Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, “AKP’nin ‘Evet’ ile yeni bir sistem kurması halinde de muhalefet ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü ‘Hayır’ çıkarsa, uzlaşmaya, demokrasiye, çözüme ve barışa dönme şansı yeniden doğabilir. ‘Hayır’ çıkarsa ‘Hayırlı’ olur” ifadelerini kullandı.

dihaber’den Özgür Paksoy ve Aynur İnedi’ye konuşan Yüksek’in açıklamasının ilgili kısmı şöyle:

7 Haziran seçim sonuçları ve ardından başlayan süreç hatırlatılırsa, hükümet “Evet” çıkması ile nasıl bir politika izler, “Hayır” çıkması durumunda nasıl bir politika izler?

Kimi hükümet yetkilileri, toplumu “Hayır” çıkmasıyla tehdit ediyor. 7 Haziran ve 1 Kasım deneyimleri olduğu için mutlaka bir tesiri oluyor. Tam tersi gelişmelerin olduğunu düşünüyorum. Eğer toplum AKP’nin dayatmacı anayasasına ‘Dur’ derse, AKP savaşı derinleştiremez. AKP yeniden ortalığı ateşe verecek gücü ve takati kendinde bulamayacaktır. Aksine daha uzlaşmacı çizgiye dönmek zorunda kalır. Ama sonucu kabullenmesi gerekecek. Kabul etmeme ve yeniden seçim gibi bir şansı yok. 7 Haziran ve 1 Kasım’da böyle bir taktik uyguladılar ama referandum açısından böyle bir şans yok. Önümüzdeki sonbaharda ülke erken seçim olur. O zamanda çıkacak sonuca göre yeni bir hükümet şekillenir. Ülkede, ‘Kimse tek başına ülkenin sorunlarını gidermeden böyle bir anayasa dayatması içinde olamaz’ tablosu açığa çıkar.

“Evet” çıkarsa, MHP ile AKP ortaklığı devam eder, ortak milli mutabakat ülke kurma çerçevesinde devam etme ihtimalleri vardır. Ülkede güvenlik ve savaş politikalarının devam etmesi anlamına gelir. O nedenle “Evet” çıkarsa savaşın derinleşme ihtimalini düşünüyoruz. Biz buna karşı demokrasi mücadelesini sürdüreceğiz. Bu süreci dünyanın sonu olarak görmüyoruz. Bugüne kadar 12 Eylül darbesinin ürettiği anayasaya ve yanlışlıklarına karşı muhalefet ettik. AKP’nin “Evet” ile yeni bir sistem kurması halinde de muhalefet ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü “Hayır” çıkarsa, uzlaşmaya, demokrasiye, çözüme ve barışa dönme şansı yeniden doğabilir. “Hayır” çıkarsa “Hayırlı” olur.

Bir yandan siyasetçilere yönelik tutuklamaların devam etmesi, diğer yandan bazı siyasetçilerin serbest bırakılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hükümette çok savruk politikalar gözlüyoruz. Kürt siyasetini tasfiye etme eğilimi olduğu gibi, bunu sürdürememe ve zorlanma eğilimlerini gözlemliyoruz. Ahmet Türk’ün tutuklanması, bütün toplumda ciddi bir rahatsızlığa yol açtı. Kürt halkının tamamında, Türk halkında ve diğer kesimler tarafından ciddi bir rahatsızlık uyandırdı. Siyasi açıdan CHP’de, AKP’de ve MHP’de de rahatsızlık yarattı. Ahmet Türk’ü tahliye etme durumunda kaldılar. İçeride kaldığı her an toplumsal vicdanı yaralayan bir durum olarak hükümetin karşısında duruyordu. Bunu daha fazla taşıyamadı ve kendi içinde de itirazlar oldu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr