Barış isteyen akademisyenler, hukuçular, gazeteciler ve destekçilerinin ‘terör propagandası’ yaptıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılıyor ya da tutuklanıyor. 

Duruma isyan eden DİSK Basın İş'in basın açıklaması şöyle;

Tarihte devlet hep birilerini Şâki, eşkiya, anarşist, çapulcu ya da terörist ilan etti. Kimini öldürdü, kimini hapsetti. Gün oldu, devletin ileri gelenleri, geçmişte terörist ilan ettiklerinin şiirlerini okuyup 'gözyaşı' döktü, gün oldu annelerini yuhalattı.

Gelenek sürüyor, hukukçular, akademisyenler, gazeteciler 'terörist' ilan ediliyor, demir parmaklıklar ardına hapsediliyor. Kısa süre önce bu görevi yürütenler, 'paralel devlet' kurmak suçlaması ile yargılanıyor, bir kısmı yurt dışına kaçtı. Onların koltuklarını devralanlar, aynı yolda devam ediyorlar.

Gazetecileri susturmak için her türlü yöntem deneniyor. Bir süre önce yaptıkları değişiklik ile Genel Yayın Yönetmenlerini de hukuksal olarak sorumlu tutmaya başladı devlet. Öyle ya, ne kadar çok gazeteci cezaevine girerse gözdağı o kadar güçlü olacak sanıyorlar.

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan kampanyaya destek veren 37 kişi hakkında soruşturma açıldı, hatta bir kısmı için hızla dava da açıldı. Yani 3 Mayıs'tan bu yana 37 kişi daha 'terörist' olduğu gerekçesiyle soruşturmaya tabii oldu, 7'sine dava açıldı ve bu sayılar giderek artıyor. 3 kişi ise tutuklandı. Sahi neden tutuklandılar?

Suçlama daha mı farklıydı? Hayır

Kaçma şüphesi mi vardı? Hayır kendileri ifade vermeye gitti, hatta Erol Önderoğlu IFEX toplantısı için gittiği Almanya'dan dönüp ifade vermeye gitti.

Delillerin karartılması mı söz konusu? Basılı olan gazete nasıl değişebilir ki?

Tutukladılar, çünkü devlet dayanışmanın büyümesinden korkuyor. Zulme rağmen insanların ses çıkarmasına tahammül edemiyorlar. Kararlıyız, bu zulüm bize diz çöktüremeyecek, dayanışmayı büyüteceğiz, biliyoruz ki bu ülkenin her yerinde, dünyanın bir çok yerinde bizim gibi düşünen insanlar var. Gücümüzü onlardan alıyoruz, sorumluluğumuzun bilincindeyiz, halkın haber alma hakkı için bedel ödemeye devam edeceğiz.

Bu ülke, bu insanlar demokratik, adil, aklın ve vicdanın egemen olduğu bir yaşamı hak ediyor. AKP iktidarını bu baskıcı tavrından vazgeçmeye, normalleşme için hızla adım atmaya çağırıyoruz.

- Bir an önce Terörle Mücadele Yasası, insan hakları savunucuları ve hukukçular ile birlikte gözden geçirilmelidir.

- Hakaret suçlaması ile insanların gözaltına alınması, yargılanmasına son verilmeli, ülkeyi yönetenler eleştiriye tahammül etmelidir.

- Yargı üzerindeki siyasi baskılara son verilmeli, yargıyı etkileme ve siyasallaştırma çabalarına son verilmelidir.

- İfade ve düşünce özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır

- Barış söylemleri değil nefret söylemi cezalandırılmalıdır

Tutuklanan Prof. Şebnem Korur Fincancı cezaevinde tecride alınd

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr