İKSV’nin Şişhane’deki Nejat Eczacıbaşı binasının 6. katında sıcak, samimi ve bir hayli seçkin bir ortam var.  Dikmen Gürün, Orhan Erinç, Defne Halman, Doğan Hızlan, Yekta Kopan, Sevin Okyay, Yiğit Bener, Ahmet Cemal ve Kaya Genç gibi kültür sanat dünyamızın önemli figürleri ve tabii ev sahibi sıfatıyla Bülent Ezcacıbaşı, Görgün Taner ve İKSV’nin farklı departmanlarında önemli görevler üstlenen simalar...

Tüm bu isimler az sonra verilecek Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nü almak üzere yaşadığı Almanya’dan İstanbul’a gelen Ahmet Arpad için buradalar. Ödül töreni İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın bir gün önce suikasta kurban giden Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov’a yapılan saldırıyı kınamasıyla başlıyor. Sözlerine “Kültür-sanat üretiminde etkin bir rol oynamak İKSV’nin temel amaçlarından biri” diyerek devam eden Eczacıbaşı, Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı Talât Sait Halman’ı anmasının ardından sözlerini şöyle bağlıyor:

“Kültür, sanat ve edebiyat hayatımıza katkıları için büyük teşekkür borçlu olduğumuz Talât Sait Halman’ı her zaman saygı ve sevgiyle hatırlayacağız. Bu ödülün de uzun vadede Talât Bey’in anısını gelecek nesillere aktaracak önemli bir araç olacağını ümit ediyoruz.” Bülent Eczacıbaşı’nın ardından ödülün Seçici Kurul’unun (Y. Bener, A. Cemal, K. Genç, S. Okyay) Başkanı Doğan Hızlan geliyor sahneye ve Ahmet Arpad’ı ödülünü alması için çağırmadan önce yayıncılara sesleniyor. “Şeytan ayrıntıda gizlidir” diyen Hızlan, yayınevlerinin olası hataları önlemek için çok sıkı bir editöryal kontrol oluşturmaları gerektiğini vurgulayarak, “Okura sunulan eserin olabildiğince hatasız olmasının tüm sorumluluğu yalnızca çevirmenin omuzlarına yüklenmemelidir” diyor. Hızlan’ın okuduğu gerekçeli kararda ise şu ifadeler var: “Bu romanın kişileri için en emin sığınaklar ve durumlar bile ancak kısa bir mola niteliğini taşıyabilir.

Ahmet Arpad, böyle durumlara ‘maruz kalmalarının’ yol açtığı ‘kimlik yitimleri’ni Seghers’in üslubuyla dilimize getirebilmek gibi bir başarıya imza atmıştır. Öte yandan ‘Transit’in tamamını sarıp sarmalayan ortam, gerçek anlamda ‘Kafkaesk’ bir ortamdır; çünkü bu ortama yakından bakıldığında, içinde yer alan kişilerin yaşamak zorunda kaldıkları hiçbir savaş-dışı mantıkla açıklanamaz ve temellendirilemez. Çevirmen Ahmet Arpad, romanın 320 sayfası boyunca bu atmosferi de bir an olsun ihmal etmemiştir. Talât Sait Halman Çeviri Ödülü seçici kurulu, bütün bu özellikleri göz önünde tutarak Ahmet Arpad’ı bu yıl ikincisi düzenlenen Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’ne layık görmüştür.”

‘Batı kültürü olmadan olmaz’

Ödül kabul konuşmasında çevirmenliğin ömür boyu sürdürülmesi gereken bir uğraş ve ciddi bir görev olduğundan dem vuran Ahmet Arpad “Nitelikli yayinevlerinin nitelikli edebiyatçıları, özellikle 20. yüzyıl yazarlarını Avrupa’dan veya İngiltere’den ülkemize taşımalarını istiyorum. Batı kültürünün kapılarını Türk okuruna açmaları bakımından çok önemli. Hele içinde bulunduğumuz son günlerde Batı kültürsüz yaşamamız biraz zor” dedi. 15.000 TL para ödülüyle birlikte verilen Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nü kazanan “Transit” (Everest Yayınları) adlı romanı, henüz okumayanlar için hararetle tavsiye ederiz; sadece 20. yüzyılın önemli romanlarından biri olduğu için değil, Ahmet Arpad’ın özenli Türkçesi ve ödüllü çevirisi için de.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr