İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları;

Türkiye için birinci önceliğimiz güven ve istikrardır.

Yerinde sayan bir ülke değil, sürekli hedefleri olan ve bunlara koşan bir ülkeyiz.

2008 yılında dünyada büyük buhran yaşarken Türkiye milli irade sayesinde AK Parti'yle bu krizi aştı ve ülkemizi teğet geçti.

Milletimize şükranlarımı iletmek istiyorum, 

Emin olunuz ki terörle mücadelemizden ve kamu düzenini koruma irademizden vazgeçmeyeceğiz

Türkiye kara propagandalara zerre kadar izin vermeyecektir

Bu mücadele sadece ekonomik, ve siyasi mücadele değil, topyekün bir varoluş mücadelesidir

BAŞKANLIK AÇIKLAMASI

Milletimizin yeni anayasa talebini karşılamak üzere AK Parti olarak çalışmalarımızı hızlandırmaya karar vermiş bulunuyoruz. Yetkili kurullarımızda çok verimli istişarelerde bulunarak milletimizin yeni anayasa beklentisini karşılamaya yönelik her türlü planlamayı yaptık. AK Parti bünyesinde bir anayasa komisyonu kurarak çalışmalarımızı somutlaştırdık, yol haritamızı belirledik.

Bugün de bu komisyonun üyeleriyle uzun ve detaylı bir çalışmayı Dolmabahçe Ofisi'nde gerçekleştirdik. Önümüzdeki haftadan itibaren yazım heyetimiz çalışmalara başlayacak. İnşallah önümüzdeki 1 ay içinde bütün bu yazım çalışmalarını tamamlamayı planlıyoruz. Bu aşamada bize iş dünyamızdan gelecek her türlü teklife açığız. Başkanlık sistemini benimseyen bir anayasa için her türlü adımı atacağız.

ÜRDÜN ZİYARETİ ÖNCESİ BASIN TOPLANTISI

Dündar ve Gül'ün mahkemelerine katılan konsoloslar hakkında değerlendirme

Başbakan, Ürdün ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'ndan açıklama yaptı.

Bir gazetecinin, gazetemiz Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcimiz Erdem Gül'ün yargılandığı davanın mahkemesine katılan konsolosları sorması üzerine, Davutoğlu,'Türkiye Cumhuriyeti şeffaf bir ülkedir. Türkiye'de görev yapan diplomatlar her yere gittiler. Her türlü soruyu sordular bilgi aldılar. Mahkemelerdeki yargılanmalar da şeffaftır. Bizim milletvekillerimiz de başkonsolosluklarımız da yurt dışında mahkemelere gidiyor. Bu konudaki tutumumuz açık. Toplu olarak mahkeme salonlarına gitmek bu şeffaflığı istismar etmektir. Dikkat edilmesi gereken şu, diplomatik temsilciler yargı sürecine titizlik göstermek durumdadır. Siyasi tavır niteliğiyle oraya gitmek şeffaflığa zarar veren hususlardır. Yargı bağımsızlığı esastır, sanki uluslararası bir baskı olacak şekilde tavır sergilemek profesyonel davranış bağlamında doğru değildir.Yargı üstüne uluslararası bir baskı sergilemek doğru ve tutarlı değildir' dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr