Küresel borç seviyesi 2016 yılında 215 trilyon doları aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) “Global Borç Monitörü” başlıklı raporuna göre, küresel borç miktarında geçen yıl 7.6 trilyon dolar artış yaşanırken, son 10 yıllık artış 70 trilyon dolar oldu. Buna göre küresel borçlar 10 yıllık sürede yüzde 48 arttı. Küresel borçtan aslan payını ise yine gelişmiş ülkeler aldı. 

Gelişmiş ülkeler önde

Raporda, dünya gayrisafi hasılasının (GSYH) yüzde 325’ine denk gelen küresel borcun yaklaşık dörtte üçünü 160 trilyon dolarla gelişmiş ülkelerin tuttuğu belirtildi. Geçen 10 yılda gelişmiş ülkelerin toplam borcunun 32 trilyon dolarını kamu borçları oluşturdu. 2008 küresel krizinin ardından hanehalkı ile finans sektörünün borçlarıyla ilgili yapılan düzenlemeler bu sektörlerde borçluluk oranının azalmasında etkili oldu. 

Türkiye için risk

Türkiye’nin de aralarında olduğu gelişen ülkeler 2006 yılından bu yana 39 trilyon doların üzerinde borç yükü oluşturdu. Borcun büyük bir kısmı yerel para birimi cinsinden oldu. Gelişen ekonomilerin toplam borç miktarının 56 trilyon dolara yükseldiğine dikkat çekilen rapora göre, bu rakam, gelişen ülkelerin toplam GSYH’sinin yüzde 215’ini oluşturuyor.

Raporda gelişen ekonomilere ait borcun yüzde 75’inden fazlasının yerel para birimlerinde olduğu belirtildi. Ancak Latin Amerika, Türkiye ve Güney Afrika’nın son yıllarda yabancı para biriminden borçlanmasının hızlandığı belirtilen IIF raporunda, “Daha yüksek faiz oranları ve güçlü dolar borçlanma odaklı büyüme modeline sahip gelişen ülkeler için risk oluşturuyor” uyarısında bulunuldu. Rapora göre gelişen ülkelerin dış borcu ise son on yıl içinde iki katına çıkarak 7.2 trilyon dolara çıktı. Geçen yılın son çeyreğinde gelişmiş ülkelere ait 159.6 trilyon dolarlık borcun 31.3 trilyon dolarını hanehalkları, 36.4 trilyon dolarını reel sektör, 46.9 trilyon dolarını hükümet, 44.9 trilyon dolarını finansal sektör borçları oluşturdu.

9 trilyonu geçti

Gelişen ülkelere ait borçların ise yine aynı dönemde 9.1 trilyon doları hanehalkları, 26.3 trilyon doları reel sektör, 11.9 trilyon doları hükümet, 8.5 trilyon doları finans sektörüne ait. Buna göre toplam küresel borçtan en fazla pay alan sektör 62.7 trilyon dolarla reel sektör oldu. Reel sektörü 58.9 trilyon dolarla hükümet, 53.4 trilyon dolarla finans sektörü, 40.4 trilyon dolarla hanehalkları izledi. Rapora göre hükümet borçları ABD ve İngiltere’de 2006’dan bu yana neredeyse ikiye katlandı. Japonya ve Avro bölgesinde ise dolar bazında yüzde 50 artış görüldü.

 

TÜRKİYE'DE EN BORÇLU REEL SEKTÖR

Rapora göre Türkiye’de toplam borçtan en büyük payı 2016’nın son çeyreği itibarıyla reel sektör alıyor. Reel sektörün borç stokunun GSYH’ye oranı 68.05 olarak kaydedildi. 2015’in aynı döneminde bu oran yüzde 62 idi. Rapor, hükümet ve finans sektöründe düşerken, hanehalkı ve reel sektörde borçluluğun son bir yılda arttığını gösteriyor. Rapora göre hanehalklarının borcunun GSYH’ye oranı da yüzde 17.9’dan 18.79’a çıktı. Hükümet borçlarının GSYH’ye oranı yüzde 24.3’ten 24.03’e, finans sektörünün borcu yüzde 17.18’den 16.34’e geriledi. Gelişen ülkelerde reel sektör borçları öne çıkarken, Çin, Türkiye, Şili ve Suudi Arabistan’daki firmalar son on yıl içinde borç oranlarında en büyük artışı gördüler.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr