Mesaisinin çoğunu mahkeme salonlarında veya savcılıkta geçirmek zorunda bırakılan gazeteciler, kalabalık bir kadroyla bugün yine hâkim karşısında. Necmiye Alpay, Hasan Cemal ve Tuğrul Eryılmaz gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 21 gazeteci, gün boyu İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde terör örgütlerinin açıklamalarını basma ve yayınlama ile örgüt propagandası suçlamalarına yanıt verecek.

13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Ayşe Düzkan 'ın duruşması 9 Mayıs'a ertelendi.

22. Ağır Ceza'da yargılanan Nadire Mater'in davası görüldü. Savcı terör örgütü propagandası ve TCK'den ceza istedi. Avukatlar süre istedi. Duruşma 7 Mart'a ertelendi.

22. Ağır Ceza'da yargılanan Çilem Küçükkeleş'e suçu övmekten beraat verildi, "Terör örgütü propagandası"ndan 1 yıl 3 ay ertelemeli hapis, 'terör yayını'+ yaymaktan 6 bin TL para cezası verildi. Bu ceza da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile beş yıl süreyle ertelendi. 

22. Ağır Ceza'da yargılanan Tuğrul Eryılmaz'ın duruşması 20 Nisan'a ertelendi. 

Necmiye Alpay'ın davası 9 Mart'a ertelendi

Ayşe Necmiye Alpay'ın yargılandığı davada savcı, 8 yıla kadar hapis istedi. Duruşmaya 85 gün cezaevinde yattıktan sonra 29 Aralık 2016 tarihinde tahliye olan dilbilimci yazar Necmiye Alpay katıldı.

Savcı, esas hakkında veriği mütaalasında sanık Necmiye Alpay'ın Özgür Gündem Gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğu 5 Haziran 2016 tarihli sayısında yayınlanan, çeşitli haberlerde, PKK terör örgütü alt yapılanması KCK'nın açıklamalarına yer verildiğini belirtti. Savcı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğini belirterek, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Örgütün basın açıklamalarını yayınlamak " suçlarından 2 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mütaalaya karşı sanık avukatlarının savunma hazırlaması için duruşma 9 Mart'a ertelendi

22. Ağır Ceza'da yargılanan Yıldırım Türker, davasında savcı 'terör örgütü propagandasın'ndan ceza istedi. Yıldırım Türker'in avukatları savunma için 3 haftadan fazla süre talep etti. Duruşma 7 Mart'a ertelendi. Hakim, "Süre makul ve yeterlidir" dedi. 

Hasan Cemal'e hem beraat hem ceza 

Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği ve bir röportajı nedeniyle yargılanan Hasan Cemal'e hem beraat hem ceza verildi. Cemal'e suçu ve suçluyu övmekten suç oluşmadığı için beraat verilirken, terör örgütü propagandasından 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Ceza ertelendi. 

Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası nedir?

Özgür Gündem gazetesine yönelik artan baskıya dikkat çekmek için 3 Mayıs 2016 Dünya Basın Özgürlüğü gününde, Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası başlatılmıştı. Savcılık, kampanyaya katılan 36 gazeteci hakkında peşi sıra soruşturmalar başlatmış, kampanyaya destek veren Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci-yazar Ahmet Nesin bir süre tutuklu yargılanmıştı. Önderoğlu, Fincancı ve Nesin’in aralarında bulunduğu 36 gazeteci, yazar ve oyuncu, 7.5 yıl ila 36.5 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor. 36 gazeteci hakkındaki iddianamelerin 12 tanesini, FETÖ davasında yargılanan Cumhuriyet Savcısı Murat İnam, hazırladı. İddianamelerin en uzunu iki sayfa.

 

‘Sanık’ listesi renkli

Davanın sanıklarından biri dilbilimci yazar Necmiye Alpay. Doktorasını Paris Nanterre Üniversitesi’nde uluslararası iktisat alanında yaptı. Kısa süreli öğretim üyelikleri dışında, çevirmen, dil danışmanı ve yazar olarak da çalışan Alpay, 2001-2011 yılları arasında Radikal gazetesinde yazdı. Alpay, 1980 askeri darbesi sonrası 35 yaşındayken girdiği Mamak Cezaevi’nde 3 yıl kalmıştı. Alpay aynı zamanda gazetenin yayın danışma kurulunda olduğu gerekçesiyle 4 ay tutuklu kaldı. 47 yıldır gazetecilik yapan Hasan Cemal, 1980’den bu yana PKK ve Kürt sorunu ile ilgilendi. Çok sayıda kitaba imza attı. Cemal, İmralı Zabıtları’nın yayınlanmasının ardından 2013’te Milliyet gazetesindeki görevinden kovulmuştu. Müzisyen, insan hakkı savunucusu Şanar Yurdatapan, 12 Eylül darbesinin ardından yurttaşlıktan çıkarıldı. 1991 yılında Türkiye’ye döndü.

Sivil itaatsizlik eylemlerinin öncülerinden biri olan Yurdatapan, birçok kez tutuklu yargılandı. Yurdatapan, geçen günlerde Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği davası kapsamında ertelemeli 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin TL para cezasına mahkûm edildi. Oyuncu Jülide Kural, Ankara Sanat Tiyatrosu, Kenterler Tiyatrosu, Dostlar Tiyatrosu, Tiyatro Stüdyosu, Paris’teki Liberte (özgürlük) Tiyatrosu dahil pek çok sahnenin tozunu yuttu. En iyi kadın oyuncu dahil çok sayıda ödülü var. Yazar Murat Uyurkulak’ın Tol dahil 5 kitabı bulunuyor. Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, PKK gerillalarının gündelik ve siyasi hayatının ele alındığı Bakur belgeselinin yönetmenlerinden. 34. İstanbul Film Festivali’nde Kültür Bakanlığı’nca sansürlenen, belgesel yurtdışında birçok ülkede ödül kazandı. Gazeteci Yıldırım Türker, uzun yıllar Radikal gazetesinde yazdı. Türker aynı zamanda, şair ve tiyatro çevirmeni.

158 davaları var

Özgür Gündem gazetesi çalışanları da yargı kıskacında. Gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin, eski Sorumlu Yazıişleri Müdürleri Reyhan Çapan ve 175 gündür tutuklu bulunan İnan Kızılkaya hakkında da kapatma kararının ardından Cumhurbaşkanı’na hakaret Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlamalarının da bulunduğu 158 tane dava açıldı. Gazetenin Yayın Danışma Kurulu’na yönelik soruşturma kapsamında ise yazarlar Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay 4.5 ay tutuklu kalmıştı.

EMSAL AİHM KARARLARI

Özgür Gündem gazetesinin geçirdiği hukuki sürecin bir benzerini 1992 yılında Gerçek dergisi yaşadı. Derginin, hemen hemen her sayısına örgüt propagandası davası açılır, sahibi avukat Kamil Tekin Sürek’e para cezası verilirdi. Sürek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM), Türkiye’yi mahkûm ettirdi. Sürek’e adil yargılanma hakkı ihlal edildiği gerekçesiyle tazminat ödendi. Sürek’in AİHM davası içtihat olarak Türkiye’deki pek çok davada referans gösterildi. Sürek, cezaevlerindeki gazetecilerin sayısı ile gazete ve dergilere yönelik açılan davaların sayısının siyasi duruma göre değiştiğini vurguluyor. “Masanın devrilmesi ve AB ile iplerin koparılmasından sonra ise yine 90’lı yıllara dönüldü ve davalar hızla arttı” diyor. Nöbetçi Yayın Yönetmenliği dayanışma eylemi gibi geçmişte de eylemler olduğunu anımsatan Sürek, şöyle devam ediyor: “Şimdiki cezalar AİHM’ye gittiğinde Türkiye hükümeti aleyhine kararlar çıkacaktır. İfade, basın, düşünce, örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiği çok açık. Siyasi duruma göre belki davalar azalacak, beraatler artacak ya da tam tersi davalar çoğalacak, cezalar ve hapse atmalar artacak. Bu açıdan referandum önemlidir örneğin. Referandumda ‘hayır’ çıkarsa durum farklı olur, ‘evet’ çıkarsa farklı olur.”

 

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr