Blockbuster, 2. Dünya Savaşı’nda kullanılan güçlü İngiliz bombaları, aynı zamanda kitleler için yüksek bütçelerle çekilen filmlere verilen ad.. Her yaz mevsiminde blockbusterlar gişe rekorları kırıyorlar. 20 Haziran 1975’te Yeni Hollywood Akımı’nın temsilcisi Steven Spielberg’in Jaws’ı alçakgönüllü bir şekilde 140 sinemada birden gösterime girdi. Sinema salonlarının önlerinde uzun kuyruklar oluştu. Universal stüdyosu filmin izleyici potansiyelini görür görmez stratejisini gözden geçirdi. Sinema salonu sayısını arttırmaya karar verdi. Her bir gösterim kopyası için işletmeciden bilet ücretinin tamamını istedi, sinema salonları bu koşulu protesto ettiler. Gişe hasılatı 100 milyon dolara ulaşan Jaws, Hollywood’da oyunun kuralını değiştirdi. Yönetmen Peter Bogdanovich bu olayı “Jaws’ın başarısı Yeni Hollywood kuşağının ölümünü durdurdu” diye açıkladı. Yeni Hollywood Akımı’nda erk yönetmenin elindeydi. 1975’ten sonra stüdyolar yazları olay filmleri gösterime sokarak rekor sayıda izleyiciyi salonlara çekmeye giriştiler. Jaws, prodüksiyon, tanıtım, dağıtım ayağının ekonomik açıdan itici gücü oldu. Bu üç dayanak Hollywood endüstrisinin belirgin özellikleriydi.

Filmlerin lansmanları için stratejiye başvurulması, çok sayıda salonda gösterim yapılması gerekiyordu. E.T.’den Jurassic Park’a dek Steven Spielberg bu yeni girişimin başat öncüsü oldu. Jaws’ın ardından iki yıl sonra Star Wars 4: A New Hope (Yıldız Savaşları 4: Yeni Bir Umut/ 1977) sisteme yeni bir katman getirdi: Pazarlama. Taşlama komedilerle felaket filmlerinin moda olduğu 70’lerde Hollywood’da bilimkurguya pek ilgi yoktu. Becerikli bir stratejist olan George Lucas Fox şirketiyle sıkı bir pazarlık yaptı. Filmin ilk gösterim haftasında Yıldız Savaşları 4 bilimkurguya ilgi yok düşüncesini yalanladı. 1984’te, Joe Dante’nin yönettiği, yapımcılığını Steven Spielberg’in üstlendiği Gremlins (Gremlinler) 150 milyon dolar kazandı. ABD dört yıldır aktör Ronald Reagan tarafından yönetiliyordu. Vietnam Savaşı’nın ve İran’daki Amerikalı rehineler krizinin ardından Reagan ülkesini gururlandırmak istedi. Benzersiz düşmanı Sovyetler Birliği’yle çatışıyordu, bu çatışmada sinemanın önemli bir yeri vardı.


1983’te Reagan, Sovyet füzelerine karşı Yıldız Savaşları projesini devreye soktu. Dönemin sinema kahramanları bu popülist dalgaya kendilerini kaptırdılar. Vatanseverlik doruğa ulaşınca Vietnam’da savaşan, travma geçiren eski asker Rambo ölüm makinesine dönüşüp düşman ordusunu tek başına katleder. Rocky’de Sovyet boksörün kafasını kendi ülkesinde patlatır. İleti açıktır: Amerika hep yendi
ve hep yenecek. Amerikan ordusunun uyumlu işbirliğiyle gerçekleştirilen Top Gun’ı (1986) Reagan ideolojik propaganda amacıyla kullanır. Sovyetler’in sona ermesiyle bu çatışma sineması da biter. Ama Amerikan hegemonyası 1990’ların aksiyon içeren gişe filmlerinin şablonlarını kullanmaktan vazgeçmez. Amerikan Başkanı uzaylı istilasıyla karşı karşıya kalır (Independence Day, Bağımsızlık Günü/ 1986) ya da bir terörist tarafından tehdit edilir (Air Force One/1997). Başkan vatanını kurtarmakla kalmaz Dünya’yı da özgürlüğü (!) savunarak kurtarır. Mars Attacks (Çılgın Marslılar /1996), Starship Troopers (Yıldız Gemisi Askerleri/ 1997) gibi yabancı korkusunu anlatan filmlere rağbet edilmez. Bu tür blockbusterlar11 Eylül öncesi Bush hükümetinin sözcüleri gibidirler.

Indepence Day’le Avengers (Yenilmezler/ 2012) özgürlüğü, iyi ve doğru olanı koruyoruz iletileriyle doludur. World Trade Center (Dünya Ticaret Merkezi/ 2006), In the Valley of Elah (Tanrının Vadisinde/ 2007), gibi olayları doğrudan doğruya anlatan bağımsız yapımlar kitleleri çekmez. Saldırıya uğrayan, işgal edilen Amerika eninde sonunda zafere ulaşır. Reagan dönemine kıyasla Bush döneminde kahramanlar yorulmuşlardır, daha karmaşıklaşmışlardır. Böylelikle süper kahramanlar modası başlar. Yaralanmazlık kalkanı önemli bir roldedir. Kesin süper güç etken model değildir. Dark Knight’ta (Kara Şövalye/ 2008) Christopher Nolan, karmaşık, kapkara bir Batman’le izleyicinin önüne çıkar. Bu seçim Bush’un tutucu politikasına direkt bir göndermedir, Amerika sarsılmaktadır.

Blockbusterlar gittikçe daha anlamlı, iletilerle dolu olmaya başlarlar. Soluk kesici özel efektlerle dolu Avatar’da (2009) James Cameron -Yerküre’yi koruyalım, hoşgörü ve saygı gösterelim- der. Ayaklanma karşısında yenilgiye uğrayan Amerikan askerlerinden ötürü tutucu kesim Avatar’ı savaş karşıtı bulur. Bilimkurgu türünü kullanarak günümüzün gerçek sorunlarını işleyen çok satışlı distopik romanların uyarlamaları çekilir. Hunger Games (Açlık Oyunları/ 2012) toplumu kötü yola sokan erke karşı güvensizliktir, gençliğe yöneltilen politik vicdandır, Wall Street’i İşgal Et! eyleminin yansımasıdır. Gişe filmleri üzerinde yaşadığımız dünyayı hedeflerler kitlelerin düşüncelerini, görüşlerini etkilemeye çalışırlar. Amerikan toplumunun gündelik yaşamıyla doğrudan doğruya bağlantılıdırlar.

Wonder Woman’la The Mummy’nin (Mumya) ardından bugün Transformers 5: The Last Knight (Transformers 5: Son Şövalye) gösterime girdi. Örümcek Adam: Eve Dönüş 7 Temmuz'da, War for the Planet of the Apes (Maymunlar Cehennemi: Savaş) 14 Temmuz’da sinemalarımızda vizyona girecek.

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr