Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın barış bildirisine imza atan akademisyenlerin cezalandırılması yönündeki ısrarının, önceki gün Meclis’e sunulan yasa tasarısının hazırlanması sırasında sorun yaşanmasına neden olduğu ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı’nca tasarıya “bölücü amaçlarla veya terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek, ideolojik ve siyasi amaçlarla eylemlerde bulunmak, bu eylemleri açıkça desteklemek” suçlarından akademisyenler hakkında YÖK Başkanı’na soruşturma yetkisinin verilmesine ilişkin düzenleme eklendi. Bakanlar Kurulu’nda da bu haliyle onaylandı. YÖK’ün Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderdiği taslakta ise akademisyenler hakkında soruşturma yetkisinin sadece üniversite disiplin kuruluna verilmesinin düzenlendiği ifade edildi.

Hükümet, önceki gün eğitimle ilgili 28 maddeyi içeren bir torba yasa sundu. Tasarıda; yasaklanmış her türlü yayın, siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, basmak, dağıtmak; siyasi parti faaliyetinde bulunmak; işi yavaşlatma ve grev gibi eylemler yapmak suretiyle kamu hizmetlerini aksatacak davranışlarda bulunmak, intihal, terör niteliğinde eylemde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek suçları tanımlandı. Bu suçları işleyenlerin kamu görevinden çıkarma cezasına çarptırılacağı öngörüldü. Meclis’e sunulan tasarının en dikkat çeken maddesi bu suçlar hakkında soruşturma açma yetkisinin üniversitelerin yanı sıra YÖK Başkanı’na da verilmesi oldu. Madde, muhalif akademisyenler hakkında soruşturma açılmaması durumunda YÖK Başkanı’nın devreye gireceği yorumlarına yol açtı. Ancak taslak önerisini daha önce Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderen YÖK’ün böyle bir “süper yetki” istemediği ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, MEB’e gönderilen taslakta, YÖK’ün sadece rektörler ve dekanlar hakkında soruşturma yetkisi vardı. Ancak Erdoğan’ın ceza isteği, Milli Eğitim Bakanlığı’na yasaya madde ekletti. Böylece barış bildirgesine imza atan akademisyenler hakkında üniversite yönetiminin soruşturma açmama olasılığının da önü kesilmiş oldu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr