-Akın Nalça Kitapları’nın 13. olan “Bir Modernlik Zemini: Barok Aşırılık” geçen haftalarda raflardaki yerini aldı. 2003’ten bu yana yayımlanan ve her yıl sadece bir kitabın basıldığı bir seri bu. Serideki her kitap da bir tasarım nesnesi olarak düşünülmüş. Serinin çıkış fikri neydi ve kimin (ya da kimlerin) kafasından çıktı bu fikir?

Bülent Erkmen: Akın Nalça 13 yıl öncesi kadar her yıl, yılbaşı hediyesi olarak ajanda yayımlıyordu. Ajanda yerine her yıl bir kitap yayımlamasını önerdim. Bu kitaplar, daha önce yayımlanmamış olacak, çeviri olmayacak, ilk basımı bu “Kitaplar”dan yayımlanacak, mimarlık ve tasarım dünyası çerçevesi içinde kalacak özgün çalışmalar olacaktı. Bu yıl 13. kitabı yayımlanan “Akın Nalça Kitapları” düzenli olarak her yılın aralık ayında basılmış, ocak-şubat aylarında kitapçılara dağıtılmış oluyor.

‘Kitabın önce maketini yapıyorum’

-İçerik kadar tasarımın da önemli olduğu bir seri bu. Tasarım aşamasında nasıl bir süreç işliyor? Kitabın yazarı bu tasarım aşamasında ne kadar müdahil oluyor meseleye?

B.E.: Genellikle yazarla, düşündüğüm editoryal yapı üstüne konuşurum, tasarımın doğru konumlanacağı bir editoryal “zemin” oluşmasını sağlamak isterim. Bazen böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. Bazen de fotoğrafçı-yazar ilişkisi kurduğum editoryal yapı doğrultusunda gelişir. Daha sonra ise kitabın “ham malzemesi” ile baş başa kalırım. Tasarım kararları doğrultusunda denemeler yaparım. Bu sürecin bir bölümünü çalıştığım matbaa ile birlikte yürütürüm. Düşündüğüm kitap nesnesinin karşılığı olabilecek maketler yaptırtırım. Temel tasarım kararlarım bu maket denemeleri sürecinde değişir, gelişir ve kitap oluşur! Tasarım konusunda bana gösterdikleri sonsuz güven için başta Akın Nalça olmak üzere tüm kitapların yazarlarına bu soru vesilesiyle teşekkür etmek isterim.

-Kitapları bir süre sonra farklı bir formatta da basıyor musunuz (yumuşak cilt gibi) yoksa hep aynı şekliyle mi basıyorsunuz?

B.E.: “Akın Nalça Kitapları” dizisi içindeki kitapların kitap yapısı ve kitap mekânını, metin-resimçizgi- kâğıt-düzenlemebaskı- cilt gibi unsurlarla birlikte düşünürüm, birlikte kurarım, birlikte inşa ederim. Bu nedenle bu kitapların “Akın Nalça Kitapları” içindeki varoluş özellikleri kesinlikle değişmez, bugüne kadar birden fazla baskısı yapılmamasına rağmen yeni baskısı yapılacak olsa bile!

‘Kitabı kalıcı kılan unsur tasarım’

-O yıl basılacak kitabı neye göre seçiyorsunuz? Bunun için belli kriterler var mı yoksa size gelen önerileri mi değerlendiriyorsunuz?

Akın Nalça: Her yıl basılacak proje için gelen öneriler yayın kurulumuz tarafından değerlendiriliyor. Buradaki kriter, tasarım ve mimarlık alanında Türkiye’de gerçekleşmiş bir tez ya da araştırmayı kitaplaştırmak ve kalıcı bir yapıt için destek olmak. Bu süreci kalıcı kılan unsurlardan biri de tasarımı oluyor bildiğiniz gibi.

-Türkiye’de mi basılıyor kitaplar?

A.N.: Evet, Türkiye’de basılıyor. Basım için farklı yerlerle çalışıldı ama çoğunlukla Mas Matbaası’nda basılıyor.

-Kâğıdın yabancı paraya endeksli olduğu bir piyasada bu kitapların çok da ucuza mal olmadığını tahmin etmek zor değil. Bu anlamda zorlanıyor musunuz ve her kitabı kaçar adet bastınız?

A.N.: Bu projenin, kitabın kendisinin de bir tasarım nesnesi olması iddiasıyla ilerlemesi sebebiyle, normalin üzerinde bir prodüksiyon gideri ortaya çıkıyor. Bu prodüksiyonun toplam bedeli içinde kâğıt önemli bir pay tutuyor. Ancak toplamda tasarım değeri açısından bakıldığında sıra dışı bir kitapla aynı gramajda kâğıt kullanıldığını düşünerek kâğıt maliyetinin oransal olarak fazla büyük olmadığını söyleyebiliriz.

-Kitaplar nasıl bir ilgi görüyor? Satış anlamında soruyorum daha çok.

A.N.: Kitapların zaman içinde bir takipçi kitlesi oluştu. Bu nedenle yıllardır istikrarlı bir şekilde -ne yazık ki- bir artış da olmadan, belli bir kitle tarafından aranıyor. Satış, bu anlamda dağıtım giderlerini de düşününce, toplam bütçemize sadece küçük oranda bir katkı sağlıyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr