmak istenen bir hayır bloğunun da tarafı değiliz” ifadelerine açıklık getirdi. Karamollaoğlu, “Ben orada Türkiye’deki sorunların çözümünün önünde engel olan kutuplaşmayı kastettim asla sizin ziyaretlerinizle ilgili değil, Türkiye’nin en büyük sorunu budur, bunu aşmak sorundayız” dedi.

En büyük sıkıntı adalet

Görüşmede Türkiye’deki en büyük sorunun “Adalet ve hukuk devleti” olabilmekte yaşanan sıkıntılar olduğu dile getirildi. Hukuk devleti ilkeleri sağlanmadığı sürece hiçbir sorunun çözülmeyeceğinin belirtildiği görüşmede, taraflar “birinci mesele budur, bu ilkeler mutlaka yerine getirilmeli” görüşünde birleşti. Başbakan’ın Bülent Ecevit, yardımcının da Necmettin Erbakan olduğu 1974 CHP ve MSP koalisyonunun gündeme geldiği görüşmede, o koalisyonun ülkenin sorunlarının çözümünde ne kadar önemli işler gördüğüne dikkat çekildi. Çok farklı yaşam tarzlarını temsil eden iki partinin ülke sorunlarının çözümü için ortak çalışabileceklerinin en büyük göstergesi olduğu ifade edildi. O dönemde insani özelliklerin ve nezaketli üslupların ne kadar önemli olduğu vurgulandı ve bunun Türkiye açısından çok önemli bir ihtiyaç olduğu belirtildi. Karamollaoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na referandum kampanyası konusunda “Sizin yumuşak tutumunuz bu neticenin alınmasında çok etkili oldu. Bu uslubunuz olmasaydı bu netice alınamazdı, çok iyi yönettiniz” derken Kılıçdaroğlu da “Sizin de tavrınız çok etkiliydi. Bu sonucun alınmasında bunun çok büyük katkısı oldu” dedi.

İki taraf da artık ‘evet’i ‘hayır’ı da aşan bir tarzda kutuplaşmanın önlenmesi için çalışmak gerektiği konusunda uzlaştı. İleriki süreçte de bu olumlu havanın korunması için çok dikkatli bir tavır izlenmesi gerektiğinin altı çizilen görüşmede, 2019’a yönelik bir konuşma olmadığı öğrenildi. Meclis’e gelecek uyum yasalarına karşı izlenecek tavır ve diğer siyasi meselelerde karşılıklı görüşmelerin, diyaloğun ve işbirliğinin sürmesi gerektiği belirtildi.

‘Farklılık kavga değil dostluk olmalı’

Yaklaşık 1 saat süren görüşmeden sonra Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu basına açıklamalarda bulundu. Referandum sırasında makul bir tavır sergilendiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Bu memleket hepimizin, farklı kanaat ve düşüncelere sahip olsak da barış ve huzur içinde yaşamalıyız. Güvencemiz adaletin kamil manada tecelli etmesi. Farklı düşüncelerimiz kavgaya değil dostukların pekişmesine vesile olmalı” dedi. Kılıçdaroğlu ise görüşmede Türkiye’yi, Ortadoğu’yu ve dünyayı konuştuklarını belirterek, Türkiye’nin ihtiyacının huzur ve birlikte yaşama olduğunu söyledi. “Kavgasız bir Türkiye istiyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, “Siyasi anlayışımızı bunun üzerine kurarsak demokratik parlamenter sistemi bu çerçevede güçlendirirsek, Türkiye büyük ölçüde huzura kavuşacaktır. İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli, yazabilmeli, konuşabilmeliler.

Bu konuda görüş birliğimiz var. Pek çok konuda görüşlerimizi karşılıklı olarak ifade ettik. Bundan sonraki süreçte de umarım bu devam eder” dedi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu “ortak aday” sorusu üzerine, “Bu konular konuşulmadı. Bu sadece nezaket ziyaretidir. Türkiye’nin geleceği konusundaki karşılıklı endişelerimizi paylaştık. Sayın Genel Başkan adaletten söz etti. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Hepimiz için adalet kavramı önemli ve geçerlidir. Türkiye’nin huzura ve adalete ihtiyacı var. 2019 şöyle, şu başkan olacak gibi konular görüşülmedi” karşılığını verdi. Karamollaoğlu ise aynı soruya, “Bu konulara girmedik, bayağı erken. Daha sonra bu konudaki fikirlerimizi duyururuz” diye yanıtladı. Tüm siyasi partileri ziyaret etmek istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Diğerlerini de ziyaret edeceğiz onların da görüşlerini alacağız. Kendi görüşlerimizi aktaracağız bu ülke hepimizin. Bir baskı yönetimi değil, özgürlükçü bir yönetiminden yanayız tavrımızı da bu şekilde koyacağız” dedi.

‘Aklı yetiyorsa sorun yok’

Kılıçdaroğlu CHP’nin Erdoğan’ın ABD ziyaretini “erteleme” önerisine Erdoğan’dan “Aklınıza ihtiyacımız yok” karşılığının sorulması üzerine “Kendi aklı yetiyorsa bir sorun yok” yanıtı verdi. Kılıçdaroğlu açlık grevi yapan iki akademisyenin durumlarına ilişkin de şöyle konuştu: “Biz haksız yere görevine son verilen bilim insanlarına yapılanı doğru bulmuyoruz. Barış bildirisini imzaladı diye katılırsınız veya katılmazsınız bir üniversite hocasının kapının önüne konması kadar yanlış bir şey yoktur. Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir der Peygamberimiz. Alime verdiğimiz değer, bizim inancımızda da ahlakımızda da var. Üniversitelerde binlerce kişiyi yetiştirmiş hocaları düşüncelerini beğenmediğiniz için kapının önüne koymak açlığa mahkûm etmek doğru değildir. Kendisinin eşinin işine son veriyorsunuz banka hesaplarına, pasaportuna el koyuyorsunuz. Bu kişiyi hayattayken ölüme mahkûm etmek demektir.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr