Bozdağ, Malatya Büyükşehir Belediyesi'nce kentteki bir otelde düzenlenen ve 81 ilden 500 gencin katıldığı 'Gençlerin Gözüyle Yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu'nda konuştu. Bozdağ, Almanya’nın Gaggenau şehrinde bölgede yaşayan Türk toplumu temsilcilerinin oluşturduğu organizasyon heyetinin Gaggenau Belediyesi’ne toplantı için 27 Şubat Pazartesi günü talepte bulunduğunu anımsatarak, "Yer tutulmuş, gerekli hazırlıklar yapılmış, hatta Çarşamba günü denetim yetkilisi polis ve organizasyon adına temsilciler toplantıyla ilgili ortak bir tutanağa imza atmışlar. Ama maalesef toplantıya saatler kala bütün bunları yapan belediye ‘otopark yetersizliği’ gibi sudan bir bahaneyle Türk toplumuyla buluşmamızı engelleyen bir karar aldı" dedi.

Bu duruma tepki gösteren Bakan Bozdağ, şunları söyledi:

"Ben soruyorum; O salon yetmiyordu da pazartesinden beri neden gereken uyarıları yapmadınız? Otopark sorunu vardı da neden bir gün önce polisle beraber ortak bir tutanak imza ettiniz? Toplantının olacağı ilandan da belli, kimin katılacağı, kaç kişinin katılacağı belli, bunun tamamı bilinmektedir. Ama buna rağmen toplantıya saatler kala belediye aldığı bir kararla toplantıyı iptal etti."

'SKANDAL BİR KARAR'

Bakan Bozdağ, kararı, 'skandal' olarak nitelendirirken, şöyle konuştu:

"Çok net bir şekilde görülüyor ki bu belediyeyi de aşan bir karar. Skandal bir karardır, diplomatik nezakete aykırı bir karardır. Her daim 'Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, hukukun üstünlüğü' diyen ve kendisi dışındaki herkesi demokrasi özürlü, insan haklarına hakkıyla riayet etmeyen olarak suçlayan Almanya ve Almanya yetkilileri, Türk toplumunun İnsan Hakları Sözleşmesinin evrensel hukukun temel ilkesi olan toplanma hakkını ihlal etmiştir, toplanma hakkına engel olmuştur. İnsan haklarının hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi ifade hürriyetidir. Türk toplumunun ve onların çağırdığı bir hatibin kendisini demokratik bir ülkede özgürce ifade edebilme hakkı vardır, bu hak hem Alman Anayasasıyla hem de Türkiye ve Almanya’nın taraf olduğu İnsan Haklarına ilişkin Uluslararası Sözleşmelerle teminat altına alınmıştır."

İfade hürriyetinin engellendiğini dile getiren Bozdağ, "Hani siz demokrattınız? Hani siz 'İnsan hakları' dediğiniz zaman onu başınızın üstünde taşıyordunuz. Hani siz 'İfade hürriyeti' diye diye her gün Türkiye’yi suçluyorsunuz. 'İfade hürriyetine saygı duyun' diyorsunuz. Peki, bu yaptığınız demokrasinin hangi kuralına uyar? İnsan haklarının hangi ilkesine uygundur? İfade hürriyetiyle uzaktan yakından bir alakası var mıdır, yoktur" dedi.

TERÖRİSTLERİN HER TÜRLÜ İFADE HÜRRİYETİ ALMANYA’DA VAR

Bakan Bozdağ, toplantının iptal edilmesinin 'faşist bir uygulama' olarak değerlendirerek, şöyle devam etti:

"Teröristlerin her türlü ifade hürriyeti Almanya’da vardır. PKK terör örgütü üyeleri, Fetullahçı terör örgütü üyeleri, DHKP-C terör örgütü üyeleri, Türkiye’nin aleyhine suç işleyen kim varsa Almanya bugün onların sığınağı olmuştur. Darbeyi yapanlar oraya kaçıyor, Türkiye'nin aleyhine suç işleyen herkes oraya kaçıyor. Demokrat nasıl olur, 15 Temmuz’da Türk milleti bütün dünyada gösterdi. Demokrasi nasıl müdafaa edilir gösterdi. Türk milleti hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, cumhuriyete ölümüne sahip çıkmıştır. Türk milletini, Türkiye devletini takdir ettiler mi, etmediler. Etseniz ne yazar, etmeseniz ne yazar. Bu millet demokrasisine her şeye rağmen bundan sonra da sahip çıkmaya devam edecektir. Almanya'daki bu skandal uygulama tam anlamıyla faşist bir uygulamadır. Biz 'Berlin duvarı yıkılalı çok oldu' diyorduk. Ama görüyoruz ki Almanya'da hala bazı zihinlerde ideolojik Berlin duvarları var, yenileri de inşa ediliyor."

Türkiye’nin Almanya’dan alacağı demokrasi dersinin olmadığını dile getiren Bozdağ, şunları söyledi:
"Türkiye’nin Adalet Bakanı’nın ifade hakkı yok mu? Teröristlerin ifade hakkı var, onun hürriyeti var, onlara ifade hakkı verilmediği zaman bütün insan haklarına ilişkin örgütler, uluslararası raportörler herkese açıklama yapıyor. Peki, şimdi var mı konuşan, yok. O zaman mesele ne, demek ki ifade hürriyeti değil. İşin arkasında başka şeyler var. Ama her ne olursa olsun Türkiye yoluna devam edecektir. Türk yargısı, Alman yargısından daha bağımsız, daha tarafsız bir yargıdır. Verilen kararlar hukuki kararlardır. Terör örgütü üyeliği, terör propagandası, Türkiye aleyhine işlenen ve kanunların suç saydığı suçlar varsa, buna dair deliller varsa yargının yapacağı bir şey yok. Kanuna uymaktan ve kanunu uygulamaktan başka yapacağı hiçbir şey yok. Kimse Türkiye’nin yargısına emir ve talimat veremez, vermesi de mümkün değildir. Türkiye’ye demokrasi ve hukuk dersi vermeye kalkanlar, dönüp kendilerine bakması lazım. Dönüp tarihlerine baksınlar. Eski hastalıkların hortladığını görüyoruz, onların tedavisiyle uğraşsınlar. Eğer o hastalıkları tedavi etmezlerse korkarım ki bugün Türkiye’nin Adalet Bakanı’nı Almanya’da konuşturmayanlar, kendi topraklarında kendileri de konuşamayacak hale geleceklerdir. Nerede bir seçim var Türkiye malzeme, Almanya’da bir seçim var, Türkiye’yi malzeme yapıyorlar. Başka ülkelerde de seçim var, bakıyorsunuz sanki Türkiye’de birisi orada milletvekili seçilecek, bir Türk başbakan seçilecek veya cumhurbaşkanı seçilecek. Yok, öyle bir şey. Bu Türkiye’nin gücünü gösteriyor. Türkiye’nin başka ülkelerin iç politikalarının malzemesi haline getirilmesini doğru görmüyoruz, görmemizde mümkün değildir. Bizim istediğimiz şey Türkiye’ye karşı adil, objektif olunmasıdır."

KENDİLERİ YORMASALAR, CHP’NİN SİTESİNE GİRSELER YETERDİ

Venedik Komisyonu’nun yayınlayacağı raporun taslağını okuduğunu ifade eden Bozdağ, "Önümüzdeki günler, Türkiye için tarihi günler. 16 Nisan, ülkemizde büyük bir dönüşümün kararının verileceği gündür. Herkes burada odaklandı. Zannetmeyin ki sadece Türkiye’deki insanlar buraya odaklandı, emin olun başka ülkelerde buraya odaklandı. Başka güçlerde buraya odaklandı. İşte Almanya’daki bizim konuşmamızın engellenmesinin arkasında yatan nedenlerinden bir tanesi de burada yatıyor. Venedik Komisyonu’nun hazırladığı raporun taslağını okudum. Keşke Türkiye’ye bu kadar ziyaret yapıp, kendilerini bu kadar yormasalardı. CHP’nin parti sitesine girip, oradaki anayasaya dair eleştirileri alsalardı, hem masrafsız hem de zahmetsiz bir iş yapmış olurlardı. Zira rapor, CHP’nin eleştirilerinin ve ‘hayır’ diyen diğer HDP’nin eleştirilerinin, diğer çevrelerin eleştirilerinin derli toplu, bir arada yazılı hale getirilmesinden başka hiçbir şey değil. Objektif, adil değil. Türkiye’nin objektif, adil olmayan değerlendirmelere itibar etmeyeceğini herkesin bilmesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Bozdağ, CHP’nin anayasa değişikliğiyle ilgili Anayasa Mahkemesine gitmemesine ilişkin olarak ise "Değişim dedik ya sistem, adı bile yetti CHP’yi değiştirmeye. CHP, her şeyi Anayasa Mahkemesine götürüyordu. Götürdü mü bunu? Komisyonda, genel kurulda, her yerde 'Götüreceğiz' dediler, götürdüler mi, götürmediler. Niye götürmediler? Çünkü halka ihtiyacı olduğu için yapmadılar. AK Partililerin, MHP’lilerin, diğer partilerin oyuna ihtiyacı olduğu için yaptılar. Eğer yüzde 26’yla netice alacaklarını bilselerdi, Anayasa Mahkemesine gitmekten hiçbir güç onları vazgeçiremezdi. Millete muhtaç onun için vazgeçti" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr