Türkiye’nin denetleme sürecine alınmasının ardından AB, Ankara ile ilişkilerinin geleceği için uzun dönemli bir strateji belirleyemedi. Onun yerine kısa dönemli politikalar izlemeye karar verdi ve tek kırmızı çizgi olarak ölüm cezasını belirledi. AB, Türkiye ile bundan sonraki ilişkilerin seyrinde İngiltere’nin AB’den çıkış formulünü de göz önünde bulundurmayı kararlaştırdı.

Referandumun ve AKPM’nin Türkiye’yi denetleme sürecine almasının ardından Valetta’da toplanan AB Dışişleri Bakanları’nın toplantısı Ankara-Brüksel ilişkileri açısından kritik önem taşıyordu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu özel bir oturumda ağırlayan Konsey, kendi arasında da Türkiye başlığını tartıştı. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, Çavuşoğlu’nun katılmadığı toplantıda AB kendi içerisinde 3’e bölündü. Avusturya Dışişleri Bakanı, “Türkiye ile süreç böyle gidemez” mesajı verirken müzakerelerin askıya alınmasına yönelik beklentisini de dolaylı olarak ifade etti. Almanya ise toplantıda, 18 maddelik anayasa değişikliğinin hayata geçirilmesi için daha 2 yıl olduğuna işaret etti.

Erdoğan’ın bu toplantı ışığında AB’nin referandumda ‘evet’ kampının yanındaymış gibi davrandığına dair sözlerine ise bir AB’li diplomat, “Eminim ki böyle birşey olmadı. Bizim pozisyonumuz aynı; top Türkiye’de ve karar verecek olan Türkiye” yorumunu yaptı. Bir başka üst düzey yetkili ise Erdoğan’ın fasılların açılmasına yönelik sözlerine, “Aralık 2016’de fasılların açılmayacağına hükmedildi. Bu sözlerin anlamı yok” karşılığını verdi.

Çıkış formülü

AB Dışişleri Bakanları’nın toplantısında, müzakerelerin askıya alınması önerisine Türkiye yanlısı bazı ülkeler karşı çıktı; kısa süre sonra seçimlerin yapılacağı Almanya ve Fransa gibi ülkeler ise “Türkiye’nin bu sistemi nasıl uygulayacağını görelim” stratejisini benimsedi. Kapalı kapılar ardında Türkiye’nin AB’den kopmaya karar vermesi halinde, İngiltere’nin AB’den çıkış sürecini simgeleyen Brexit modelinin Türkiye’ye de uygulanabileceği ve bunun gerçekleşmesi için en az 20 ay olduğu değerlendirmesi yapıldı.

Çavuşoğlu’nun AB liderleriyle görüşmesinde çok kibar olduğuna ancak önündeki metnin dışına çıkmadan klasik konuşmalarından birini yaptığını belirten üst düzey bir yetkili, “Türkiye birliğin parçası olmak istiyorsa bunun için kapı açık” değerlendirmesini yaparken, bir başka AB’li kaynak ise Konsey’in Türkiye’ye yönelik karar alamamasını sert sözlerle eleştirdi:

“Konsey, Komisyon’dan Türkiye değerlendirmesi bile isteyemedi. AB toplantısında, hapisteki gazetecileri, siyasetçileri gündeme getiren olmamış. Çavuşoğlu’na sadece ‘yükümlülüklerinizi ve beklentilerimizi biliyorsunuz’ mesajı verilmiş. Bir cezalandırmadan söz edilmemiş; yani AB için sadece ‘ölüm cezası’nın kırmızı çizgi olduğu belirtilmiş. Fasıl açılmayacağına yönelik karar zaten aralıkta alınmıştı.”

GÖRÜŞME RESMİ BİR ZİRVE OLMAYACAK

Türkiye’nin AB ile 2015’ten bu yana yapılması için uğraştığı ve 24-25 Mayıs’taki NATO Zirvesi sırasında yapılması planlanan, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı bir araya getirecek toplantının formatı da netleşmedi. Bir yetkili, “Bu görüşmeye NATO ve AB üyesi olan bazı ülkelerin devlethükümet başkanları da katılabilir ama kesinlikle bu buluşma resmi olmayacak, bir zirve olmayacak” yorumunu yaptı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr