Başkanlık sistemine 'Hayır' çağrısı yapmak için otobüsle Tükiye'yi gezen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, CHP Kocaeli İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Partisinde açıklama yapan Gürsel Tekin'e CHP Kocaeli Milletvekilleri Fatma Kaplan Hürriyet, Haydar Akar ve CHP Kocaeli İl Başkanı Cengiz Sarıbay da eşlik etti. Başbakanın OHAL sürecinde referandum olmayacağı sözlerini hatırlatan Gürsel Tekin, "Dünyanın her yerinde başbakanların söyledikleri referans kabul edilir. Sayın başbakan referandum tartışmasının olduğu dönemde kesinlikle OHAL durumunda referandum olmayacağını ifade etmişti. Biz de siyasi partiler olarak bunu ciddiye almıştık. Ciddiye almalıydık. Ve hiçbir koşulda hele ki 80 milyon vatandaşın geleceğini, hukuk sistemini inşa edecek bir referandum sistemini olağanüstü koşullarda yapmak kabul edecek bir şey değildir. İktidar bunu anlatmakta da zorlanır. Sonucu ne çıkarsa çıksın meşru ve gayri meşru tartışması kaçınılmaz olacaktır. Sakın ha terör derseniz bu ülke 34 yıldır terörle iç içi yaşıyor. Umut edelim ki en azından seçimin sağlıklı işleyebilmesi, seçimin OHAL süreci içerisinden kaldırılır ve insanlar kendini rahatlıkla ifade edebilir" diye konuştu.

Tekin, hükümetten centilmenlik beklediklerini belirterek, "CHP olarak biz ve bizim dışımızdaki siyasi partiler 'hayır' kampanyasını açan tüm sivil toplum örgütlerinin hükümetten beklediği tek şey centilmenlik. Televizyonlar, devlet ve devletin kurumları sizin olabilir. Sadece bizi milletle baş başa bırakmanızı istiyoruz. Bugüne kadar parlamentoda 130 milletvekilimiz olağanüstü çaba sarf ettiler. Biz komisyon çalışmasında isterdik ki devletin televizyonunda 80 milyon vatandaşımızın rahatlıkla izleyebileceği, kimin ne söylediğini görme şansı olsun ama ne yazık ki bu imkanlar kamuoyuna sunulmadı. Çünkü anlatılabilecek bir durum değildir bu" dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ OLAN ÜLKELERDE YOLSUZLUK BİRİNCİ SIRADA

Başkanlığın olduğu ülkelerde yolsuzluğun olduğunu ifade eden Tekin, şöyle konuştu:

"Dün uluslararası rapor açıklandı. Hangi ülkelerde yolsuzluk var, hangisinde yok. Parlamenter sistemle yönetilen yani denetim mekanizması olan bütün ülkelerde neredeyse yolsuzluk sıfır durumda. Nerede yolsuzluk var? Bizim gibi denetim mekanizması askıya alınmış ve başkanlık sistemi olan bütün ülkelerde yolsuzluk birinci sırada. Bu kadar sorunlarımız varken, yarım yamalak denetim mekanizmasının işlemediği yerde yolsuzluk varken yarın başkanlık sisteminde yolsuzluğun ne durumda olacağını düşünün. Bir ülkede yolsuzluk varsa o ülkede yoksulluk var, bunu böyle kabul edeceksiniz. Sayın cumhurbaşkanımız geçen hafta Afrika'da başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeleri ziyaret etti. Açın o ülkelerin tablolarına bakın, o ülkedeki vatandaşların sefaletine bakın, dönün denetim mekanizması şeffaf olan ülkelerdeki tabloya bakın ve ona göre karar verin. Şuna eminim, vatandaşlarımız hayırlı işler yapacaktır. Sadece engel istemiyoruz, baskı istemiyoruz ve hükümetten tek arzumuz centilmenliğe sadık kalmaları. Tehdit, şantaj, bunlar bize vız gelir."

ÇETEYE ÜLKEYİ TESLİM ETTİLER

Tekin, 2010 yılında darbenin temelinin atıldığını söyleyerek, şöyle konuştu:

"Tek kişi olmadığı için, tek kişi yönetmediği için terörle mücadele edemiyorlarmış. O zaman size sorarız. Siz bütün şehirlerdeki arsaları talan ederken, AVM'ler dikerken, rezidanslar dikerken kim size engel oldu? Her şeye gücünüz yetiyor da niye bu terörle mücadele konusunda gücünüz yetmiyor? Çünkü iktidarla terör örgütü arasındaki ilişkileri çok net bir şekilde konuşmamız, tartışmamız lazım. Çözüm sürecini başlatan sizdiniz. FETÖ'yle kırk yıldır, sadece 15 yıllık iktidar sürecinde değil, tavuk- yumurta ilişkisi içinde olan sizsiniz. Ortadoğu çamuruna bulaşmayın, girmeyin buraya, cumhuriyet hükümetlerinin hiçbirisi girmemiş buraya siz de aman ha, Türkiye'nin başını belaya sokarsınız itirazlarımıza rağmen cakalar attınız, 'biz küresel dünyanın bir parçası olacağız' dediniz. Bize ağır maliyetler ödettiniz. İslam coğrafyasını kanamalı coğrafya haline getirdiniz. Bütün bunlar CHP'nin 15 yıldır ikazlarına rağmen yapıldı. Ben yüzde yüz hayır çıkacağı inancındayım. Hiç kimse, hiçbir vatandaş hele hele AKP'ye oy veren kardeşlerimizin bu maceraya dahil olacağını düşünmüyorum. 2010 yılı darbenin temel atma töreniydi o dönem. Umuyorum ki 2010 yılındaki referandumda yapılan yanlışlıklar bu dönemde yapılmaz. 2010 yılını, özelikle o dönem anayasaya 'evet' diyenler konusunda şunları söylemek istiyorum. 15 Temmuz darbesinin temel atma töreni 2010 yılındaki referandumdur. Unutmayın o gün bir çeteye devleti teslim ettiler, hukuk sistemini teslim ettiler ve bugün ülkemize ağır maliyetleri oldu. Tekrar bir maliyetin olmaması için herkesi sağduyuya davet ediyorum."

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr