Kendisinin bireysel bir tasarımcı olduğunu vurgulayan Aksu, Londra’daki tasarımcıların çoğunun da bireysel tasarımcılar olduğunu ve kendi kişsel mesajlarını sunduklarına dikkati çekerek; “ Ben de öyleyim. Benim yaz koleksiyonum anneammen üzerine kuruluydu. Anneanem İzmir yakınlarında büyümüş. Zor dönemler geçirmiş hiç kıyafeti yokmuş. Anneannemin tek bir kıyafeti varmış. Benim yaz koleksiyonum onun hiç sahip olmadığı bir gardrobu hazırlayıp sunmak oldu” diye konuştu.
Aksu ayrıca önümüzdeki yaz insanlara daha çok mutluluk ve enerji veren, pastel renklerin moda olacağını siyahın çok tercih edilmediği bir dönem yaşanacağını söyledi. Her insanın kendine ait bir dokusu ve kişiliği olduğuna dikkati çeken Aksu, insanların alışverişten önce kendilerini tanımaları gerektiğini söyledi. “İnsanlar kendilerini tanıdıkça kendilerini nasıl daha iyi ifade edebileceklerini keşfediyor”diyen Aksu ; “ Moda olduğu için belli renkleri kalıpları ve uzunlukları giymek yerine aslında insanlar kendilerini tanıdıkça o seçenekler arasında kendilerine en uygununu bulabilecekler. Moda olduğu için bir kıyafetin giyilmesine karşıyım”. dedi. Bir kadın kendini rahat hissetiği zaman çok daha güvenli bir duruşu olduğunu söyleyen Aksu, "Giydiğinin kendisi ile bir bütün olması gibi birşey . O insanın kendini tanımasından, o renkleri seviyorsa neden o renkleri sevdiğini algılamasında geçiyor. Nerdeyse psikolojik bir analiz yapmasından geçiyor, Kendini tanıyan insanlar kendilerini bildikleri için onların çizgisi modayla pek değişmez. Trendler değişir ama onlar o trendlerden belli kendine yakışan bölümleri alırlar ve kendilerine adapte ederken ve kendi tarzları hep aynıdır. Bu insanlar gerçek stil sahibi insanlardır” dedi. Türk tasarımcıların İngiltere’e ve dünya pazarına girmek için herzaman büyük şansı olduğuna dikkati çeken Aksu, “İngiltere Moda Konseyi var direk buradaki editörler, İngiltere’de moda dünyasının önemli yorumculardan oluşuyor. Londra Moda Haftası’na herkesin katılma şansı var. Her tasarımcı katılabilir belli bir elemeden geçtikten sonra yüz yüze görüşmek istiyorlar modacılar listeye girebiliyor. Her sezon bir iki tasarımcıyı listeye alıyorlar. Türk tasarımcıların doğru bir iş planı ile büyük şansı var. Uluslarası alanda bir kaç noktada satılıyor olması gerekiyor onu istiyorlar” dedi. Ülkemizde unutulmaya yüz tutmuş kumaş ve el emeklerini zaman zaman defilelerine taşıyan ünlü modacı, Türk kültürünü yaşatmanın kendisi için büyük bir sorumluluk olduğunu ifade ederek Türk kültürünün yaşatılmasında kendinin elçi görevi gördüğüne dikkati çekti. Önümüzdeki moda haftasında yine Türkiye’den kumaş ve motiflere yer vermek istediğini söyleyen Aksu, “ Birkaç yıl önce Bafa Gölü’nden, Buldan ve Gaziantep’ten topladığım Türkiye kokan bir kolleksiyonum vardı. Benim için önemli olan bu doneleri alıp bir şekilde modernize edip günümüz modasına modern kadının giyebileceği bir hale getirmeye çalıştım. Çok beğenildi ve çok ilgi toplamıştı. Elle üretilen el dokumalarının yavaş yavaş kaybolduğunu görüyoruz. Benin için önemli olan bunları bir şekilde taze tutup güncel kolleksiyonlara uyarlayabilmek ve hala arzu edilebilen ürünler yaratmak”. “El dokumalarının, el işlerinin kaybolmaması gerektiğini düşünüyorum. Ben bunların bir kültürün aslında özünü oluşturan doneler olduğunu düşünüyorum. Kaybolması çok acı olur. Kültürümüz ve diğer kültürlar adına da. Elle yapılan objeler maalesef yavaş yavaş yok oluyor. Bunun için bunları alıp tekrar hayata geçirmek benim için bir elçilik görevi” dedi.Kaynak: Cumhuriyet.com.tr