Dünyanın en güçlü ülkesi ABD’ye gelecek dört yıl boyunca yön verecek lider iki gün sonra belli olacak. 2008’de ilk siyah başkanını seçen ABD halkı, bu kez siyasi geçmişi olmayan milyarder bir işadamı ve ünlü televizyon simasi ile ABD tarihinin ilk kadın başkan adayı olan “kuurt” bir siyasetçi arasında seçim yapacak.  Demokrat Parti adayı Hillary Clinton ile rakibi Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump seçmeni ikna etmek için son kozlarını oynuyor. Trump’ın belden aşağı söylemi ve hakkındaki cinsel taciz suçlamaları, Clinton’ın bitmeyen e-posta skandalı ve vakıf yolsuzlukları, iki adayın birbirini çok sert eleştirmesinin damga vurduğu kampanyaya Dışişleri Bakanı John Kerry bile “ABD’nin dünyadaki itibarı açısından utanç verici” tepkisini göstermişti. 

Seçimi FBI belirler mi?

Haziran 2015’te aday adaylığını açıkladığı zaman başkanlık için çok az şans verilen Trump, özellikle Müslümanlar ve göçmenlerle ilgili açıklamalarıyla büyük tepki çekti. Dışişleri Bakanıyken resmi yazışmalarını kendi evinde kurdurduğu bir sunucuyu kullanarak kişisel e-posta adresi üzerinden yaptığı ortaya çıkan Clinton, FBI’ın ilk soruşturmasından, yargılanmasına gerek olmadığı yönünde kararla kurtulmasına rağmen seçime sayılı gün kala FBI’ın yeniden soruşturma açtığını açıklamasıyla zorda kaldı.

FBI Başkanı seçime müdahale etmekle suçlansa da Clinton da ilk kez anketlerde Trump’ın kendisini geçtiğini  gördü. WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın sızdırdığı kampanya şefi John Podesta’ya ait e-postalar da Clinton için bir başka darbe oldu.

Suriye’de güvenli bölge

Libya ve Suriye savaşlarının müsebbipleri arasında görülen Clinton TV düellolarında kritik dışpolitika açıklamaları yaptı. “Başkan seçilirse Suriyeli Kürtleri silahlandıracağı
nı” söyleyerek Ankara’nın tepkisini çeken Clinton, diğer yandan siviller için güvenli bölge meydana getirilmesi gerekçesiyle Suriye’nin kuzeyinde “uçuşa yasak bölge” oluşturulmasını savunarak Ankara’nın tezine destek verdi. Demokrat aday Cumhuriyetçi rakibini ulusal güvenliğe tehdit olarak da gösterdi.

Trump’ın Rusya sevgisi

Trump ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ABD Başkanı Barack Obama’dan “çok daha iyi bir lider” olarak tanımladı ve seçimi kazanırsa “Putin ile iyi ilişkiler kuracağını” belirten Clinton’ın “uçuşa yasak bölge” istemesini eleştirip Demokrat adayın Suriye ile ilgili planlarının Üçüncü Dünya Savaşı çıkartacağı uyarısı yaptı. Clinton ve Trump, önceki gün seçmeni her iki tarafa da meylettiğinden “swing state” (salıncak eyalet) diye nitelenen seçimin kaderini belirleyebilecek eyaletlerden Ohio ve Pensilvanya’da miting düzenledi. İki aday yine birbirini sert dille eleştirdi. Siyah seçmenin desteğini garantilemiş gözüken Clinton, Ohio mitingini ünlü rapçi Jay-Z ve ünlü şarkıcı eşi Beyonce’ın konseriyle noktaladı. 

Obama'dan ifade özgürlüğü vurgusu

ABD Başkanı Barack Obama, Demokrat Parti’nin Kuzey Karolina’daki mitingi sırasında başkan adayı Hillary Clinton’a destek istemek için konuşma yaptığı sırada bir Trump destekçisi ortalığı karıştırdı. Obama Trump’ın başkanlık niteliklerine sahip olmadığını söylerken kalabalık arasından biri Trump’a destek pankartı havaya kaldırdı. Trump destekçisini yuhalayan kalabalığa Obama müdahele etti. Demokrat kitleye birkaç kez “durun” diye seslenen Obama, “Herkes otursun ve beni dinlesin. Salonda kendi adayını destekleyen yaşlı bir centilmen var. Her şeyden önce ifade özgürlüğüne saygı duyulan bir ülkede yaşıyoruz. Bu centilmen, orduya hizmet etmiş de olabilir ve buna saygı duymamız gerek. Yaşına da saygı duymamız gerek. Yuhalamayı bırakın. Oy kullanın” dedi. 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr