Başbakan Binali Yıldırım, ­Taksim’in simge yapılarından Atatürk Kültür Merkezi’nin akıbetine ilişkin “Onu kaldıralım, o alanı da genişletelim, kimliği olan, dört köşe cam giydirme bir bina yerine bizim kültürümüzü, tarihimizi, geçmişimizi geleceğe taşıyan güzel bir bina yapalım” ifadelerini kullandı. Çözüm Süreci’nin yeniden başlatılmasına ilişkin çağrıları da değerlendiren Yıldırım, “Bazıları, 'Efendim, oturun konuşun, niye böyle konuşuyorsunuz' gibi laflar ediyor. Neyi konuşacağız arkadaşlar? Adamlar bölmek istiyor memleketi, neyi konuşacağız?” sözlerini kullandı.

İstanbul'da Sepetçiler Kasrı'nda Şehrin Mimarları Buluşması etkinliğinde konuşan Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Medeniyetimizin izlerini taşıyan büyük şehirlerimize baktığımızda, İstanbul, Edirne, Bursa, Konya gibi şehirlerimizde maalesef imar rantıyla geçmişin değerlerinin büyük bir savaşın içinde olduğunu görüyoruz ama ne yazık ki geçmişimiz, medeniyetimiz imar rantına her geçen gün yenik düşmekten kurtulamıyor.

Belediyelerimizin üzülerek söylemek isterim ki meclislerinde, gündemindeki dosyaların yüzde 85'i imar revizyonudur. İmar revizyonu konusunda da mecliste hiç kavga, gürültü olduğuna bugüne kadar şahit olmadım. Muhalefet-iktidar ayrımı hiç olmaz ve şehri çirkinleştirmekte adeta yarış haline girerler"

"Dikey mimariye karşıyım, bu bizim kültürümüz değil"

"Artık kendi ellerimizle şehirlerimizi mahvetmekten kurtulalım. İmar revizyonlarına ve dikey yapılaşmaya artık dur diyelim. Şehirler ve binalar toplumların yapısını yansıtır. Mazimizin gereğini geleceğe taşımakta yeterince başarılı değiliz. Estetiği, zerafeti, ruhu binalara yansıtamıyoruz. Dikey mimariye karşıyım, bu bizim kültürümüz değil.


Biz hükümet olarak son 14 yılda ata yadigarı eserlerimizi ihya etme konusunda başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere çok titiz çalışıyoruz. Onun için de özel düzenleme yaptık. Yani alınan vergilerin bir kısmını o amaca yönelik kullanma mecburiyeti getirdik. Bu şekilde 5 binin üzerinde tarihi eserimizi ihya ettik, yeniledik, pırıl pırıl oldu."
 

El sürdürtmeye sürdürtmeye Haydarpaşa bir gün elden çıkacak

"Efendim Haydarpaşa Garı'nı filanca işe kullanacaklar.' Haydarpaşa Garı her işe kullanılır. Ne var bunda? Dışarıda duruyor güzel biblo gibi, içeriye de kütüphane yap, kültür merkezi yap, galeri yap. Her türlü kültürel, sosyal faaliyetin yapılabileceği, 24 saat yaşam alanı haline getirecek, insanların gece-gündüz gelip gideceği yer olsun. Şimdi in cin top oynuyor. Kim laf etse, hemen 'Tarihi Haydarpaşa Garı'na laf ettirmeyiz, el sürdürtmeyiz.' El sürdürtmeye sürdürtmeye ora da bir gün elden çıkacak haber vereyim.

İşte Taksim Atatürk Kültür Merkezi... Ne özelliği var o binanın? Tamam, Atatürk'ün adını taşıyor eyvallah ama çok daha güzel bir mimari yapı olabilir. Diyoruz ki, 'Onu kaldıralım, o alanı da genişletelim, kimliği olan, dört köşe cam giydirme bir bina yerine bizim kültürümüzü, tarihimizi, geçmişimizi geleceğe taşıyan güzel bir bina yapalım.' Bunda ne var?

Çevre konusunu gelişmekte olan ülkelerin önünü kesmek için kullanıyorlar."
 

"Adamlar bölmek istiyor, neyi konuşacağız?"

"Bir an önce hedefimiz, amacımız, ülkemizde bu terörü gündemimizin en alt sıralarına indirmek. Bunun için gayret gösteriyoruz. Bazıları, 'Efendim, oturun konuşun, niye böyle konuşuyorsunuz' gibi laflar ediyor. Neyi konuşacağız arkadaşlar? Adamlar bölmek istiyor memleketi, neyi konuşacağız? Bölücülerle neyi konuşacağız? Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğü dışında konuşacak hiçbir şey yok.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr