Adana’da durdurulan mühimmat yüklü MİT TIR’ları ile ilgili haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün yargılandığı davaya ilk duruşmadan 40 saat önce değiştirilen savcı Evliya Çalışkan’ın soruları ve siyasi değerlendirmeleri damgasını vurdu. Çalışkan’ın “Yasak kararlarına rağmen hangi saik ve motivasyonla haber yaptınız” sorusuna Dündar, “Anayasayı tanımayan Cumhurbaşkanı’nı örnek almış olabilirim” diye yanıt verdi. Savunmalar sonrası savcı Çalışkan tutuklama talebine gerek görmedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşma öncesi salonun bulunduğu koridora çevik kuvvet yığınağı yapıldığı görüldü. Duruşmaya girmek için bariyerlerin önünde bekleyen avukatlar da Foto-Film Şube polisleri tarafından kamera kaydına alındı.

Avukat sınırlaması

Saat 10.00’da başlayacak duruşma için avukatlar bariyeri geçerek duruşma salonuna gitmek isteyince güvenlik görevlileri ellerinde 77 kişilik liste olduğunu bu listede isimleri yer alanların duruşma salonuna alınacağını söylediler. Bunun üzerine bazı avukatlar ‘Yetki belgesi olan avukatlar alınmayacak mı’ diye yüksek sesle tepki gösterdiler. Dündar ve Gül’ün avukatlarından Bülent Utku, kendilerinin de duruşmaya katılmak isteyen ve yetki belgesi sunan avukatların listesini UYAP üzerinden mahkemeye sunduklarını buna rağmen mahkemenin bir önceki duruşmaya katılan avukatların duruşmaya girmesine karar verdiğini söyledi. Mahkeme heyeti ile yapılan görüşmenin ardından yetki belgesi sunan yaklaşık 500 avukatın duruşma salonuna alınmasına karar verildi. Karar beklenirken koridorda izdiham yaşandı.

‘Hükümet üyesi değiller’

CHP’li 8 milletvekili, dava konusu olan görüntülerin çekildiği tarihin 24-25’inci döneme denk geldiğini, kendilerinin de o tarihte milletvekili olduğunu hatırlatarak, bir suç işlenmişse ve Başbakan da bu suçtan etkilenmişse o dönem milletvekili olarak kendilerinin etkilendiğini belirterek davaya katılma talebinde bulundu. HDP’li bazı milletvekilleri de duruşmaya katılma talebinde bulundu. Söz konusu taleplerin duruşma savcısı tarafından reddedilmesinin istenmesinin ardından Dündar ve Gül’ün avukatlarından Fikret İlkiz, “İddia makamı suçtan doğrudan zarar görmeyenlerin katılma talebinin reddini istiyor. Bunu biz de onaylıyoruz. Cumhurbaşkanı ve MİT’in de suçtan doğrudan zarar gören konumunda olmadığı için katılma talebinin kabulünden rücû edilmesini talep ediyoruz” dedi. Heyet de milletvekillerinin bu talebini “hükümet üyeleri olmamaları yasama üyeleri olmaları” gerekçesi ile reddetti. Taleplerin değerlendirilmesinin ardından 473 sayfalık iddianamenin özeti okundu.

Görüntüler izlendi

Dündar savunmasına, MİT TIR’larında bulunan mühimmatların bulunduğu operasyonda kaydedilen görüntüleri izleyerek başlamayı talep etti. Talebinin kabul edilmesinin ardından duruşma salonunda görüntüler izlendi. Dündar, Anayasa Mahkemesi’nin kendileri hakkındaki hak ihlali kararına ilişkin Erdoğan’ın “Uymuyorum, saygı duymuyorum, mahkeme direnebilirdi’ sözlerinin yargılamaya yetkili yerlere çağrı yapma cüreti olduğunu söyledi. Dündar, görüntülerde TIR’lar durdurulduktan sonra MİT’çi olduğunu söyleyen kişilerin yaka paça araçtan indirildiğini anımsatarak, “Devletin güvenlik güçleri birbirine silah çekiyor. Bu Talat Aydemir’in başarısız darbe girişiminden sonra ilk kez gerçekleşti. Ayrıca sır denilen şey, MİT TIR’ları durdurulduktan sonra TBMM’de konuşuldu. Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın da aralarında olduğu onlarca kişi demeç verdi konuyla ilgili. Yani sır, bizim haberimizle ifşa olmadı” dedi. Dündar haklarındaki iddianameyi düzenleyen Başsavcı Vekili İrfan Fidan’ın görüntülerin kurgu olduğu iddiasıyla soruşturma başlattığını kaydederek, “Görüntüler kurguysa biz neden devletin sırrını ifşadan yargılanıyoruz” diye sordu.

Dündar, duruşma salonundaki oturma düzeninin yanlış olduğunu belirterek, “Biz müştekiyiz, bu suçu isleyenler sanık olmalı. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakanı’na kadar devlet halkına yalan söylüyorsa ‘olsun, sesimi çıkarmayayım’ mı demeliydim? Suriye’deki yangına benzin döküldü silah gönderilerek” dedi. Dündar iddianamede kendilerine “FETÖ/ PDY silahlı terör örgütüne” yardım suçlamasının yöneltildiğini anımsatarak, “Tanımam ben bahsedilen örgütten kimseyi. Hatta okullarında ‘CIA ajanları yetiştiriliyor’ haberim nedeniyle davalık olduk. Cemaatçi polisler tarafından telefonlarım dinlendi” dedi.

Dündar, paralel devleti Erdoğan ve Fethullah Gülen’in inşa ettiğini aktararak, “Aralarında kırgınlık olana kadar birliktelerdi. Sonra Erdoğan, Gülen’e “Ne istediniz de vermedik”, kamuoyuna ‘Pardon kandırılmışız’ dedi. Ama biz kandırılmadık. Burada hesap vermesi gereken, Erdoğan ve Gülen’dir. Cumhurbaşkanı kandırıldıysa bedelini ödemelidir. Anayasanın açık hükmüne ve AYM kararına uymayan Cumhurbaşkanı’nın sözlerini biliyoruz. Güçlü olan o, ama güçlüler her zaman haklı değildir. Haklı olan biziz ve gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz. Cumhurbaşkan’ı emretti, sonuç böyle oldu gibi bir hukuk garabetine izin vermeyin” diyerek savunmasını tamamladı.

Dündar, “Silahlar YPG’ye gönderilseydi ve haberini yapsaydım, ben kahraman olacaktım, MİT’çiler sanık olacaktı” dedi. Erdoğan’ın avukatı “Türkiye IŞİD’e yardım ediyor algısı var mı, varsa bu algıyı kim oluşturuyor” diye sordu. Dündar da “Evet, var. Cumhurbaşkanı Erdoğan” diye yanıtladı. Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, “MİT yasasına göre MİT mensuplarının soruşturulması için Başbakan’dan izin alınması gerekiyor. Ama o soruşturma ve durdurma Başbakan’dan izin alınmadan yapılmıştı. Dolayısıyla burada suç var” dedi. Dündar da, “Evet orada da suç var. Ama atladığınız bir yer var. Ya Başbakan da bu suçun ortağıysa” şeklinde yanıt verdi.

‘Gülen’i hükümet tanır’

Daha sonra savunma yapan Erdem Gül, MİT TIR’ları haberlerinin yapıldığı dönemde Türkiye’nin Suriye politikalarının tartışıldığına dikkat çekerek “Ortadoğu’da sürekli gördüğümüz katliam haberleri henüz Türkiye’de yoktu. Reyhanlı ile başladı” dedi. Gül, silah sevkıyatı belgeleri eline geldiğinde haber yaptığını belirterek “Türkiye katliamla karşı karşıyaysa görev icabı haber yaparım. Yapılan haberler eleştirilebilir, tartışılabilir ama soruşturma konusu yapılamaz. Ben devlet içindeki kavgayı bilmek zorunda değilim” ifadesini kullandı. Savcı Çalışkan’ın “Haber yapmadaki saikiniz ve ısrarınızın nedeni nedir” sorusunu yönelttiği Gül, “Ben Ortadoğu’daki katliamların ülkemizde yaşanmaması için bu haberleri yaptım” dedi. Gül, savcının “Gazeteciliği yargılamıyoruz eyleminizi yargılıyoruz. FETÖ örgütüyle bağlantınız var mı” sorusunu ise “Gülen’i tanımam. Onları hükümet tanır” şeklinde yanıtladı.

Salonda alkış koptu

Savcı Çalışkan, savunmaların ardından Dündar ve Gül’ün tutuklanmasıyla ilgili bir talepte bulunmadı. Bunun üzerine salonda alkışlar yükseldi. Mahkeme, Dündar ve Gül hakkındaki yurtdışı çıkış yasağının kaldırılması talebini reddederek tanık Emre Erciş hakkında zorla getirme kararı verdi. Selam Tevhid davası ile birleştirme talebinin ileriki aşamalarda değerlendirilmesine hükmeden heyet, duruşmayı 22 Nisan’a erteledi.

Savcıdan tartışmalı soru

Savunmanın ardından savcı Evliya Çalışkan’ın sorularına geçildi. Çalışkan, Dündar’ın hapishaneden çıktıktan sonra yazdığı ‘Tutuklandık’ isimli kitabında, Dündar’ın avukatı ve Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın “Bunları yayınlarsanız devlet sırrını ifşa edersiniz, tutuklanırsınız” dediğini iddia etti. Savcı Çalışkan’ın Dündar’a yönelik siyasi soru ve değerlendirmeleri arasında, “Diğer medya gruplarıyla sizin ne farkınız var. Siz algı oluşturuyorsunuz”, “Gazetecilik milli güvenliği yok saymak yargı saygınlığını hiçe saymak hakkınız vermez” gibi cümleler de yer aldı.

Mahkeme salonunda karşılıklı diyaloglar

Mahkemede savcı, hâkim ve Erdoğan’ın avukatları ile Can Dündar arasında zaman zaman karşılıklı diyaloglar yaşandı. Mahkemede yaşanan diyaloglardan bazıları şöyle:

1- Savcı: Aslında bir kopuş savunması izledik

Dündar: Ne kopuşu

Savcı: Sonra anlarsınız

2- Savcı: Bu eylemi yapanların paralel yapısı üyesi olduğu tespit edildi. Diğer medya gruplarıyla sizin farkınız var siz algı oluşturuyorsunuz? Yasak kararlarına rağmen hangi saik ve motivasyonla haber yaptınız?

Dündar: Anayasayı tanımayan Cumhurbaşkanı’nı örnek almış olabilirim. Ortada suç varsa yayın yasağı koyanları da suçlarım.

3- Savcı:Gazetecilik milli güvenliği yok saymak, yargı saygınlığını hiçe saymak hakkını vermez

Dündar: Devlet ne zaman suç işlerse üzerine sır damgası vurur. Hiçbir hâkim ve hüküm suçu örtbas edemez.

4- Savcı: Haber öncesinde paralel yapıdan herhangi biriyle irtibat kurdunuz mu?

Dündar: Suç işleyen Cumhurbaşkanı’nın yargılanmasını istemek suç değildir.

5- Erdoğan’ın avukatı:IŞİD’e yardım edildiği algısını oluşturan var mı/kim?

Dündar: Evet. Recep Tayyip Erdoğan...

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr