Türkiye sinemasını dünya ile buluşturarak uluslararası bir festival olma amacını her yıl daha da vurgulayan 53. Uluslararası Antalya Film Festivali, popülerleşme yolunda daha büyük bir adım atıyor. Festival mekânlarından, festival konuklarından onur ödülüne değer görülen isimlere kadar pek çok seçimi festivali Türkiye ve dünyada daha da tanınır hale getirmek için atılan bir adım. Bu durumda festivalin sanatsal anlamda yükselme amacıyla paralel giden popülerlik hedefi birbirini itiyor aslında. Festivalin basın toplantısı ve mini partisi önceki gece İstanbul’un en popüler ve en lüks eğlence mekânlarından olan Sortie’de yapıldı. Gecede, ilk olarak festival yetkilileri, festival çalışmalarından bir bölümünü duyurdu. Buna göre, 16-23 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek festivalin “Onur Ödülleri” yönetmen Feyzi Tuna ile sinema, tiyatro oyuncusu Yılmaz Gruda’ya verilecek.

“Altın Portakal Emek Ödülleri” dublaj sanatçıları Altan Karındaş ile Toron Karacoğlu’na, “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” ise sanatçı Emel Sayın’a sunulacak. Festival programına bu yıl iki özel film seçkisi eklendi. 15 Temmuz şehitlerine adanan “Güneş Tutulması” adlı seçkide darbelerle ilgili filmler gösterilecek. “Hiçbir Yerin İnsanları” adlı bölümde ise mültecilere odaklanılacak. Gecede konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Festival Başkanı Menderes Türel, “15 Temmuz’un kalbimizde açtığı yaranın acısı taze ancak perde kapanmaz diyerek bu yılki festivale daha güçlü bir şekilde hazırlanmaya gayret ettik” dedi.

Adana Film Festivali her yıl sanatsal anlamda niteliğini yukarı taşıyor. Antalya Film Festivali ise her yıl daha bir popülerleşme yolunda. Festivalin Genel Direktörü Elif Dağdeviren, iki festival arasındaki farkı şöyle anlatıyor: “Adana Film Festivali ülkemize bizim topraklarımıza ait bir festival. Antalya ise hem bizim topraklarımıza hem de uluslararası alana ait. Adana havaya pası atıyor, biz de topa vurup uluslararası alana gönderiyoruz. Rakip değiliz, birbirimizin tamamlayıcısıyız. Antalya Film Festivali’nin tüm dünyada popüler olması için uğraşıyoruz.”

Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay da popülerleşmeyi şöyle değerlendirdi: “Menderes Bey, bu festivali dünya sineması içinde bir çekim merkezi haline getirmeye çalışıyor. Hem doğası, hem ışığı ve çevredeki bütün o tarihi kalıntılar sinema için ideal mekânlar. O anlamda popülerleşiyor. Dünyaya açılıyor ama aynı zamanda Türkiye’nin Yeşilçam denen kendine özgü sinemasını da ihmal etmiyor. Onur ödülleri ilk anda irkitti beni. Emel Sayın ismi tartışılır, çok filmi var. Olabilir, olmalı da. Böyle isimleri sinemacı sayıp onur ödülü vermek kimsenin aklına gelmemiş. Festivali popülerleştirme yolunda ilginç ve özgün bir yol.”

GECEDEN NOTLAR

*Festivalin basın toplantısı ve mini partisinin yapıldığı Sortie’nin festivalin mekân sporsoru olduğu belirtildi. 

*Geceye, Burcu Kara, Deniz Çakır, Yavuz Bingöl, Mustafa Denizli, Ceyda Ateş, Yılmaz Gruda, Erdoğan Aktaş, Aslı Öymen, İsmail Küçükkaya ve Atilla Dorsay’ın da aralarında bulunduğu iş, sanat ve basın dünyasından birçok davetli katıldı. 

*Her davetli son derece şıktı. Gecede, televizyon ve sinema dünyasından henüz yüzünü tanımadığımız birçok oyuncu da vardı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr