Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş katıldığı canlı yayın programında erken seçim ile ilgili açıklamalarda bulunarak, ” Erken seçimi Türkiye’nin gündeminden çıkarmak lazım. Türkiye’nin şuanda güçlü bir şekilde halkın oyunu almış bir hükümet var. Bir an evvel bu yasaları çıkararak yola devam etmektir. Asıl odaklanmamız gereken uyum yasalarıdır” ifadelerini kullandı.

BAKANLAR KURULU DEĞİŞECEK Mİ?

Kurtulmuş Bakanlar kurulu ile ilgili soruya, “Şu anda partimiz açısından ilk başta acil olan sayın Cumhurbaşkanımızın partiye dönmesidir. Sayın Cumhurbaşkanımız için doğal olan lideri olduğu partinin başına gelecektir. Bakanlar Kurulu ilk defa değil her zaman değişecektir” dedi.

“KUTLU DOĞUM HAFTASI HİCRİ TAKVİME SABİTLENECEK”

Kurtulmuş yaptığı açıklamada ayrıca, Kutlu Doğum Haftası'nın hicri takvime sabitleneceğini, konuyla ilgili Diyanet'in önümüzdeki günlerde toplanacağını belirtti. Kurtulmuş, “Bende bu tartışmaları yakınen izledim, kamuoyunda böyle bir tartışma gündeme geldi. Bu tartışmaların hepsi ilmi olarak değerlendirilecektir. Konuyu Diyanet İşleri Başkanımız önümüzdeki günlerde müftülerle toplanacak ve tartışacaktır. Hicri takvime göre fikslenmesi daha doğrudur belki yapılabilir, Diyanet teşkilatımız güzel programlar yaptı. Binlerce vatandaşımız katıldı, Hz. Peygamber’i anlamak için ama sonuçta bu Kutlu Doğum haftası konusu ilmi toplantı yapılarak Hicri Takvim’e kutlu doğumu sabitleyecektir. Önümüzdeki yıldan itibaren bu gerçekleşecektir. Bunun düzeltilmesi için belki de Bahar aylarında olsun diye konulmuş olabilir, Oruç nasıl her aya geliyorsa, kandiller nasıl her aya gelebiliyorsa bununda aynı şekilde olması gerekiyor. Diyanetimiz bunları konuşacaktır, sonuçta bu karar inşallah çıkacaktır’ dedi.

TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ

Türkiye – AB ilişkileribe de değinen Kurtulmuş, “Türkiye – AB ilişkileri hiç bir zaman stabil olmadı. Gergin bir dönemin içindeyiz ama bu gerginlik Türkiye’den kaynaklanmıyor. Avrupa Birliği iki dünya savaşı arasında artan ırkçı bir anlayışla maalesef bir bölünme sürecinde. AB’nin içinde siyasi üzerinde bir dalga var, bu dalga yabancı düşmanlığı. İki tane mülteci görünce adamların tüyleri diken diken oluyor. Göçmen düşmanı, yabancı, İslam ve Türkiye düşmanları var. Bunun somut hali olarakta Türkiye’deki sabit tavır nedir 25 milyon dolar için düğme ilikleyen Türkiye, yıllardır önlerinde düğme ilikleyip bekleyen Türkiye, bunlara hiç itiraz etmeyen bir Türkiye, şimdi karşılarında başka bir Türkiye var. Erdoğan düşmanlıkları buradan geliyor. Bu son karar bizi etkiler mi? Etkiler ama AB’yi bin kat daha fazla etkiler, bu bahsettiğim dalganın etkisi altında kalırlar. Böyle giderse yakında ağızlarını açıp seçim kampanyası yapamazlar. Avrupa için telaş edilmesi gereken bir durumdur bu. Avrupa’yı bu noktaya getiren değerler ne? Çok kültürlülük, çok dinlilik, ortak Avrupa ideali, kriterler, ortak hukuk sistemi.

Bunların hepsi geride kaldı. AB ırkçı, faşist etkilerin altında boğulacak mı? Türkiye ile ilişkiler düzelecek mi? Birinci soru budur, ikincisi bundan sonra AB göçmenlere nasıl davranacak? Avrupa göçmenlere bakış açısını değiştirmek zorundadır. AKPM’de aldıkları kararı değiştireceklerini düşünüyorum ben. Kendi gelecekleri için ben Türkiye ilişkilerin düzeltileceğini düşünüyorum. Biz enayi değiliz, bu kadar fedakarlık yapacağız ve karşılığında bunlar olacak. Sözler tutulmayacak, bu sürdürülebilir bir durum değildir. En son 2 yıl içinde sürdürülen görüşmelerde ortaya konulan 73 maddeyi yerine getireceksiniz sonra da olmadı 5 madde daha var denilecek” ifadelerini kullandı

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr